Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Azad Barış, dezavantajlı azınlıkların haklarını savunmak istiyor

MEHMET MUCAHİT CEYLAN

Diyarbakır'da Avrupa Ezidi Cemaati'nin düzenlediği etkinlikte konuşan Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Azad Barış, "Ben sadece Ezidileri temsil etmek istemiyorum, bütün dezavantajlı, az bırakılmış azınlıkların haklarını savunmak istiyorum ve bu sorumluluğu omuzlarıma yükleminizi istiyorum. Ben mümkün olduğu kadar burada ayine, mümkün olduğu kadar camide duaya durmaya, mümkün olduğu kadar Cemevine gidip 72 millet için dua etmek istiyorum... Daha önce olan olayla yüzleşmek için Şengal'de 2014'te yaşanan 73'üncü ferman dediğimiz o katliamı jenosit olarak kabul ettirtmek için Türkiye parlamentosunda çok güçlü bir şekilde çıkış yapacağım" dedi. Mardin Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz de, "Dinle siyaseti birbirinden ayırıyor, siyaseti de hiçbir zaman kötü görmüyoruz. Bu iki kurum birbirine zıt gitmemeli, birbirini kötüye kullanmamalı, siyaset dini suistimal etmemeli" diye konuştu.

Avrupa Ezidi Cemaati, Ermeni Surp Giragos Kilisesi'nin bahçesinde bugün bir tanışma etkinliği düzenledi. Etkinliğe Yeşil Sol Parti'nin Diyarbakır Ezidi Milletvekili Adayı Azad Barış'ın yanı sıra Mardin Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz, Diyarbakır Keldani Katolik Kilisesi Vakfı Başkanı Yusuf Karadayı, Surp Giragos Ermeni Vakfı Başkanı Ergün Ayık, Diyarbakır Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener, Pir Sultan Abdal Derneği ve Cemevi Başkanı Cafer Koluman ve din adamı Seyda Emin Ay katıldı.

"SADECE EZİDİLERİ TEMSİL ETMEK İSTEMİYORUM, BÜTÜN DEZAVANTAJLI, AZ BIRAKILMIŞ AZINLIKLARIN HAKLARINI SAVUNMAK İSTİYORUM"

Etkinlikte konuşan Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Azad Barış, şöyle konuştu:

"Ben sadece Ezidileri temsil etmek istemiyorum, bütün dezavantajlı, az bırakılmış azınlıkların haklarını savunmak istiyorum ve bu sorumluluğu omuzlarıma yükleminizi istiyorum. Ben mümkün olduğu kadar burada ayine, mümkün olduğu kadar camide duaya durmaya, mümkün olduğu kadar Cemevine gidip 72 millet için dua etmek istiyorum. Ben sizin kapınızı zaten çalacağım, kapım size açık olacak. Açık olmayan bir kapının arkasında kötülüklerin olabileceğine inanan bir cemaatin mensubuyum. Biz her kapıya girerken eşik taşını öperek geçeriz, o yüzden bütün taşları öperek sizlere geleceğim ve bilin ki ben Ermeni'yim, Süryani'yim, Alevi'yim, Müslüman'ım, Ezidi'yim, Keldani'yim, burada az bırakılmış bütün halkların kültürünü içinde taşıyan bir temsilcisi olmak istiyorum. Yapacağımız ilk iş şudur; Lozan Antlaşmasında bazı cemaatleri kapsayan ve yerine getirilmemiş olsa da olumlu bir şeyler oldu ama o cemaatlere verilen sözler de yerine getirilmedi. Biz bunun hayata geçmesi için, anayasal güvence altına almak için bütün haklarımızı, elimizden geleni değil elimizden gelmeyeni de yapacağız kolektif bir şekilde. Eğer gerçekten halkların birlikteliğine, komşuluğuna, kadimliğine inanan, özellikle yıllardır bölgede ve Türkiye'de mücadele eden demokrat, seküler ve özellikle Kürt hareketi, güçlü bir ekip gönderirse parlamentoya, ki bizim umudumuz o, biz bunu değiştireceğimize inanıyoruz. Onun için de Ezidilik başta olmak üzere bütün halkları tek tek orada savunacağım. Daha önce olan olayla yüzleşmek için Şengal'de 2014'te yaşanan 73. ferman dediğimiz o katliamı jenosit olarak kabul ettirtmek için Türkiye parlamentosunda çok güçlü bir şekilde çıkış yapacağım."

"AKP'YE DUA ETTİM 20 YIL İKTİDARDA KALDI, ŞİMDİ AZAD BARIŞ İÇİN EDECEĞİM"

Mardin Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz ise şunları söyledi:

"Din ve devlet işlerini birbirine hiçbir zaman birbirine kullanmıyoruz, kullandırmıyoruz. Dinle siyaseti birbirinden ayırıyor, siyaseti de hiçbir zaman kötü görmüyoruz. Bu iki kurum birbirine zıt gitmemeli, birbirini kötüye kullanmamalı, siyaset dini suiistimal etmemeli. Size bir öyküyü anlatayım güldürmek için, AK Parti kurulduğu zaman, AK Parti Mardin teşkilatı bizim Kırklar Kilisesi'ne gelip bir hediye getirdiler, bu hediye Meryem Ana ve İsa'nın fotoğrafıydı. Güzel eski bir fotoğraftı getirdiler ve dediler ki 'bizim için dua edin.' Ben de dedim sizin hediyeniz makbule geçti bu fotoğrafı divanımızda asacağız ve sizin başarılı olmanız için dua edeceğiz. Dua ettik başarılı oldular, 20 yıldır iktidardadırlar. Ben bunları anlatınca bazı siyasi partiler gelip bu resmi görünce kıskanıyorlardı, sıkılıyorlardı ve dediler ki 'lütfen bu fotoğrafı buradan kaldırın, artık devam ettirmeyin, bizim için de dua edin.' Bizim dua evrenseldir Azad Barış şimdi siyasetin içinde, onu 20 yıl öncesinde tanımıştık, şimdi onun başarılı olması için dua edeceğiz, inşallah başarılı olacak, o da bizim için gereken görevi yapacaktır."