Nefroloji Uzmanı Doktor Kadir Gökhan ATILGAN'ın verdigi bilgiye göre, "Diyabet yüzyılın bulaşıcı olmayan salgın hastalıkları arasında yer almaktadır.Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet prevelansı hızla yükselmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerinde 2009 sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması beklenmektedir . Bunun başlıca nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite ve fiziksel inaktivitenin artmasıdır .
Diyabetin mikrovasküler ve makrovasküler olmak üzere tüm sistemlere ait komplikasyonları vardır. Mikrovasküler komplikasyonları grubunun en ciddi olanı diyabetik nefropatidir. Diyabetik nefropati aynı zamanda kronik böbrek yetmezliğinin %33-40 ile en sık nedenidir. Diyabetli hastaların %10-20'si böbrek yetersizliği nedeniyle kaybedilmektedir Tip-1 diyabetiklerin % 30-40'ında, tip-2 diyabetiklerin % 5-10'unda son dönem böbrek yetmezliği gelişir.Tip-2 diyabete bağlı nefropati prevalansı daha yaygındır. Çünkü tip-2 diyabet, tip-1 diyabetten 10-15 kat daha yaygındır.
1997-1998 yıllarında ülke genelinde 20 yaş üstü 24788 kişiyi kapsayan 'Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Çalışması (TURDEPI)'nın sonuçlarına göre ülkemizde tip-2 diyabet prevelansı %7.2, bozulmuş glukoz toleransı prevelansı ise %6.7 bulunmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2007 yılı nüfus rakamlarına göre ülkemizde 2.85 milyonun üzerinde tip-2 diyabetli ve 2.6 milyon civarında bozulmuş glukoz toleranslının yaşadığı hesaplanmaktadır. Çalışmada diyabetin kadınlarda ve kentsel bölgelerde yaşayanlarda daha sık olduğu, ayrıca diyabet riskinin yaşlanma, obezite, hipertansiyon, ailede diyabet varlığı, eğitimsizlik, gelir düzeyi ve alışkanlıklar ile ilişkili olduğu saptanmıştır.
Diyabetik Nefropati ; 24 saatlik idrarda 300mg/gün ve üzerinde protein atılımının 3-6ay süre ile en az iki kontrolde tespiti, hipertansiyon, proteinüride progressif artma ve böbrek fonksiyonlarında bozulma ile seyreden tablodur. Süreç 4 evrede değerlendirilir:
EVRE-1= Glomerul filtrasyon hızında artma: Adından da anlaşıldığı gibi artmış plazma glukozu ve diğer ileri glikozillenme ürünlerine bağlı olarak glomerulde atılım için gelen kan akımında artış halidir. Yapısal karşılığı böbrek ve glomerulde hipertrofi gelişimidir.
EVRE-2 =Mikroalbuminüri : Klinik bulgu verdiği ilk evredir. 24 Saatlik idrarda 30-300mg/gün proteinüri görüldüğü evredir. Glomerul filtrasyon hızı artmış ya da normal seviyelerindedir. Hipertansiyon eşlik eder. Yapısal karşılığı ; "Mezangial Genişleme, Bazal Membranda Kalınlaşma, Arteriyoler Hyalinozis'tir".
Bu iki evre döneminde sıkı kan glukozu kontrolü ve hipertansiyonun regülasyonu ile tabloyu düzeltmek mümkündür. Bu nedenle diyabetin takibinin komplikasyonları yönünden de yapılması ve özellikle her kontrol döneminde tam idrar tahlilinin görülmesi önem arz etmektedir.
EVRE-3= Makroalbuminüri : 24 saatlik idrarda protein atımı değerinin 300mg/gün ve üzeri olmasıdır. Hipertansiyon tabloda mutlaka vardır ve genellikle non-dipper olarak görülür. Nefrotik sendrom kliniği olarak takip edilir. Yapısal karşılığı; "Mezengial nodüller (Kimmelstiel-Wilson), Tübülointerstitial fibrozis, Glomerülosklerozis" ile seyreder.
EVRE-4= Son dönem böbrek yetmezliği : Nefrotik sendrom tablosundan diyaliz desteğine kadar giden kanda böbrek fonksiyon testlerinin progressif yükseldiği tablodur.
Diyabetik nefropati gelişim süreci için tip-1 diyabette 10-25 yıl diye belirtilirken tip-2 diyabette ilk bulgu idrarda proteinüri görülmesi olabilmektedir. Bu nedenledir ki bozulmuş glukoz toleransı olan hastalar, obezitesi olan hastalar bu yönden kontrollerine çok özen göstermesi gerekir.
Diyabetik Nefropatide ve mikroalbuminüri evresinde progresyonu kolaylaştıran nedenler ise; Genetik (aile hikayesi, ACE genotipinde çift delesyon, DD polimorfizmi), erkek cinsiyet , yaş (Tip- 1 DM'de tanı anındaki yaş), kötü glisemik kontrol, kan basıncı yüksekliği, dislipidemi, diyet, obezite, fiziksel inaktivite, sigaradır.
Diyabetin takip ve tedavisi sabır ve emek istemektedir. Bu durumu kabullenebilirsek diyabetin takibi ve komplikasyonlarından korunmakta kolay olacaktır. Hastalıkta nefroloji ve endokrinoloji uzmanının takiplerinin yanında diyabet hastasınında diyeti, kilo ve kan şekeri kontrolü , fiziksel aktivitesini artırması, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklarından kaçınması poliklinik kontrollerini aksatmaması gerekmektedir. "
Son Dakika › Sağlık › Kontrolsüz Diyabette Son Durak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?