TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Her ne olursa olsun oradaki Kıbrıs Türkü'nün varlığını sürdürmesi noktasında Türkiye her zaman kardeşlerinin yanındadır" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer'le biraraya geldi. İki başkanın baş başa görüşmesinin ardından heyetlerarası görüşmeye geçildi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, görüşmede yaptığı konuşmada "Bizim Kıbrıs'la ilişkimiz sadece devletten devlete, parlamentodan parlamentoya bir ilişkinin ötesinde kardeşlik ilişkisidir. Anavatan-yavru vatan ifadesi bu ilişkiyi en iyi şekilde tanımlamaktadır" dedi.
2012 yılının Kıbrıs'ta adil ve kalıcı barışın tesis edileceği bir yıl olmasını temenni eden Çiçek, "Biz inanıyoruz ki işin başından beri sizler ve Türkiye olarak da bizler adada kalıcı ve adil bir barış olsun diye çok uğraştık, çok didindik. Yeri geldi fedakarlık da yaptık ama tek taraflı bu sonucu elde etmek mümkün olmuyor" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE HER ZAMAN KARDEŞLERİNİN YANINDADIR"
"Her ne olursa olsun oradaki Kıbrıs Türkü'nün varlığını sürdürmesi noktasında Türkiye her zaman kardeşlerinin yanındadır" diyen Çiçek, şunları kaydetti:
"Bu desteği siyaseten verdiği kadar diğer alanlarda da en başta ekonomik alanda da bu desteğini sürdürmeye devam ediyor. Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakan olduğum dönemde de, belki uzun bir zamandan beri arzu edilen telaffuz edilen birçok konu vardı. Bugün bunların bir kısmı hayata geçti bir kısmı karar noktasında, bir kısmı uygulama noktasında. Doğrusu bu şahsen de beni memnun ediyor. Dün de iki ülke hükümetleri arasındaki su temini ile ilgili anlaşma Meclisimizden geçti, zaten uygulamasına başladık.
İnşallah kısa bir süre içerisinde açılış merasimini de birlikte yapmak bizlere kısmet olur. Bu hem oradaki kardeşlerimizin ekonomik olarak gelişmesine katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda anlamlı bir projedir."
"ADADAKİ TÜRKLER AZINLIK DEĞİL"
Adadaki Türklerin azınlık değil eşit halk olduğuna dikkat çeken Çiçek, "İki ayrı devlet, halk ve demokrasi var. Türkiye'nin garantisi de göz ardı edilecek bir husus değildir. Bu işin önemli ayaklarından biridir. Buradaki kardeşlerimiz bir daha 1974 öncesine dönemez. Yapılacak barış, bütün bunları garanti altına alan bir barış olmalıdır. Eğer Rum tarafı ipe un sermezse bu mümkündür" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE OLARAK 'YA KIBRIS YA AB' İKİLEMİNİN İÇİNE GİRMEYİZ"
Rum tarafının şımartıldığını, bunun en büyük sorumlusunun da AB olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
"Biz AB'yi bir değerler bütünü olarak kabul ettik. Bunun içinde demokrasi, insan hakları, özgürlükler ile ahde vefa ve verilen sözleri tutmak var. AB üyeleri, 26 Nisan 2004'de verdiği sözün arkasında durmamıştır. Anlaşılıyor ki AB, zaman zaman verdiği sözlerde durmayacaktır. Sorunlu bir ülkeyi, adanın tamamını temsilen üye olarak içine almanın da vebali ve günahı AB'ye aittir. Kendi sorumluluklarını şimdi size, bize ciro etmeye çalışıyorlar. Kıbrıs ihtilafının arkasında bazı ülkeler kendi politikalarını
sürdürmeye çalışıyorlar. Kıbrıs ihtilafı, bazı ülkeler açısından istismar edilen bir konudur, ancak bu maske düşmüştür. Türkiye şöyle bir açmaza gelmez: 'Ya Kıbrıs ya AB' gibi bir ikilemin içerisine biz Türkiye olarak girmeyiz. Türkiye'de hükümetler ister tek başına ister koalisyon olsun Kıbrıs bizim milli davamızdır. Bu nedenle bugünkü durum da devam edemeyeceğine göre, bu ay yapılacak müzakereler ve arkasından gelişecek durum, bu işe ümit ederiz ki bir nokta koymayı mümkün kılar. Bunun anlaşarak,
uzlaşarak barış içinde bir nokta olmasını arzu ederiz. Kaldı ki bu yılın ikinci yarısında Rumların, adanın tamamını temsilen dönem başkanlığını üstlenecek olması Türkiye'nin asla kabul edemeyeceği bir durumdur. Bunu da baştan ifade ettik."
"DÜNYA KAMUOYUNDA ONLAR HEP YASAL, BİZ İSE HEP GAYRİ YASAL DURUMDA TUTULUYORUZ"
KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer ise, "Bizler KKTC Meclis Başkanlık Divanı ve sekreterya olarak TBMM çatısı altında olmaktan ve birlikte konularımızı tartışmaktan ve onun ötesinde hasret gidermekten çok büyük mutluluk duymaktayız" diye konuştu.
Bozer, Kıbrıs konusundaki görüşmelerin 40 yıldır devam ettiğini hatırlatarak, "Dünya kamuoyunda onlar hep yasal, biz ise hep gayri yasal durumda tutulmaya çalışılıyoruz. Bunlar bizi haliyle çok üzüyor. İhtilaflı bir adadaki iki eşit taraftan birisi AB'ye üye yapılıyor ve onların yaşamsal statüleri yükseklere taşınırken Kıbrıs Türk halkına verilen sözler yerine getirilmiyor. 26 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıs Türk halkı üzerinde ambargoların kalkacağı noktasında konsey kararı vardı. Ancak bize verilen sözler
yerine getirilmedi. Bu durum, Kıbrıs Türk toplumu üzerinde bunalım yaratıyor" şeklinde konuştu.
"Bize haklarımız verilmiyor. Sanki bir politika olarak, masa başında mahkum edilmek isteniyoruz gibi bir pozisyon var" diyen Bozer, bu sorunun da el birliği ile aşılması gerektiğini söyledi.
KIBRIS'TAKİ PETROL VE DOĞALGAZ KAYNAKLARI
Bozer, Kıbrıs çevresinde doğalgaz ve petrol kaynaklarına ilişkin, "Bu zenginlikler konusunda Rumlarla bir anlaşmaya varmamız artı mı getirecek yoksa bizi daha da ayrıştıracak mı noktasında ciddi tereddütlerimiz var. Ümit ederim ki bizi birleştirme noktasında katkısı olsun ama tereddüt odur ki zenginlikleri tek taraflı elde edip onu kullanmak barışa ve çözüme varma adına engel teşkil edebilecek bir pozisyonu da ortaya çıkarabilir" dedi. - ANKARA
Son Dakika › Politika › TBMM Başkanı Çiçek, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer'le Biraraya Geldi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?