“Flört hayatı tam bir roller coaster (lunaparklardaki hızlı tren) gibi. Önce heyecan, hemen ardından da hayalkırıklığı geliyor, hepimizin ortak şikayeti bu.”
Hazal 34 yaşında ve İstanbul’da yaşıyor. Son birkaç yıldır bekar ve bir partner bulmak arzusunda. Ancak Hazal, flört aşamasının yorucu bir sürece dönüştüğünü düşünen milyonlarca insandan biri.
Flört uygulamalarının ve pandeminin de etkisiyle flört aşamasında hissedilen bıkkınlık, son yıllarda dünyanın her yerinde bekarların dert yandığı bir mevzuya dönüştü.
Kahve içtiğiniz mekandaki yan masada ya da belki de direkt sizin masanızda, sosyal medyada, podcastlerde ve YouTube’da herkes flört ve ilişkiler etrafındaki kafa karışıklıkları üzerine konuşuyor.
Bu durum verilere de yansıyor.
Pew Araştırma Merkezi’ne göre ABD’de yaşayanların neredeyse yarısı flört etmenin son 10 yılda daha zorlaştığını düşünüyor.
Araştırmaya göre insanların böyle hissetmesinin arkasında farklı farklı nedenler var.
Teknoloji, fiziksel ve duygusal olarak flört ederken alınan risklerin artması, sosyal medya ve uygulamalarla flörtün gittikçe fiziksel alandan çıkması, tek gecelik ilişkilerin ya da seksin öncelik verildiği ilişkilerin yaygınlaşması, cinsellik ve sekse dair değişen toplumsal roller bu nedenlerden bazıları.
Aynı zamanda çok sayıda kişi flört hayatlarından mutlu olmadığını ve potansiyel partnerlerle tanışmanın zor olduğunu aktarıyor.
Flört uygulamalarının da bu durumda rolü büyük.
İnsanların flört hayatından duyduğu hayalkırıklığı, uygulamaların kullanıcı sayısı ve bütçesine de olumsuz yansıyor.
Tinder’ın yıllık yüklenme sayısı 2014’deki zirvesinden üçte biri oranında düştü.
Flörte dair duyulan yılgınlığı her kuşakta görmek mümkün.
Araştırmalar, Y ve Z kuşağının flört uygulamalarından ötürü duygusal bitkinlik yaşadığını ortaya koyuyor.
Merkezi Londra’da bulunan gençlik araştırma şirketi Savanta’ya göre Z kuşağının yüzde 90’ından fazlası uygulamalardan bezmiş durumda.
Pandemi dolayısıyla bu hüsran sadece uygulamalarla kısıtlı değil, sosyal hayatta flört ederken de gençler zorluk yaşıyor.
İnternet ve kültür yazarı Kathryn Lindsay’e göre Z kuşağı pandemi yüzünden ilişkiler için gereken sosyal becerilerini geliştirme fırsatı bulamadı.
Lindsay, “Kültürel olarak garip bir durumun içindeyiz. Uygulamalar düşüşe geçmiş durumda ancak bunların yerine başka bir şey henüz gelmedi” diyor.
Bu hüsran sosyal medya platformlarının flört ve ilişkilerle ilgili tavsiyelerle dolup taşmasına yol açıyor.
“Aşkı bulmanın üç yolu”, “Flört hayatımı değiştiren 12 kural gibi” ilişkilerin ve aşkın formülünü çözdüğünü öne süren çok fazla internet ünlüsü var.
“Eğer çok tıklanmak gibi bir niyetiniz varsa, insanlar çaresiz hissettiği için bir çözüm sunduğunuz imajını yaratıyorsunuz” diyen Lindsay’e göre bu sosyal medyaya içerik üretenlerin yalnızlık ve umutsuzluk gibi duygulardan yararlanmasından kaynaklanıyor.
İstanbul’da yaşayan Hazal da son bir yılda ilişkilerle ilgili tavsiye veren içeriklerin bir trende dönüştüğü görüşünde.
“İnsanlar makyaj yaparken ilişki tavsiyesi veriyor. Bazıları gerçekten faydalı olabiliyor, bazıları ise çöp. Eğer kendi deneyiminden yola çıkarak ahkam kesmeden hikaye anlatıyorsa faydalı olabiliyor” diyen Hazal, iyi olduğunu düşündükleri videoları arkadaşlarıyla birbirlerine gönderdiklerini söylüyor.
Instagram’da iki milyon takipçisi olan Duygu Özaslan da bu trende katılan isimlerden.
Makyaj yaparken Özaslan’ın, “Eğer bir erkek sizden hoşlanıyorsa bilirsiniz, eğer bilemiyorsanız hoşlanmıyordur. Bu kadar basit. Size 'Zoru oynayın' demiyorum, zor olun” dediği ve TikTok’tan paylaştığı video sekiz milyondan fazla izlendi.
Peki aşkı bulmanın gerçekten de bir formülü var mı?
Psikoterapist ve yazar Kaytee Gillis’e göre hayır.
İlişki travmaları uzmanı Gillis, “Keşke sevgi ve aşk için işleyen bir algoritma olsaydı. Ama insanlar olduğunu düşünmek istiyor, bu onlara umut veriyor” diyor.
Gillis, flört sürecinin stresli olduğunu, bu stresten kurtulmak isteyenler için kısayol vadeden tavsiyelerin umut yarattığını vurguluyor.
Halbuki Gillis’e göre flört süreci, insanın kendisini ve partnerinde ne istediğini keşfettiği bir yolculuk.
Evlilik danışmanı ve psikolog Shivani Misri Sadhoo da, “İlişkiler bir matematik formülü değil, üzerine çalışmanız ve çözmeniz gerek” diyor.
İstanbul’da yaşayan Hazal ise bazı kuralların evrensel olduğunu ve bazı tavsiyeleri takip etmenin gerektiğini söylüyor:
“Bazı konularda taktik yapman gerekebiliyor. İlişkinin başlarında her şeyi içimizde yaşayıp karşımızdakine bir şey belli etmemek gibi… İnsanların korkup kaçmaması için çalışmamız gereken bir evrene döndük.
“En başta şeffaf ve dürüst olmayı sağlıklı bulmuyorum. İçimizde fırtınalar kopsa da göstermemek lazım çünkü deli damgası yiyoruz. O kadar nazlı, o kadar hassas ki herkes, garip bir yere evrildi ilişkiler. Taktiksel davranarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.”
Diğer yandan sosyal medyada geleneksel kadın-erkek rollerini ve daha muhafazakar değerleri takip etmenin gerekliliğini vurgulayan çok sayıda tavsiye var.
İlk buluşmada erkeklerin hesabı ödemesi ya da kadınların “dişil enerjilerini” harekete geçirmesi gerektiği gibi tavsiyeler bunların sadece bir kısmı.
Her ne kadar ilişkilere daha ilerlemeci açıdan bakan ya da LGBTQ+ bireyler için de içerik üreten sosyal medya hesapları olsa da tavsiyelerde geleneksel ilişkilerin öne çıktığını görmek mümkün.
Mesela Londra’da yaşayan YouTuber Tam Kaur, “kadınların nasıl daha iyi flört edebileceğini” anlattığı videosunda “kadınların nasıl erkekler tarafından prenses gibi muamele görebileceğinin formülünü” çözdüğünü öne sürüyor.
Yarım milyon takipçisi olan sosyal medya ünlüsü Casiah West ise TikTok’ta “erkeklerin kendilerine kafayı takması için kadınların ilgi göstermemesi gerektiğini” söylüyor.
Psikoterapist Kaytee Gillis ise toplumun dikte ettiği ilişki tipi yerine kendi istediğiniz ilişkiyi aramanız gerektiğini salık veriyor.
Gillis, “Bazı kişiler, geleneksel bir ilişki istiyor olabilir, bu onlar için uygun olabilir. Ancak sizin istediğiniz bu değilse partnerinizle uyumu kaçırabilirsiniz” diyor.
Gazeteci Kathryn Lindsay de ilişkilere daha ilerlemeci ve eşitlikçi bir açıdan bakan içerik üreticileri olsa da algoritmanın bazen kişileri aynı yola ittiğini, geleneksel değerleri öne çıkarabildiğini söylüyor.
Peki herkesin kafası bu kadar karışıkken ilişki bulmak için kişilerin takip edebileceği hiçbir tavsiye yok mu?
Uzmanlara göre bu sorunun yanıtı basit: Psikoterapist Kaytee Gillis, “Sadece kendiniz olun” diyor.
Psikolog Shivani Misri Sadhoo da açık iletişimin yürütülmesi ve niyetlerin samimi bir şekilde ortaya konması gerektiğini söylüyor.
Sağlıklı bir ilişkinin çaba ve dürüstlük gerektirdiğini söyleyen Sadhoo, “İyi bir ilişki için kısayol yok. Ortaya emek koymanız gerek” diyor.
Son Dakika › Sağlık › Flört Hayatı: Heyecan ve Hayal Kırıklığı Arasında Bir Roller Coaster - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?