İşte tatil sonrası Uzmanından öneriler
Tatil bitti ve okullar açılıyor. Öğrenciler 15 günlük aranın ardından yoğun bir çalışma döneminin içine girdi. Sürekli ders çalışan öğrencinin yerini etkili ve verimli çalışan öğrenciler aldı. Derse ne kadar çok çalıştığın değil, ne kadar etkili çalıştığın önem kazandı. Artık öğrenme sürecini iyi yönetebilen öğrencilerin daha başarılı oldukları ortaya çıkıyor. İlk dönem alınan karne başarı için belirleyici bir etken değil. Kötü karne alan ancak eksiklerini tamamlayan öğrenciler ikinci dönem verimli çalışmayla arkadaşlarının önüne geçebilir. İlk dönem başarılı olan öğrenci ise notlarına güvenerek gerileme yaşayabilir. Uzmanlar öğrenciye göre ders planı yapılmasının faydalı olacağını belirtiyor.
İşte size Zambak Yayın Grubu Yayın Yönetmeni ve Rehberlik Uzmanı Mehmet Azim'den tatil sonrası için 20 öneri:
1. Yarıyıl tatili sona erdi, öğrenciler yeni bir döneme başlayacaklar. Özellikle veliler ve öğrenciler, birinci yarıyılda aldıkları karnelerdeki notlara ve genel öğrenci davranışlarına göre ikinci yarıyıl için bir planlama yapacaklar ve durumlarını gözden geçirecekler. Süreci daha iyi yönetenler daha başarılı olacaklar. İlk dönem başarılı olana öğrenciler başarılarını devam ettirme çabası içinde olacaklar, zayıf olanlar başarıyı yakalamak için gayret gösterecekler. Yıl sonun da herkes mutlu bir şekilde tatili girecekler.
2. Başarıda veya başarısızlıkta her öğrenciyi ayrı ayrı ele almak gerekir. Bir öğrenciyi diğeriyle kıyaslamak hem problemi çözmez hem de öğrencide yeni psikolojik sıkıntıların oluşmasına zemin hazırlar. Eğer öğrenci kendi evreninde, bir durumdan daha iyi bir duruma geliyorsa, daha üst basamağa tırmanıyorsa bu, bizim için ölçme ve değerlendirmede veri olabilir.
3. Öğrenci başarısında iki durum karşımıza çıkıyor ve bunları da yeterince önemsemek gerekir. Bu iki önemli nokta öğrencinin ders başarısı ve kültürel değerler karşısında sergilediği davranıştır. Veli olarak, bu iki durumun birlikte yükselmesi için bir çabamızın olması gerekir. Ahlaki ve toplumsal değerleri yozlaştırmadan yavrularımızın bunları davranış hâline getirmesi beklenir.
4. Annesine-babasına saygılı bir evladı bütün veliler canı gönülden arzu eder. Genel anlamda küçüklerini seven, büyüklerini sayan bir insan modeli inşa etmek gerekir. Saygı ve sevgi değerleri üzerinde büyüyen nesiller, canlılara kıyamaz, adaletli, hoşgörülü olur; vatanını, milletini sever; yaşadığı dünyada barışın hakim olması için çaba sarf eder; daha yaşanılası bir dünya kurmaya çalışır. İnsanlık, her zaman olduğu gibi bu değerlere günümüzde de muhtaçtır. Aslında veli olarak yavrularımızdan beklediğimiz hem değerlere saygılı hem de çalışkan olmalarıdır. Tembellik ve değerlerin yozlaşması, devletlerin yıkılmasındaki en önemli etkenlerdir.
5. Yukarıda belirtmeye çalıştığımız iki temel noktayı yakalayabilmemiz için neler yapılmalıdır? Bu elbette bir iki yazıyla açıklanacak bir konu değildir. Belki bunun ciltler dolusu izahı yapılabilir. Biz genel olarak bazı temel noktalar üzerinde duralım.
6. Yavrularımızda istenen ölçülerde olumlu davranış oluşması ve bu davranışların gelişmesi, hayat düsturu hâline gelmesi için aile-okul-sokak ve yayınlar birlikte, sıcak ve olumlu bir zemin teşkil etmelidir. Çocuğu sarmalayan bu etkenler, bir çarkın dişlileri gibidir. Dişlilerin herhangi birinde veya birkaçındaki arıza, verimsiz bir ürün elde etmemize etki edecektir. Bu kurumlar iyi çalışmadığı durumda millî ve manevi değerler bağlamında güzellikler beklemek, boş bir hayal olmaktan öteye gidemeyecektir.
7. Çocuğu hayata hazırlayan en önemli kurumlardan biri olan aileyi ele alarak nesillerin ruhunun oluşmasındaki etkileri üzerinde kısaca durmaya çalışalım. Anne ve baba, hatta abla, ağabey, teyze, dayı, hala, amca, dedi, nine gerçek manada çocuğa iyi birer rol model olmak zorundadır. Anne-babanın ilgisizliği, çocukların huzurunda yüksek sesli tartışmalar hatta fiziki darba varan görüntüler yavrularımızın ruh dünyasında büyük yaralar açmaktadır. Annesinin veya babasının kendisini terk edeceği korkusuyla okula gelen çocuk, kendini derse veremez ve başarı grafiği gittikçe düşer. Anne-baba arasındaki olumsuz diyaloglar, çocuğun ruh dünyasında iz bırakan birer çizik gibi kalır ve yavru onu ömür boyu taşır.
8. Unutulmamalıdır ki çocuğumuz, evimizde beslediğimiz bitkilerden, muhabbet kuşlarından daha önemsiz değildir. Evde, çocukların çalışmaları, ev ödevlerini yapabilmeleri için uygun çalışma şartlarını oluşturmak da başarı için önemlidir. Küçük bir kitaplığının olması, çalışacağı uygun bir köşenin bulunması en azından temel şart olarak yerine getirilmelidir. Çocuk çalışırken, bir köşede televizyon seyredilmesi, yüksek sesle bir şeyler dinlenilmesi onun dikkatini dağıtacaktır.
9. 9. Öğrencinin başarısında, eğitim-öğretimi besleyen dokümanların kalitesi de göz önünde bulundurulması gereken önemli bir noktayı oluşturuyor. Bu konuda hem iyi araştırmak hem de seçici olmak gerekir. Baskıların kalitesi, verilen bilgilerin doğruluğu, müfredata ve çocukların gelişimlerine uygunluğu, eğitime ve öğretime sağlayacağı katkı göz önünde bulundurulmalıdır. İyi kaynakların öğrenci başarısını ciddi manada artırdığını biliyoruz. Yanlışlıklarla dolu özensiz dokümanlar yarar yerine zarar verebilir.
10. Öğrencilere olumsuz ifadelerle hitap etmek, onları olumsuz şekilde etiketlemek, yavrularımızın kişilik ve değer gelişimleri için son derece sakıncalıdır. Bunlardan kaçınmak gerekir.
11. Özellikle ilk yarıyılda not ve davranış olarak başarısız öğrencilerimiz olabilir. Bu problemlerin çözümü konusunda öğretmenlerle ortak çözüm yolları bulup uygulamalıyız. Başarı seviyesi düşük öğrencilerle birebir ilgilenmek gerekir. Sorunların çözümü konusunda velinin en büyük desteği, öğretmenlerdir. Okuldaki sorunların çözümü konusunda da velilerimiz ellerinden gelen desteği vermek durumundadır. Ders başarısı sıkıntılı olan öğrencilere, eksikliklerini gidermek amacıyla takviye ders aldırmak yararlı olur. Bunun için öğretmenlerle birlikte uygun bir program hazırlanmalıdır.
12. Her zaman olduğu veliler, çocukların uyku ve beslenme düzenlerine dikkat etmelidirler. Maalesef bazı velilerin çocukların uyku ve beslenme düzenleri konusunda hassas davranmadıklarını görüyoruz. Kahvaltı yapmadan, aç aç okula gelen öğrencilerin başarılarının düştüğüne dair her gün yeni araştırma sonuçları kamuoyu ile paylaşılıyor. Genç vakitlere kadar televizyon seyredip geç kalan ebeveynlerin çocuğunu sağlıklı bir şekilde okula hazırlaması mümkün değildir. Öğrenciler, yemesiyle, ders araçlarıyla, giyim kuşamıyla tam olarak okula hazırlanmalıdır. Güler yüzle uğurlanmalı ve karşılanmalıdır.
13. Arkadaş çevresi, çocuğun başarısını etkileyen önemli sosyal yapılardan biridir. Bu konuda, çocuğun çevresine dikkat etmek gerekir. Daha küçük yaşlarda bile oluşturulan olumsuz çevreler hem çocuklarda değer kaybına hem de ders başarılarının düşmesine sebep olmaktadır. Bu konuda gerekirse tanıdık bazı ailelerle uygun çevre, arkadaş ve akran grupları oluşturmak gerekebilir.
14. Kitap okumak ve bunu alışkanlık hâline getirmek her insan için çok önemlidir. Burada, çocuğun gelişimine, psikolojisine uygun kitapları seçmek gerekir. Her kitap, yararlı değildir. Çocukta olumlu duyguları geliştirecek, edep ve terbiyesine olumlu katkılar sağlayacak, problemlerin çözümünü gösterecek; sevgi, saygı aşılayacak kitapları tercih etmek gerekir. Bu konuda öğrencinin ilgi alanı da göz önünde bulundurulmalıdır. Veli-öğrenci-öğrenmen görüşmesiyle kitaplar belirlenmelidir. Mümkün olursa günün uygun bir saatinde aile fertleri hep birlikte kitap okumalıdırlar. Okuma alışkanlığı olmayanlar, azdan başlayarak çoğa doğru yavaş yavaş okuma sürelerini artırabilirler.
15. Çocuklarla ilgilenme konusunda iş yoğunluğu gerekçeleri, sık sık misafirliğe gitme ve misafir kabul etme etkinlikleri eğitim-öğretim konusunda çocuklarımızı olumsuz etkileyebilir. Bunun planlamasını yapılmalı, etkinliklerin çocuklar üzerinde olumsuz tesir bırakmasına izin verilmemelidir.
16. Geziler de önemli öğrenme yollarından biridir. Ailenin ekonomik durumuna göre ailece yapılacak geziler hem öğretici olur hem de aile bireyleri arasında samimiyeti artırır. Konuşma fırsatı bulunmayan çoğu konular dile getirilir, yeni ve sıcak diyaloglar yaşanır. Gezilerimizi oyunlarla süslemek, çocuklar için doyum olmaz zaman dilimleri yaşamamızı sağlar. Oyun, çocuk için sevinç ve mutluluk kaynağıdır.
17. Geziler de önemli öğrenme yollarından biridir. Ailenin ekonomik durumuna göre ailece yapılacak geziler hem öğretici olur hem de aile bireyleri arasında samimiyeti artırır. Konuşma fırsatı bulunmayan çoğu konular dile getirilir, yeni ve sıcak diyaloglar yaşanır. Gezilerimizi oyunlarla süslemek, çocuklar için doyum olmaz zaman dilimleri yaşamamızı sağlar. Oyun, çocuk için sevinç ve mutluluk kaynağıdır.
18. İlk okuma ve yazmayı yeni öğrenen öğrenciler için ayrı bir değerlendirme yapmak gerekir. Özellikle yavrularımızın ilk okumaya geçtiği dönemlerle, okuma hızını artırmak amacıyla sesli ve ikili okumalar yapmak yararlı olur. Okuma hızlarını geliştirmek için iyi okuyan biriyle okumaya yeni başlayan öğrenciler eşli, arkadaşlı, ikili okumalar yapmalıdırlar. Öğrenci önce dinler, daha sonra kendisi sesli olarak okur.
19. Televizyon, İnternet ve bilgisayar çoğu ailelerin hayatının merkezine oturmuş durumdadır. Bu konuda sınırlı ve sorumlu hareket etmek doğru olur. Teknolojinin, çocukların gelişimi üzerinde olumlu veya olumsuz birçok etkisi vardır. Çocuklar, tek başlarına televizyon seyretmemeli, seyredilecekse bile ailenin kontrolü olmalıdır. Herkes kendi odasına çekilip televizyonu seyretmemelidir. Seçici bir davranış sergilenmelidir. Çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakacak her türlü program konusunda seçici olmamız gerekir.
20. Bütün iyi niyetli çabalara ve yaklaşımlara rağmen çocuğumuzun durumunda olumlu değişiklikler olmuyorsa, dikkatini toplamakta ve çalışmakta zorlanıyorsa bu durumda bir uzmanla görüşmekte yarar olabilir.
Son Dakika › Sağlık › Yarıyıl Tatili Bitti Ders Zili Çalıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?