Tayland'da mağaradan kurtarılan 12 erkek çocuk karantinaya alındı. Peki, bu çocuklar hangi hastalıkları taşıyor olabilir ve bu hastalıkların ciddilik derecesi nedir?
23 Haziran'dan beri Tayland'daki Tham Luang mağarasında mahsur kalan 12 çocuk ve onları çalıştıran futbol antrenörleri nihayet kurtarılıp yakındaki bir hastaneye kaldırıldı.
Endişeyle onları bekleyen aileleri ise çocuklarını görmek için bir süre daha beklemek zorunda kalacak.
Zira tümü hastanede karantina altına alınmış durumda. Çocuklar birçok teste tabi tutulurken ailelerinin dokunması ve sarılmasına izin verilmiyor. Testler sorunsuz çıksa da onlarla ilk görüşmeleri iki metre mesafeden olacak ve ailelerin koruyucu giysi giymeleri gerekecek.
Peki doktorlar neden bu kadar tedbir alıyor?
Tham Luang mağara kompleksini her yıl binlerce kişi ziyaret edip hayran kalsa da, mağaranın derinliklerinde nelerin yattığı pek bilinmiyor. Tropik mağaralar ölümcül enfeksiyonlara yol açabilecek mikroplar barındırabilir.
Bu mağaralar, kuş, yarasa, sıçan gibi birçok canlı barındırır. Bu hayvanların kuduz, Marburg virüsü ve mantarla bulaşan çeşitli hastalıklar taşıma riski söz konusu. Mağaranın derinliklerine gidildikçe zehirli örümcek, kırkayak ve akreplere de rastlanır. Bu canlılar üzerindeki keneler, bazen terk edilmiş binalarda da bulaşan 'mağara ateşli hastalığı' gibi nadir hastalıklar taşır.
Mağarada ayrıca su ve nem kaynaklı sorunlar da vardır. Kireçtaşından oluşan mağaralar sürekli olarak yer üstünden nem alır. Mağaranın ilk oluşumu da bu şekilde olmuştur zaten: Çatlaklardan sızan su damlaya damlaya kayayı eritip oyuk açar. Mağaradaki bu sulu ortam havasızlıkla birleşince bazı yerlerde nem oranının neredeyse yüzde 100'e çıkmasına neden olur.
Yarasaların yaşadığı mağaradaki hava hastalık taşıyan mantarla doludur. Mağaranın su, çamur ve hayvan pisliğiyle dolu tabanı ise bakteri ve parazitler için bulunmaz bir ortam yaratır.
Bütün bunlara ek olarak mağaranın karanlık olmasının yarattığı tehlikeler vardır. Öyle karanlıktır ki burada yaşayan birçok canlı görme duyusuna ihtiyaç duymayacak şekilde evrilmiştir. Bazen astronotlar uzay yolculuğuna çıkmadan önce dengesizliğe uyum sağlamak için bir süre karanlık mağaralarda eğitime tabi tutulur. Mağarada tümüyle karanlıkta olmak, yürümeye çalışırken pürüzlü yüzeylerde yaralanma riskini ve buna bağlı enfeksiyon riskini artırır.
Bunlardan biri, bir mantar enfeksiyonu olan histoplazmozdur. Bu mantar nemli ortamdaki kuş ve yarasa pisliğinde bulunur. Aylar boyu kullanılması gereken mantar ilaçları ile tedavi edilebilen bu enfeksiyon, bulaştığı 20 çocuktan birinin, yetişkinlerin ise yüzde 8'inin ölümüyle sonuçlanır. Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde daha büyük risk oluşturur.
Histoplazmoz yarasa dışkısından çok kolay kapılabilen bir enfeksiyondur. Mağaralarda bulunan bir diğer mikrop da helezon şeklindeki Leptospira adlı bakteridir. Sıçan gibi kemirgen hayvanların idrar ve tükürük gibi vücut sıvılarıyla yayılır. Bu sıvılarla kirlenmiş sularda yaşayan bu bakteri, derideki ufak bir kesikten, ağız, burun, göz ve hatta akciğerlerden vücuda girebilir.
Bu bakteri Weil hastalığına yol açar. Grip belirtileriyle başlayan bu hastalık, yüzde 5-15 vakada iç kanama ve organ yetmezliğine kadar götürebilir. Bu bakteri mağaralara giren insanları etkiler. 2005'te Malezyalı bir adam mağaraya girdiği için antibiyotik almasına rağmen bu hastalığa yakalanmıştı.
Fakat Taylandlı çocukların karşı karşıya olduğu en büyük hastalık riskinin melioidoz olduğu söyleniyor. Tropik bölgelerde görülen bu hastalık yılda 165 bin kişiyi etkiliyor ve bunların yarısı ölümle sonuçlanıyor.
Toprakta bulunan bir bakterinin yol açtığı bu hastalık pirinç tarımı gibi sıradan bir yoldan edinilebilir. Birçok mikrobik enfeksiyonların belirtisi olan öksürük ve ateş gibi semptomlarla ortaya çıktığı için teşhisi güç olabilir. Ayrıca bu bakteri birçok antibiyotiğe karşı güçlü bir bağışıklık geliştirmiş.
Taylandlı çocukların kan tahlilleri ile hangi mikroplara maruz kaldıkları tespit edilebilecek. Ancak enfeksiyon varsa bile henüz belirtileri ortaya çıkmamış olabilir. Zira kuluçka dönemi 21 günü bulabiliyor.
Fakat enfeksiyon bulunması halinde bile tedavisi mümkün. Melioidoz tedavisinde hızlı davranmak büyük önem taşıyor. Ancak çocuklar hala mağarada iken tedbir olarak antibiyotik tedavisine başlanmıştı.
Mağaralarda keşif yapmayı planlayanlar basit önlemlerle riskleri asgariye indirebilir. Yarasa ve kemirgen dışkısıyla teması önlemek için lastik çizmeler giyilebilir.
Çıkarken soyunup hem vücudu hem de çizmeleri temiz sudan geçirmek yararlı olur. Fakat tüm mağaraları hastalık yuvası olarak da görmemek gerekir. Risk derecesi mağaranın yerine ve içinde yaşayan canlılara bağlıdır.
Uzmanlar birçok mağaranın yeryüzündeki en temiz ortamlar olduğunu, ancak Taylandlı çocukların mahsur kaldığı mağara tropik bölgede olduğu ve su baskınına uğradığı için birçok hastalığı barındırabileceğini belirtiyor.
Son Dakika › Sağlık › Tayland'daki Mağaradan Kurtarılan Çocukları Hangi Tehlikeler Bekliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (2)