Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Emeklilerimiz iktidarımızda hep önceliklerimiz arasında oldu ve onların şartlarını iyileştirmek için her daim gayret ediyoruz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
Teklifin 15. maddesi üzerinde söz alan İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, AB zirvesinde Türkiye aleyhine alınan karar üzerine Dışişleri Bakanlığının, "Her zaman söylediğimiz gibi Avrupa Birliği dürüst ara bulucu rolü üstlenmeli" açıklaması yaptığını söyledi. Erozan, "taraf" olan bir birliğin nasıl arabulucu olabileceğini sordu.
Erozan, ABD yaptırımları konusunda da S-400'lerin alımının gerçekçi bir tehdit değerlendirmesi ve risk analizi temelinde yapılmadığını iddia ederek, "görülür bir kaza" yaşandığını öne sürdü.
Irak'ta asker bulundurulmasına dair her sene süre istendiğini dile getiren Erozan, meselenin sadece terör olmadığını, Bağdat'tan kaçırılırcasına IKBY ile ilişki sürdürüldüğünü, Türkmeneli'nin statüsünün anayasal zemine kavuşturulamadığını, IKBY'nin kontrolü dışında bir sınır kapısı açılamadığını, bunların gündemde durduğunu söyledi. Erozan, Süleyman Şah Türbesi'nin de Fırat'ın doğusundan taşındığını, vatan toprağı olan bu yere ne zaman yeniden bayrak dikileceğini merak ettiklerini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na yönelik eleştirilerde bulunan Erozan, Çavuşoğlu'nun bütçe görüşmelerinde "Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz" şeklinde bir beyanı olduğunu söyledi. Erozan, bu cümlenin milli iradenin ayaklar altına alındığı bir cümle olduğunu savundu.
MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, bütçeyi olumlu değerlendirdiklerini ve desteklediklerini belirterek, bu süreçte gördükleri eksikliklere de dikkati çekmeye çalıştıklarını kaydetti.
Seçim bölgeleri farklı olsa da milletin tamamını temsil ettiklerini anlatan Ersoy, 2020'de pek çok sorunun varlığını hissettirdiğini dile getirdi. Ersoy, kovid-19 salgınının etkilerini azaltmak için önemli destekler verildiğini ifade ederek, bugünlerde yaşanan ikinci dalganın, normal hayata geçişin son bir virajı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin emperyalist politikalar yerine insan temelli politikalar yeğlendiğini dile getiren Ersoy, "2023, 2053, 2071 hedeflerine yürürken çekilen bu sancıların geleceğin büyük ve müreffeh Türkiyesi'nin doğum sancıları olarak düşünülmesi gerekir. Bizlere düşen, ekonomimiz için yapılması gereken yapısal reformların biran önce hayata geçirilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri çıkarmak, bu bağlamda yürütmeyi destekleyerek adımların hızlı bir şekilde atılmasını sağlamaktır." diye konuştu.
Yenilenebilir enerjiye de dikkati çeken Ersoy, çevrenin hiçbir şart altında ödenmemesi gereken bir bedel olduğunu vurguladı.
Ersoy, su güvenliğinin önemine de işaret ederek, Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen su stresli ülkeler kapsamında bulunduğunu söyledi. Ersoy, yeni dünyada suyun "yeni elmas" olarak tanımlandığını ifade ederek, kuraklığın küresel bir tehdit olduğunu belirtti. "Bir damla su ileride can suyu olabilir." diyen Ersoy, doğanın acımasız olduğunu da bildirdi.
"İşsizliğin, pahalılığın, kadın cinayetlerinin olmadığını öğrendik"
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, ABD'yi kınama bildirisine HDP hariç partilerin imza attığını belirterek, bildirinin Türkiye'nin milli menfaatleri doğrultusunda imzalandığı ve bunun da anti emperyalizm olarak nitelendiğini söyledi. Çepni, bunun anti emperyalizm olmadığını ileri sürerek, bildiri üzerinden HDP'ye yönelik linç kampanyası yürütüldüğünü iddia etti.
"Bütçe tartışmaları sırasında ülkede işsizliğin olmadığını, kadın cinayetlerinin artmadığını, pahalılığın olmadığını, ormanların tahrip edilmediğini, maden şirketlerinin talanının olmadığını öğrendik" diyen Çepni, kendilerine, "Siz, anlamıyorsunuz, görmüyorsunuz, her şey iyi gidiyor. Ekonomi Almanya ile yarışır düzeyde, işsizlikle mücadelemiz dünyada rekor kırıyor, çevreciliğimiz rekor kırıyor, bilmediğiniz, görmediğiniz bir hayalin propagandasını yapıyorsunuz" dendiğini iddia etti.
Çepni, bütçenin "saray bütçesi" olduğunu ileri sürerek, sermayenin, işçi sınıfı ve emekçileri sömürme, boyunduruk altında tutma aparatı olduğunu ileri sürdü.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, bütçelerin devletin harcamalarını, gelir giderlerini gösteren önemli olaylar olduğunu belirtti. "Adaletin olmadığı yerde bütçeyi ne kadar başarılı yapsanız da sonuç alamazsınız" ifadesini kullanan Gök, 9 yıl önce 28 Aralık'ta Irak'tan kaçak mazot taşıyan bir gruba terörist sanılarak hava harekatı düzenlendiğini söyledi.
Gök, 38 kişiden 34'ünün hayatını kaybettiği olayla ilgili ailelerin adalet arayışının devam ettiğini belirterek, terör örgütü PKK'nın yöneticilerinden Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin'in bu grubun içinde yer aldığı için hava harekatı gerçekleştirildiğini ileri sürdü.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile Genelkurmay 2. Başkanı Hulusi Akar ve Genelkurmay İstihbarat Başkanı Yaşar
Güler'in hava harekatının düzenlemesi yönünde karar aldığını anlatan Gök, "Sizce Uludere karanlıkta kalan bir hadise mi yoksa üzerine gidilmeyen bir hadise midir?" diye konuştu.
DP'ye geçme kararı
Bağımsız Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, milliyetçi olarak 41 yıldır çizgisinden sapmadığını ve 3 hilali canı pahasına savunduğunu söyledi. Zamanında Cumhur İttifakı için de oy istediğini ve bu ittifaka sahip çıktığını, partisine ve ittifaka sahip çıkarken pek çok kişiyi acımasızca kırdığını belirten Enginyurt, ancak yaptığı bir konuşma sonrası ittifaka zarar verdiği gerekçesiyle MHP'den ihraç edildiğini söyledi.
Zarar vermeyi düşünmediğini, buna niyeti de olmadığını savunan Enginyurt, kırgın olmadığını vurgulayarak, MHP Genel Başkanı Bahçeli'den hakkını helal etmesini istedi. Enginyurt, Gültekin Uysal'ın Genel Başkanlığını Yaptığı Demokrat Parti'ye (DP) geçtiğini kaydetti.
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da Türkiye'nin, bağımsız yargının yeniden gelmesi ve Cumhurbaşkalığı Hükümet Sistemi'ni son verilmesiyle çöküntüden çıkılabileceğini ileri sürdü.
Bakan Selçuk, sorulara cevap verdi
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetleri Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 4C'den 4B'ye geçirilenlerin durumuna dair, özelleştirme uygulamlarının başladığı 1991'den sonra özelleştirilen kuruluşlarda çalışan memurların diğer kuruluşlara nakilleri yapıldığı zaman işçilerin naklinin öngörülmediğini ve akitleri feshedilen işçilerin işsiz kaldığını anlattı. Selçuk, 2004'te yapılan düzenlemeyle özelleştirilen KİT'lerde iş akitleri feshedilen işçilerin kamu kurumlarına 4C'li olarak istihdamlarına imkan sağlandığını, 2010 yılından itibaren yapılan düzenlemelerle bu personelin şartlarının da sürekli iyileştirildiğini kaydetti.
696 Sayılı KHK kapsamındaki işçilerin toplu iş sözleşmelerine dair soru üzerine Selçuk, "Orada da bu işçiler mevcut ücretleriyle kamuya geçtiler. Çalıştıkları kamu işyerlerinde yürürlükte bulunan TİS'ten 1 Kasım 2020 tarihi itibarıyla da yararlanmaktalar. TİS bulunmayan yerlerde de çalışan işçilerimiz için TİS yetki tespitleri de devam ediyor." dedi.
Selçuk, 2002'de emekli sayısının 6,5 milyon civarında bulunduğunu, 2020 Eylül ayı itibariye bu rakamın 13 milyonu aştığını belirtti. Selçuk, şöyle konuştu:
"Emekli aylığı ödemelerinin gayri safi yurt içi hasılaya oranlarına baktığımız zaman, 2002 yılında emeklilerimizin gayri safi yurt içi hasıladaki payı yüzde 4,6'ydı; yani yüzde 5'in altındaydı. Şu anda, yine, 2020 yılı sonu tahmini itibarıyla bu rakamın yüzde 7,1 olmasını öngörüyoruz. Dolayısıyla, emeklilerimizin gayri safi yurt içi hasıladan aldıkları pay artmış durumda. Emeklilerimiz iktidarımızda hep önceliklerimiz arasında oldu ve onların şartlarını iyileştirmek için her daim gayret ediyoruz."
Selçuk, 2020 yılında ödenen toplam bayram ikramiyesinin de 22 milyar lirayı aştığını dile getirerek, bütün çalışanların emekli olduklarında da şartlarını iyileştirmek için var güçleriyle çalıştıklarını bildirdi.
Son Dakika › Politika › Bakan Selçuk: 'Emeklilerimiz iktidarımızda hep önceliklerimiz arasında oldu' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?