Durmak bilmeyen kanamalar, ciltte meydana gelen morarmalar ve size sıradan gelebilecek daha birçok belirti trombosit düşüklüğünü işaret ediyor olabilir.Vücudumuzda aniden fark ettiğimiz morluklar renksiz kan hücrelerinden kaynaklanmaktadır.
TROMBOSİT DÜŞÜKLÜĞÜ NEDİR?
Trombosit, kanın pıhtılaşmasını sağlayan renksiz kan hücreleridir. Yaralanmalar sonucunda damarlarda bulunan kanı pıhtılaştırarak kan kaybını önler. Ancak trombosit sayısı azaldığında birbirlerine yapışmaları, kanı pıhtılaştırmaları oldukça güçleşir ve buna bağlı olarak olası bir darbe sonrası kanamalar uzun sürer. Bu duruma trombosit düşüklüğü ya da trombositopeni denir. Hafif ya da orta ölçekli olurlar ancak tedavi edilmediği durumlarda ölümcül de olabilmektedirler Dolayısıyla trombosit hücrelerinin az olması da çok olması da bir takım problemlere yol açmaktadır.
Trombosit düşüklüğünün belirtileri
Kollarda ve bacaklarda meydana gelen morarmalar,
İdrarda kanama gibi bir şikayetin olması,
Dişlerde ya da burunda sık sık meydana gelene kanamalar,
Cildin kızarması muhtemel olmayacak kadar hafif darbelerde bile kızarması,
Ufak bir kesikte dahi kanamanın durmaması,
Yorgunluk ve sarılık gibi belirtilerin oluşması,
Dalakta büyüme meydana gelmesi ve dalağın kanı yeteri kadar temizleyememesinden kaynaklı şiddetli karın ağrıları,
Adet kanamalarının olağandışı olması gibi durumlar trombosit düşüklüğünü işaret etmektedir.
TROMBOSİT NEDEN DÜŞER?
Hemofili hastalığı genetik bozukluğun meydana gelmesinin ardından kendini gösterir ve trombositlerin hasar görmesine neden olur. Buna bağlı olarak da trombosit düşüklüğüne zemin hazırlayabilmektedir.Aynı zamanda vücuttaki kanın çeşitli nedenlerden kaynaklı mikrop kapması da trombosit düşüklüğünü tetiklemektedir. Doğum esnasında meydana gelen aşırı kanama da bu durumu tetikleyebilmektedir. Bunların dışında vücudumuzun birçok hastalığa karşı savaş açtığı durumlarda bağışıklık sistemi yine trombosit düşüklüğüne neden olabilmektedir.
Trombosit düşüklüğünün yol açtığı tehlikeli durumlar
Trombosit düşüklüğünün meydana geldiği esnada iç kanama riski de oldukça yüksektir,
Hipertansiyon, kalp, ritim bozukluğu, felç ya da inme gibi problemlere zemin hazırlamaktadır,
Nadiren de olsa beyin kanamasına yol açmakla beraber ölümle de sonuçlanabilmektedir.
Trombosit düşüklüğünü tedavi etmek mümkün
Hastalık hemogram adı verilen bir kan testi ile teşhis edilebilmektedir. Öncellikle yapılan hemogram kan testi sonrasında elde edilen bulgularda, trombosit düşüklüğü sağlık için tehdit edecek boyutta değilse doğal yöntemlerle problem giderilmeye çalışılır.Özellikle bol miktarda C vitamini takviyesi ile bağışıklık sisteminin güçlenmesi sağlanır. Ancak elde edilen sonuçlarda trombosit düşüklüğü sağlık açısından risk oluşturacak boyutta ise hiç vakit kaybetmeden bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye yönelik ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Bazı kişilerde ilaç tedavisi ne yazık ki etkili olmayabilir. Bu durumda cerrahi yönteme başvurularak dalağın vücuttan alınması işlemi gerçekleştirilir.
TROMBOSİT YÜKSELTMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Ağrı kesici kullanımı trombosit düşüklüğüne neden olmaktadır. Dolayısıyla ağrı kesici kullanımından kaçınılmalıdır,
Yaralanmalar ve enfeksiyon gibi durumlar hastalığa zemin hazırladığı için kendinize her zamankinden daha çok dikkat etmelisiniz,
Trombosit seviyenizi yükseltmek istiyorsanız en doğal çözüm yollarından biri de bol su tüketimidir. Günde yaklaşık 8 ile 10 bardak su tüketmeye özen göstermelisiniz,
Egzersiz yapmak bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilemektedir ve bu sayede trombosit seviyenizi yükseltebilirsiniz,
Her şeyde olduğu gibi bu konuda da en önemli noktalardan biri de verimli uykudur. Gün içerisinde yeteri kadar dinlenmeye ve uykudan ödün vermemeye özen göstermelisiniz,
Trans yağlardan, şekerden uzak durarak ve sağlıklı beslenmeyi hayatınızın bir parçası haline getirerek, trombosit seviyenizi yükseltebilirsiniz.
Son Dakika › Sağlık › Sağlıklı beslenme trombosit seviyesini yükseltiyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?