Venezuela'da yıllardır devam eden siyasi ve anayasal kriz, devlet başkanlığına iki farklı kişinin sahip çıkmasıyla başka bir boyuta taşındı.
Bir yanda 2015 yılındaki seçimlerde çoğunluğu muhalefetin ele geçirmesinin ardından 2017'de yetkileri alınan Ulusal Meclis'in henüz 35 yaşındaki Başkanı Jose Guaido var.
Diğer yanda ise Veneuzela'da "Bolivarcı devrime" gerçekleştirme idealiyle yola çıkan Hugo Chavez'in öğrencisi, destekçisi, sırdaşı Nicolas Maduro.
Maduro, Chavez'in 5 Mart 2013'te hayatını kaybetmesinden üç gün sonra yemin ederek, devlet başkanı oldu.
O tarihten bu yana da koltuğu bırakmadı ve gerek uyguladığı politikalar gerekse de eşiyle birlikte yaşam tarzları hep tartışmaların odağında oldu. Ülkesinde yaşanan ekonomik kriz karşısında yeterli önlemleri alamamış olması, anayasal ve sosyal krizin çözümsüz kalması ve muhalefetin yönelik sert politikaları, Maduro yönetiminin de meşruiyetinin uluslararası alanda sorgulanmasına yol açtı.
Lise yıllarından aktif siyasetçi
Maduro, daha lise yıllarında aktif siyasetin içinde yer aldı. Babası sendika lideri olan Maduro, Caracas'ın varoş bölgelerinden biri olan El Valle'deki José Avalos Lisesi'nde öğrenci birliği başkanı oldu.
O dönemdeki sınıf arkadaşları, Maduro'yu yumuşak başlı, uzlaşması kolay ve müzakereye açık biri olarak hatırlıyor.
Liseyi son sınıfta terk etti. Kısa bir süre bir rock grubunda çaldı. Daha sonra eğitimini tamamlamak için Küba'ya gitti.
Venezuela'ya geri döndüğünde Caracas Belediyesi'nde otobüs şoförü olarak işe başladı, Venezuela Sosyalist Partisi'ne katıldı. Sendika temsilcisi oldu ve 1990'ların başında Chavez'in ordu içinde kurduğu solcu muhalif grubun sivil kanadı olan MBR-200'e girdi.
Hayatının dönüm noktası ise yine aynı dönemde eşi Cilia Flores ile tanışması oldu. Flores, 1992 yılındaki başarısız darbe girişiminin ardından tutuklanarak cezaevine konulan Chavez'in savunma ekibinde yer alıyordu.
Chavez'in hapisten çıkıp 1998 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerini kazanması Maduro ve Flores'in de yükselişini başlattı.
Flores, zaman içerisinde milletvekilliği, meclis başkanlığı ve adalet bakanlığı bir dizi görev üstlenirken, Maduro da yeni anayasayı yazacak olan Kurucu Meclis'e seçildi. 1990'lı yıllardan bu yana birlikte olan ikili, Maduro'nun devlet başkanı olmasından kısa bir süre sonra evlendi.
Maduro'nun yükselişi, Chavez'in iktidarını sağlamlaştırmasıyla paralel olarak ilerledi. 2005-06 yıllarında Meclis Başkanlığı, 2006 yılından sonra da Dışişleri Bakanlığı yaptı. 2012'de Chavez tarafından devlet başkanı yardımcılığına atandı, aynı yıl içerisinde de "halef" olarak ilan edildi.
Ekonomik krizden dış güçleri suçladı
Batılı diplomatların kibar ve sakin olarak tanımladığı Maduro, Chavez'in vasiyetine uygun olarak, devlet başkanı seçilmesine karşın selefi gibi iktidarı sıkı bir şekilde elinde tutmakta başarılı olamadı.
2013 yılındaki seçimleri kılpayı kazandı, iki yıl sonra yapılan parlamento seçimlerinde ise meclisin çoğunluğu muhalif grupların eline geçti.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri iyiden iyiye hissedilirken, Maduro yönetiminin kriz karşısında etkili adımlar atamaması sosyal sorunların artmasına, halkın sokaklara dökülmesine neden oldu.
Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olan Venezuela'nın ihracat gelirlerinin yüzde 95'i petrolden geliyor. Ancak petrol fiyatlarının sert şekilde düşmesi, gelirlerin ve döviz girişinin azalmasına yol açtı.
İthal malların tedarikinde sıkıntılar yaşanmaya başladı. Bu da fiyatların hızla yükselmesine neden oldu.
Hükümet ise bu yaşananlar karşısında etkili bir politika geliştirmekte zorlandı. Bir yandan fiyat artışlarını baskı altına almaya çalışırken, diğer yandan da bol miktarda para basarak piyasaya sürdü. Bu da enflasyonun artmaya devam ettiği, paranın değer kaybettiği bir döngü yarattı.
Ekonomik sıkıntılar, Chavez'in ideali olan "sosyalist devrimin" omurgasını oluşturan eğitim ve sağlık alanında sunulan hizmetlerin de bozulmasına yol açtı.
Hükümetin sosyal dengeleri korumak adına asgari ücrete sürekli zam yapmasına karşın enflasyon nedeniyle paranın değeri düşerken, bütçe açığı da büyüdü. Bir doktorun ortalama maaşı 100 TL civarında.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, son beş senede ekonomi yüzde 25 civarında küçüldü. IMF ayrıca bu yıl enflasyonun yüzde 10 milyon düzeyine ulaşmasını beklediğini söylüyor.
Birleşmiş Milletler de 2014'ten bu yana ekonomik nedenlerden dolayı ülkeden ayrılanların sayısının 3 milyon olduğunu belirtiyor.
Maduro ise yaşanan bu ekonomik kriz karşısında "dış güçleri" suçladı. Yaşananları bir Batı komplosu olarak nitelendirdi, ekonomik sorunlar nedeniyle sokaklara dökülen eylemcilere sert müdahalede buldu.
Maduro, ABD Başkanı Donald Trump'ı "imparator" olarak tanımladı ve yaşanan ekonomik krizin türetildiğini söyledi. Maduro, başta ABD olmak üzere Batılı devletlere Latin Amerika'dan "ellerini çekmeleri" çağrısı yaptı.
2017 yılında da muhalefetin elinde bulunan Ulusal Meclis'in yetkileri elinden alındı ve yeni bir anayasanın yazımı için Kurucu Meclis'in oluşturulması amacıyla seçimlere gidildi. Ancak muhalefet bu seçimleri boykot etti.
Maduro, Mayıs 2018'de düzenlenen ve usulsüzlük tartışmalarının gölgesinde geçen devlet başkanlığı seçimlerini kazandı ve 10 Ocak'ta yemin ederek, bir altı yıllık yeni görev dönemine başladı. Eşi ve tartışmalar
Birçok kişi, Maduro'nun arkasındaki esas gücün eşi Cilia Flores olduğunu düşünüyor. Kendisini "İlk Devrimci Savaşçı" ilan eden Flores, şu anda parlamento üyesi. Ancak Kanada ve ABD'nin Venezuela'da yaşananlardan dolayı yaptırım uyguladığı isimler arasında yer alıyor.
Maduro ve Flores, Ağustos ayında düzenlenen bir askeri tören sırasında patlayıcı yüklü insansız hava araçlarıyla düzenlenmek istenen bir suikast girişiminden kurtuldu.
Ülkesinin ve kendisinin karşı karşıya olduğu tüm bu sıkıntıları zamanlarda neşesini kaybetmemiş gibi davranmayı tercih ediyor. Radyo programını hala sunuyor ve zaman zaman "Şimdi salsa zamanı" gibi neşeli anonslar yapmayı sürdürüyor.
Eylül ayında da ekonomik krizin tüm hızıyla devam ettiği bir dönemde Maduro'nun eşiyle birlikte İstanbul'da Nusr-Et adlı lüks bir lokantada yemek yemesi büyük tepki topladı.
Son yaşanan gelişmeler, 2014 yılında Guardian'a verdiği röportajda içindeghizli bir 'hippie'nin yaşadığını, John Lennon ve Led Zepplin hayranı olduğunu söyleyen 56 yaşındaki Maduro ve ülkesi Venezuela için belirsizliklerle dolu yeni bir sayfanın açıldığının da işareti.
Ciddi ekonomik sıkıntılar yaşanıyor, dünyanın en fazla ekonomik mülteci veren ülkesi Venezuela. Hiper enflasyon, elektrik kesintileri, gıda ve ilaç sıkıntısı ülkenin karşı karşıya olduğu sorunların yalnızca bir kısmı.
Son Dakika › Politika › Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro Kimdir: Belediye Otobüsü Şoförlüğünden Venezuela Devlet... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?