Taksim Gezi Parkı'ndaki Olaylar

-MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın:

"MHP; olaylar karşısında sağduyunun ve itidalin sesi olmuş, AKP'nin, demokrasi içinde kalarak iktidardan gönderilmesinden yana tavır koymuştur. Geçmişin acı tecrübeleri, sokak hareketlerinin kontrolden çıktığında bir kardeş kavgasına, iç savaşa varabileceğini ortaya koyan örneklerle doludur"

MHP basın biriminden yapılan açıklamaya göre Yalçın, olaylar karşısında takındıkları itidalli tutumun bazı sorumsuz çevrelerce eleştirildiğini ifade etti.

Hükümet'in antidemokratik uygulamalarına en sert eleştirileri kendilerinin yaptıklarını, buna karşın hiçbir zaman gayri meşru ve yasa dışı yöntemlere başvurmadıklarını aktaran Yalçın, haklı tezlerini milletle paylaşmak için parlamenter demokratik sistemin gereklerine saygılı teşebbüslerde bulunduklarını vurguladı.

Bursa'daki Kuruluş Mitingiyle başlattıkları demokratik direniş hareketinin, İktidar'ın politikalarına karşı, halkın tepkilerini ortaya koyması bakımından bir milat olduğunu savunan Yalçın, daha sonraki İzmir ve Adana mitinglerinde, meselenin bir parti mitinginden öteye geçtiğinin ve İktidar'a karşı biriken tepkilerin öfke seline dönüştüğünün görüldüğünü belirtti.

Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların AK Parti İktidarı'nın "dediğim dedik ve halkı hiçe sayan tavrına dur deme kararının bir başka tezahürü olarak" başladığını ifade eden Yalçın, karanlık ellerin eylemi manipüle etmek için harekete geçtiğini kaydetti.

ABD sözcülerinin Gezi Parkı açıklamalarına değinen Yalçın, "Waşington'un, Türkiye'de demokrasinin gelişmesi veya AKP'nin iktidardan uzaklaştırılması gibi bir derdi yoktur; hedef, uydu devlet muamelesini reva gördükleri Türkiye'nin ensesinde boza pişirmek, taşeronları vasıtasıyla kontrol altında ve elde tutmaktır" ifadesini kullandı.

Yalçın, açıklamasında şunları kaydetti:

"İktidarın her alanda giderek artan baskılarına karşı, halkın demokratik haklarını Gezi Parkı'nda kullanmasıyla başlayan bir hareket, provoke edilerek rayından çıkarılmıştır. Başlangıçta haklı gerekçelerle başlıyor gibi görünen eylemler, kargaşa çıkarmak isteyen yabancı istihbarat elemanlarının ve terör örgütü mensuplarının tahrikiyle kanunsuz eylemlere dönüşmüştür.

Şüphesiz, polisin orantısız güç kullanması, biber gazını, gaz bombalarını, copu ve tazyikli suyu bir silah gibi kendi vatandaşlarının üzerinde tatbik etmesi, AKP iktidarının diktacı anlayışının ürünüdür. İzmir'de eli sopalı AKP yanlılarının halka saldırıda bulunması ise yandaşlığın çirkin yüzünü göstermiştir.

Buna mukabil MHP; olaylar karşısında sağduyunun ve itidalin sesi olmuş, AKP'nin, demokrasi içinde kalarak iktidardan gönderilmesinden yana tavır koymuştur. Geçmişin acı tecrübeleri, sokak hareketlerinin kontrolden çıktığında bir kardeş kavgasına, iç savaşa varabileceğini ortaya koyan örneklerle doludur. Tunceli, Hatay ve Adana gibi hassas sosyal dengelere sahip kentlerimiz başta olmak üzere birçok ilde çıkan hadiselerin boyutu, MHP'nin haklı endişelerini ortaya koymaktadır. Bir kıvılcımın Türkiye'yi yangın yerine çevirebileceği, geri dönülmesi zor bir kaosa yol açabileceği unutulmamalıdır."

MHP'nin gerginliği ve çatışma ortamını körüklememek için fevkalade sorumlu davrandığını belirten Yalçın, Yalçın, Ruhat Mengi ve Nagehan Alçı'nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik yazılarını eleştirerek, yazıları "seviyesiz" ve "kötü niyetli" olarak nitelendirdi.

Yaşananların sorumlusunun şiddete uğrayan vatandaşlardan özür dilemekte geç kalan hükümet olduğunu savunan Yalçın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olaylara karşı tutumunu da eleştirdi.

Başbakan Erdoğan'ın, dün yurda döndükten sonra yaptığı konuşmada da oldukça sert bir üslup kullandığını ifade eden Yalçın, "Artık bu iktidar siyasi ömrünü tamamlamış, miadını doldurmuştur" değerlendirmesinde bulundu. - Ankara