Seçimlerin öne alınmasıyla ilgili tartışmalar devam ederken 6'lı masanın henüz cumhurbaşkanı adayını belirlememiş olması ve HDP'nin kendi adayıyla seçime gireceğini açıklaması siyasetin bir numaralı gündemi... Bu iki konu başlığının yankıları sürerken Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan çok konuşulacak bir çıkış geldi.
Gazeteci Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtlayan Demirtaş, "HDP'nin aday çıkarması konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "HDP bir buçuk yıldır herkese ama özellikle Altılı Masaya 'Ortak aday çıkarmaya hazırız' diyor. Fakat bu çağrıların muhataplarından "Biz de ortak adaya hazırız" gibi tek cümlelik bir cevap bile gelmiyor. Bildiğim kadarıyla HDP ile Altılı Masanın dört partisi arasında yapılmış görüşmelerde de ortak adaya açık olunduğu şeklinde net bir mesaj verilmiyor. Hal böyle olunca HDP seçime adaysız gitmemek için mecburen hazırlıklarını yapıyor ve bunu da açıklıyor. Şimdi zannedersiniz ki, HDP ile Altılı Masa arasında ortak aday çıkarma konusunda bir anlaşma, uzlaşma veya protokol vardı da HDP durup dururken bunu bozdu ve bu nedenle bazı dostlarımız HDP'ye çok kızıyor.
Aslında bu kızgınlığın nedenini de anlıyorum. Çünkü ne pahasına olursa olsun bu iktidardan kurtulup nefes almak isteyen on milyonlarca insan, partilerin kendi aralarındaki anlaşmazlıklara, tartışmalara, gerilimlere inanamıyor. Bunları çok saçma ve gereksiz kaprisler, küçük hesaplar olarak görüp öfkeleniyorlar. Haksız mı bu milyonlarca insan? Değiller elbette. Özgürlüğe susamış insanlara değişimin önünü açacak birlikteliği sunmak muhalefetin görevidir. Öte taraftan bu zulüm yıllarında en fazla acı çeken HDP tabanı ise kendi partisinin ayrı aday çıkaracak olmasından büyük bir mutluluk duyuyor. Onlar da haklılar.
Peki iki muhalif kesimin tabanı arasındaki bu duygu farklılığının sebebi nedir? HDP'liler bu zulüm iktidarından kurtulmak istemiyor mu ki ayrı aday fikrine bu kadar sıcak bakıyorlar? Erdoğan-Bahçeli iktidarından en fazla kurtulmak isteyenler elbette HDP tabanı olsa gerek. Ama bunu yaparken yeni bir Erdoğan seçmekten korkuyorlar, tedirgin oluyorlar. Hiçbir HDP'li, Süleyman Soylu'nun yerine Yavuz Ağıralioğlu'nu kendi oylarıyla getirmek istemez. 'HDP kapatılmalıdır' diyen Uğur Poyraz'ı, Bekir Bozdağ'ın yerine HDP'liler oylarıyla seçmez, seçemez.
HDP'ye bakanlık vatana ihanettir mealinde konuşan Müsavat Dervişoğlu kardeşi gibi MİT'in başkan yardımcılığına HDP oylarıyla gelemez. Daha fazla uzatmayayım "HDP masada olursa biz kalkarız" diyeni HDP oylarıyla başbakan mı yapacağız? İşte bunları ve birçok ilkesel çözüm başlıklarını oturup HDP ile konuşmaları gerekir. Ben bu isimleri örnek olsun diye belirttim. Yoksa mesele isimler değil. İlkelerde, programda uzlaşma olursa bütün isimler her yerde olabilir, bu bizi çok da ilgilendirmez. Ama hem HDP'ye hakaret edip hem HDP'yi yok sayıp hem de "Çaktırmadan oy verin" demek bizim açımızdan şu sorgulamayı beraberinde getiriyor; peki biz niye bu kadar mücadele ettik, ağır bedeller ödedik? Erdoğan'ın yerine yeni Erdoğanlar seçmek için mi? Dolayısıyla değişime herkes hasret kaldı biliyoruz ama bir sahte değil, gerçek bir değişime muhalefeti zorlamak istiyoruz. HDP'yi bu açıdan iyi anlamak gerekir."
Demirtaş, "Altılı Masadaki anlaşmazlıkları nasıl görüyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Çok fazla değerlendirme yapmasam daha uygun olur. Yine de dost acı söyler misali, kısaca bir şeyler ifade edeyim. Altılı Masa kurulduktan sonra masa adına tek kelime konuşulmasaydı hiç toplantı yapmasalardı şimdi oyları yüzde altmışı geçmiş olurdu. Susmayı bilseler en azından, kazanacaklar."
Son Dakika › Politika › Yavuz Ağırailoğlu örneği bomba! Hapisteki Demirtaş'tan siyaset gündemini sarsacak sözler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (6)