TÜRKİYE Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sevim Güllü, kadının toplumda diyabetin gelişimi açısından engelleyici bir faktör olduğunu söyleyerek, "Çünkü sağlıksız yaşam daha çocukluk yaş grubundan itibaren başlamaktadır. Anne karnından itibaren başlamaktadır" dedi.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği tarafından 14 Kasım Dünya Diyabet günü dolayısıyla diyabetle ilgili önemli noktalara dikkat çekmek için ve vatandaşların bilgilendirilmesi için basın toplantısı düzenlendi. Sheraton otelde düzenlenen toplantıya Dernek Başkanı Prof. Dr. Sevim Güllü, Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fahri Bayram, Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. İlhan Yetkin ve araştırma sekreteri Prof. Dr. Füsun Saygılı katıldı.
Toplantıda ilk olarak Dernek Başkanı Prof. Dr. Sevim Güllü konuştu. 14 Kasım Dünya Diyabet gününün kendileri açısından önemli olduğunu vurgulayan Güllü, bugünün esas anlamının kendileri açısından diyabete dikkat çekmek olduğunu söyledi. Güllü, "Diyabet sıklık açısından öngörülenin çok önünde giden bir artış göstermektedir. Eğer beklendiği gibi olsaydı bugün ki rakamlara ulaşılmamış olacaktı ama gerçekten yaşam şartlarının değişmesinden kaynaklı olduğunu düşündüğümüz yine bir takım teknolojinin getirdiği toksin maddelerinin de katkısı ile obezite ve diyabet gelişiminin son derece yüksek rakamlara ulaştığını görüyoruz. Bu artış bu şekliyle devam ederse çok daha ciddi bir düzeye gelecektir diyabet" dedi.
"KADIN DİYABETTE ÖNEMLİ BİR ROL OYNAMAKTADIR"
Konuşmasında, "Kadın diyabetin gelişimi açısından da engelleyici bir faktör olabilir" diyen Güllü, şöyle konuştu: "Çünkü sağlıksız yaşam daha çocukluk yaş grubundan itibaren başlamaktadır. Anne karnından itibaren başlamaktadır. Eğer kadın bilinçli bir şekilde diyabetin varlığından neler olduğunu yada gelişmemesi açısından neler yapılması gerektiğini bilirse daha bebeğine hamile iken başlatacağı bir takım önlemelerle yada çocukluk yaş grubundan çocuk büyürken yavaş yavaş erişkenliğe doğru atım atarken ileride diyabet gelişimini engelleyebilmek için neler yapacağını bilirse daha sağlıklı bir topluma doğru yönlendirmesi mümkün olabilecektir diye düşünüyorum. Hem diyabetli kadının sağlığı hem de diyabetin gelişmemesi geleceğin toplumundaki sağlık açısından kadın önemli bir rol oynamaktadır. Bizim derneğimiz özellikle yıllardır diyabetle ilgili yoğun çalışmalarını sürdürmektedir"
"TÜRKİYE'DE DİYABET SIKLIĞI YÜZDE 13"
Türkiye'de diyabet sıklığının yüzde 13, bazı bölgelerde ise yüzde 20 olduğunu belirten Güllü, konuşmasına şöyle devam etti: "Yani erişken 20 yaş bireylerden bahsediyoruz. Bu erişkin toplumda yüzde 13 olarak düşündüğünüz zaman neredeyse her 10 kişiden birinde diyabetli gibi kabul etmek gerekiyor. Bu sıklık giderek artacak. Yaklaşık olarak 10 sene içerisinde iki kat arttığına göre bu rakamın çok daha kötüye gideceğini tahmin edebiliyoruz. Bu tüm dünya için geçerli. Şu anda 2020'li yıllarda 300 Milyon olması beklenen diyabetliler şimdi 500 Milyon olarak açıklandı. Neticede rakamlar çok hızlı bir şekilde artıyor"
"DİYABET ÜLKE EKONOMİSİNE ZARAR VERİYOR"
Dernek genel sekreteri Prof. Dr. İlhan Yetkin ise, "Türkiye bir diyabetli hasta için harcanan para aşağı yukarı bin 300 dolar civarında. Fakat diyabete bağlı komplikasyonlar geliştiğinde bu harcanan maliyet 5 veya 8 katına kadar çıkabiliyor. Yani sadece insan sağlığını etkilemiyor maliyetler yönünden ülke ekonomisine de çok önemli bir zarar verdiğini söylemek mümkün. Dünyada diyabete harcanan para aşağı yukarı sağlığa harcanan paranın yüzde 20'si. Yüzlerce hastalık var biliyoruz ama bunların içerisinde yüzde 20'si diyabete harcanıyor. İlerleyen yıllarda bu miktarından artacağını söyleyebiliriz" diye konuştu.
Dernek olarak halkı bilgilendirmek için eğitimler verdiklerini belirten Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fahri Bayram da, "Özet olarak bizim diyabeti ve gelişmemesini önlememiz lazım. Diyabet geliştikten sonra yapacağımız bir şey yok. Bugün diyabet kalp ve damar sistemini etkileyen bir hastalıktır. Böbrek, göz, sinir sistemini etkileyen bir hastalıktır" şeklinde konuştu.
Dernek Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Füsun Saygılı ise yaptığı konuşmasında, diyabet hastaların kan şekerini bilmesi yani ölçmesi gerektiğini söyleyerek, "Bire bir kan şekerini görmesi gerekiyor. Bu hastanın hem tedavisinin işe yarayıp yaramadığını kendisine gösteriyor, hem de kendisinin katkısını gösteriyor. Yediklerinin kan şekerini nasıl etkilediğini görerekten, daha sonraki öğünlerde bazı gıdalardan uzak durmasına sebep oluyor. Daha önemlisi kan şekerinin düştüğü anı tespit edebiliyor. Çünkü, diyabet hastada kan şekeri yüksekliğinden de belki daha önemlisi kan şekerinin düşmesidir. Buna izin vermemek gerekir" dedi.
- Ankara
Son Dakika › Sağlık › Prof. Dr. Sevim Güllü: Kadın, Diyabette Engelleyici Bir Faktördür - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?