42. Ulusal Hematoloji Kongresi

Türk Hematoloji Derneği (THD) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, felç geçiren yaşlılarda görülen kansızlıkların hastalarda ölüm oranını arttırdığı belirtti.

Antalya'nın Belek turizm merkezindeki bir otelde başlayan 42. Ulusal Hematoloji Kongresi kapsamında gerçekleştirilen basın toplantısında THD Başkanı Demir, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de felç geçirme sıklığı ve sayılarının uluslararası verilerle benzer olduğuna işaret eden Demir, Türkiye'de felç geçirme sıklığının 100 binde 150 ile 300 arasında değiştiğini kaydetti.

Bu oranın ABD rakamlarına benzediğine ifade eden Demir, "ABD'de yılda yaklaşık 800 bin felçli vaka görülmekte ve bunların yaklaşık 130 bini felçten hayatını kaybetmekte. Felç, ölüm nedenleri arasında 5'inci sırada, kalp ve damar hastalıklarında ise ikinci ölüm nedeni olarak yer almakta. Felcin maliyeti ABD'de her yıl 34 milyar dolar civarında." dedi.

Kansızlığın felçli hastalarda ölüm oranını artırdığı belirten Demir, bu tespitin ağustosta yayınlanan oldukça geniş hasta içeren bir çalışmayla ortaya konulduğunu dile getirdi.

Çalışmanın ortalama 77 yaşında 8 bin 13 hasta arasında yapıldığını ve bu hastaların hepsinin 2003 ile 2015 yılları arasında hastanede akut inme geçiren hastalar arasından seçildiğini aktaran Demir, şöyle devam etti:

"Araştırmada hastaların felç geçirdiği yıl, hemoglobin düzeylerinin ve anemi sıklığının ölüm riski üzerine etkileri incelenmiş. Sonuç olarak, hastaların yüzde 25'inde anemi tespit edilmiş ve bu da felç sonrası yıl ölüm riskini artırdığını göstermiştir. Bu hastalar arasında iskemik felç geçirenlerde anemisi olanların iki kat fazla ölüm riski olduğu gösterilmiş, hemorajik felç geçiren hastalarda ise anemili olanlarda 1,5 kat daha fazla ölüm riski tespit edilmiştir. Bu araştırıcılar sonrasında 20 çalışmayı değerlendirmişler ve 30 bin hastada felç sonuçları ile anemi arasında bir bağlantı bulmuşlar. Böylece felç geçiren yaşlı hastalarda görülen kansızlıkların ölüm oranını artırdığı görülmüştür."

Aneminin Türkiye ve dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu, yaşa ve cinsiyete göre sıklığı değiştiğini anlatan Demir, kansızlığın vücutta yaptığı esas değişikliğin doku ve organlara oksijen taşıma kapasitesinin azalması, doku ve organlarda oksijen azlığı olduğunu bildirdi.

Buna bağlı olarak kansızlık olan kişilerde yorgunluk, bitkinlik, efor kapasitesinde azalma, çarpıntı ve nefes darlığı görüldüğünü belirten Demir, "Anemi her yaşta görülebilmesine rağmen bazı özel durumlarda daha sık görülmekte ve yatkınlık oluşturan durumlar olmakta. Süt çocukluğu ve puberte (ergenlik) dönemi, gebelik, emzirme dönemlerinde vücut ihtiyacını artmasına bağlı olarak kansızlık gelişebilir. Sağlık Bakanlığının 'Demir Gibi Türkiye' kampanyası da bu sorunun ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için yapıldı. Yaşlılarda ise daha çok vitamin eksiklikleri ve sindirim sisteminden kan kaybı sonucu oluşmuş kansızlıklar ön sırada. Başka hastalıklarla birlikte kansızlık olması o hastalığın seyrinde değişiklikler oluşturmakta hatta ölüm riskini artırmakta. Çünkü kansızlık dokulardaki oksijen miktarına azaltmakta ve organ fonksiyonlarını bozmakta. Özellikle ileri yaşlardaki anemi, sindirim sistemi gibi hastalıklara işaret etse de anemi diğer hastalıklardan ölme riskini artırmakta." bilgisini verdi.