Koronavirüs 80'i aşkın ülkeye yayılmış durumda ve vaka sayısı bugün itibarıyla 100 bini aştı.
Henüz insanları Covid-19 hastalığına yol açan koronavirüsten koruyacak bir aşı yok. Fakat, araştırmaların son hızla sürdürüldüğünü biliyoruz. Acaba yakında bir aşı üretilmesi ihtimali var mı?
Şu ana kadar yapılan çalışmalarda bilim insanları bazı aşılar geliştirdiler ve hayvanlar üzerinde denemeler başladı.
Hayvanlar üzerindeki ilk denemeler olumlu sonuç verirse önümüzdeki aylarda insanlar üzerinde de denemeler yapılabilecek.
Fakat uzmanlar kullanımı güvenli bir koronavirüs aşısını yıl sonundan önce geliştirebilseler bile, aşının büyük miktarlarda üretimi kolay olmayacak.
Gerçekçi bir bakışla aşının hemen herkesin kullanımına sunulabilmesi gelecek yılın ortalarını bulabilir.
Bütün bunlar aşı üretimi konusunda en yeni yaklaşımlar kullanılarak ve çok hızlandırılmış bir şekilde yapılıyor, dolayısıyla da herşeyin yolunda gideceğinin garantisi yok.
Unutmayalım ki son salgından bağımsız olarak, daha önce ortaya çıkmış ve insanlarda bildiğimiz soğuk algınlığına yol açan dört ayrı koronavirüs çeşidi daha var ve bunların hiç birinin aşısı bulunmuş değil.
Aşı, üretildikten ve herkesin erişimine sunulduktan sonra bile, yaşlılar üzerindeki koruyucu etkisinin daha düşük olacağını söyleyebiliriz.
Bu aşıdan değil ama yaşlanan bedenlerde bağışıklık sisteminin aşıya karşı zayıf olabilmesinden kaynaklanıyor.
Bunu her yıl grip aşıları yaptıranlarda da görüyoruz.
Her ilacın ve tabi aşının yan etkileri var.
Fakat laboratuvarlardaki denemeler tamamlanmadan aşının muhtemel yan etkilerinin neler olabileceği de anlaşılmayacak.
Etkili ve güvenli bir aşı geliştirilmesinden önce ilk yapılacak şey virüsün bulaşmaması için gereken önlemleri düzenli ve sıkı bir şekilde uygulamak.
Koronavirüs'e yakalananların çok önemli bir kısmı Covid-19 hastalığını hafif atlatıyor.
Tedavi konusunda henüz deneme aşamasında anti-virütik bazı ilaçlar var ama henüz bunların ne kadar etkili olduğu belli olmuş, deneyler tamamlanmış değil.
Aşı nasıl üretiliyor?
Aşının temel mantığı virüs veya bakteriyi zarar vermeyecek miktarlarda vücuda ve bağışıklık sistemine tanıtmaktan geçiyor. İnsan vücudunun bağışıklık sistemi aşıyla verilen sınırlı miktardaki virüs veya bakteriyi "işgalci" olarak tanımlıyor ve onunla mücadele yöntemleri geliştiriyor.
Bunu izleyen süreçte vücut gerçekten o bakteri ya da virüsle karşılaşırsa, o zaman ne yapacağını önceden biliyor.
Onlarca yıldır tıpta aşı üretmenin temel yöntemi orijinal virüsün sınırlı miktarda kullanılması oldu.
Örneğin kızamık, kabakulak, kızamıkçık için yapılan KKK aşısı, bu hastalıklara yol açan virüslerin hastalığa yol açmayacak kadar zayıflatılmış olarak verilmesiyle yapılıyor.
Grip aşılamaları da aynı şekilde dolaşımda olan grip virüslerinin birer birer ortadan kaldırılması yoluyla yürütülüyor.
Koronavirüse karşı aşı üretmede ise daha yeni ve daha az denenmiş yaklaşımlar deneniyor.
Virüsün genetik kodlaması bilindiğinden bilim insanları koronavirüsü laboratuvarda üretme imkanına sahip. Bazı uzmanlar, denemelerinde koronavirüsün genetik kodunun küçük bir kısmını alıp tamamen zararsız başka virüslerin içine yerleştiriyorlar.
Bunu yaptıktan sonra bu zararsız virüsün vücuda verilmesi yoluyla bağışıklık sisteminin eğitilmesi umuluyor.
Bazı başka gruplar ise farklı bir yöntem izleyerek virüsün bozulmamış genetik kodundan (DNA veya RNA) parçaların vücuda verilmesiyle vücudun viral proteinler üretmeye başlamasını ve virüsle mücadeleyi öğrenmesini umuyorlar.
Son Dakika › Sağlık › Koronavirüs (Covid-19): Dünyada vaka sayısı 100 bini aştı, aşı ihtimali var mı? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?