Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayisinde Türkiye'nin İsrail'in ürettiği tekniklere artık ihtiyaç duymadığını vurgulayarak, "Bizim İsrail'e ihtiyaç duyacağımızı söyleyeceğimiz alanlar, şu an Türkiye'de çözülmüş durumda. İşin siyasi boyutundan ayrı olarak söylüyorum; zaten doğal olarak bu iş azalıyordu. Bu siyasi sonuç çıkmasaydı da zaten İsrail ile olan bu işlerimiz artmazdı" dedi.
TBMM Milli Savunma Komisyonu, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal'ın başkanlığında toplandı. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, komisyon üyelerine savunma sanayisinin tanıtımıyla ilgili bir brifing verdi. Bayar, daha sonra komisyon üyelerinin sorularını da yanıtladı.
Bayar'ın sunumu sırasında, komisyon üyelerine, devam eden bazı savunma sanayi projelerinden ATAK helikopteri ve insansız hava aracı ANKA'nın testleri ile ilgili videolar izletildi.
Murad Bayar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanı sıra MİT ve Emniyet Teşkilatı'nın ihtiyaçları için de görevlendirildiklerini belirterek, ihtiyaçların birleştirilmesi sayesinde çok daha büyük kapsamlı alımlar yapabildiklerini ve bunun da kendilerine önemli bir avantaj sağladığını söyledi.
400'e yakın uzman personelle çalıştıklarını belirten Bayar, "İdari görevlilerimiz çok az. Bu hizmetleri genelde hizmet alımıyla yapıyoruz. Yani idari hizmetli bulundurmuyoruz. Mesela, sadece benim bindiğim araba devletin" diye konuştu.
Yılık 1,5 milyar dolarlık fon gelirlerinin olduğunu dile getiren Bayar, sözleşmeye bağlanmış 23 milyar dolarlık proje yürütüldüğünü söyledi.
Bayar, son 10 yıl içinde savunma sanayinin yerli üretimde tırmanışa geçtiğini vurgulayarak, " TSK'nın ihtiyaçlarının yüzde 60'ını yapıyoruz. Büyük projelerin tamamı bizde. Bu oran hızla artıyor" dedi. Tasarımı da dahil yüzde 100 yerli projelerin hızla geliştiğini kaydeden Bayar, ALTAY, MİLGEM, ANKA, HÜRKUŞ gibi projeleri örnek olarak gösterdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kara sistemlerinin tamamının, motor aksamları hariç Türkiye'den karşılandığını, denizde yüzde 60-70 oranında bir yerli payına ulaşıldığını anlatan Bayar, hava sistemlerinde ise Türkiye'nin insansız hava araçlarına yöneldiğini ve bunlarla ilgili seri üretime geçildiğinde Türkiye'nin hava savunma sistemlerinde de ciddi bir ivme yakalayacağını söyledi.
Türkiye'de en fazla Ar-Ge çalışmalarının savunma sanayinde olduğunu bildiren Bayar, özellikle bazı üretimlerde Türkiye'nin dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdiğini; örneğin askeri zırhlı araç üretiminde Türkiye'nin ilk 3 veya 4 ülke arasında olduğunu anlattı.
-ANKA Projesi test aşamasında-
İnsansız hava aracı ANKA projesi ile ilgili bilgi veren Bayar, hava araçlarının prototiplerinin üretildiğini ve bunların test aşamasında olduğunu bildirdi. ANKA'nın bütün tasarımının TAİ'ye ait olduğunu dile getiren Bayar,
"Sadece motor yabancı olacak. Otomatik iniş kalkışları yapıldı. Haziran ayında testleri bitireceğiz. Bunlarla ilgili prototip doğrulandı" dedi.
Bayar, ANKA projesiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"ABD ve İsrail dışında insansız hava aracı üreten ülke yok. Avrupa ülkeleri de hep İsrail'in ürünlerini kullanıyor. Biz bunu yaptığımızda ilk üç ülke arasında olacağız. Bu araçların 8-10 bin saat arızasız uçması gerekiyor. 500'den fazla tasarım mühendisimiz çalışıyor. Biz ayrıca Taktik İHA denilen daha küçük insansız hava araçları üzerinde de çalışıyoruz. Yine elle atılabilen mini insansız hava araçlarını TSK'nın ihtiyaçları doğrultusunda üretiyor ve bunlardan ihraç da ediyoruz."
ATAK helikopter projesinde ise atış testleri aşamasında olduklarını belirten Bayar, bütün elektronik yazılım, dizayn ve buna benzer üretimlerin tamamının yerli olduğunu söyledi. Bayar, ayrıca HÜRKUŞ adıyla bir eğitim uçağı projelerinin bulunduğunu ve bunun prototipinin de Haziran ayında tamamlanacağını bildirdi.
Deniz araçlarıyla ilgili savunma sanayindeki yerli üretimin yüzde 70'lere çıktığına dikkati çeken Bayar, şöyle konuştu:
"Artık kendi savaş gemilerimizi yapıyoruz. Hazar Denizi'nin kıyısında tersane kurduk ve burada Türkmenistan için de gemi üretiyoruz. SAT komandoları için ürettiğimiz sürat teknelerini pek çok ülkeye satıyoruz. Bu ülkelerin bazıları ihalesiz gelip alıyor. Çünkü, dünyanın en iyisi durumunda."
ALTAY Tank Projesi hakkında da bilgi veren Bayar, projenin bütün tasarım ve yazılımının Türkiye'de yapıldığını söyledi. Bayar, ayrıca Kirpi adında mayından etkilenmeyen bir personel taşıyıcı araç üretimi yapıldığını ve bu aracın da çok ciddi bir ihracat payının olduğunun belirtti.
Bayar, GÖKTÜRK 1 ve 2 projelerinin devam ettiğini, ortak bir proje ile Türkiye'deki bütün sivil ve askeri uyduların aynı sistem dahilinde üretileceğini ve yakın zamanda 1 veya 1,5 yılda bir uydu fırlatacak duruma gelineceğini bildirdi.
Yerli piyade tüfeğinin yıl sonuna doğru üretimine başlanacağını vurgulayan Bayar, bu tüfeğin de çok ciddi bir ihracat ürünü olacağını sözlerine ekledi.
-Savunma Sanayisinde İsrail etkisi-
Komisyon üyelerinin, Türkiye ile İsrail arasındaki siyasi ilişkilerin bozulması üzerine yarım kalmış savunma sanayisi projesi bulunup bulunmadığına ilişkin sorusuna Bayar, şöyle cevap verdi:
"İsrail'e biz 1990'lı yıllarda başvurduk. O zamanki mantık şu idi: Bizim klasik kaynaklarımız vardı silah sanayi için; Amerika ve Avrupa. O yıllar için Kıbrıs'tan dolayı ABD ambargosu, daha sonra Alman ambargosunu yaşadığımız yıllardı. Bunları yaşamayacağımızı düşündüğümüz ve birtakım alanlarda teknoloji sahibi bir ülke olarak karşımıza çıkıyordu. Mesela, insansız hava araçları konusunda Amerika'dan bile önce bu işi çözen bir ülkeydi. İkincisi de modernizasyonlar. İsrail kendisi uçak, tank yapmıyor ama bunların modernizasyonunu yapıyor. Şimdi bu iki konu, yani modernizasyon ve insansız hava araçları da zaten bizim sanayimizde yetenek oluşturduğumuz bir konu.
Mesela M-60 tanklarının modernizasyonunu İsrail'e yaptırdık, ancak ikincisini Türkiye'de yaptık. F-4 modernizasyonunun ilk paketi İsrail'de yapıldı, ikinci paketi Türkiye'de yapıldı. Şu an bütün bu uçakların ve helikopterlerin modernizasyonu Türkiye'de yapılıyor.
İnsansız hava araçları konusunda da İsrail'den Heron aldık ama şimdi ANKA'yı kendimiz üretmek üzereyiz. Dolayısıyla bizim açımızdan gelinen nokta şu: Bizim İsrail'e ihtiyaç duyacağımızı söyleyeceğimiz alanlar şu an Türkiye'de çözülmüş durumda. Dolayısıyla o ihtiyaç oldukça asgariye indi. İşin siyasi boyutundan ayrı olarak söylüyorum; zaten doğal olarak bu iş azalıyordu."
İsrail ile durdurulan proje olup olmadığına ilişkin soruya da Bayar, "Bir iki projemizin son safhalarındaydık. O son teslimatların bazılarının sevkıyatını durdurdu İsrail. Lisanslarını filan kaldırdı. Bunların da çoğu alt yüklenici projelerdi, yani bizim doğrudan projemiz değildi. Bunlarla ilgili de işin hukuki boyutu gündeme geliyor, bunları takip ediyoruz. Bu siyasi sonuç çıkmasaydı da zaten İsrail ile olan bu işlerimiz artmazdı" diye cevap verdi.
-ASELSAN mühendislerinin ölümleri-
Bayar, ASELSAN'daki şüpheli ölümlerle ilgili bir soru üzerine, "Bu olaylar arasında zaman dilimlerinin farklı olduğunu, kurumların da farklı olduğunu görüyoruz. Yani bize göre bu olaylar münferit. Fakat böyle konularda çalışıyorsanız belli bir risk altındasınız demektir. Savunma sanayisinde üretim yapan bütün şirketlerin çalışanlarının özel güvenlik soruşturmaları vardır, kendi güvenlik sistemleri vardır; yani bir devlet kuruluşu gibi hepsi ayrı ayrı bunları sağlar. Giriş çıkışlar kontrollüdür ve kayıtlıdır. Burada çok ciddi bir güvenlik tedbirimiz var" şeklinde konuştu.
- TBMM
Son Dakika › Politika › TBMM Milli Savunma Komisyonu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?