Bursa'da konuşan Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de anayasa yapmanın zorluğuna dikkat çekerek, "Benim görüşüm seçim yoluyla bir Anayasa Meclisi'nin oluşturulması" dedi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ve Nilüfer Belediyesi'nin birlikte düzenlediği Aydınlarla Yüzyüze Söyleşileri programına Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Gazeteci - Yazar Faruk Mercan, konuşmacı olarak katıldı. Programa daha önce katılacağı açıklanan CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ise KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın cenaze törenine katıldığı için gelemedi.
HRANT DİNK CİNAYETİ
BGC Basın Kültür Sarayı'nda dün akşam düzenlenen program öncesi konuklar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 'Hrant Dink cinayeti ile ilgili ağırlaştırılmış bir müebbet bir de tahliye kararı çıktı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Prof.Dr. İbrahim Kaboğlu, kendisinin de duruşma salonuna gittiğini ve adaletin çıkmayacağını düşündüğünü, sonucun da düşünceleri doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi.
Dink Cinayetinin 17 yaşındaki bir çocuğun Trabzon'dan gelip de İstanbul'da birkaç kişinin kararlaştırması ile işlenen bir cinayet olduğunun öne sürülmesinin Türkiye gerçeklerinden uzaklaşmak anlamına geldiğini belirten Prof.Dr. Kaboğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Hrant Dink'i koruyamadı. Ama hiç değilse adalati elden geldiğince tecelli ettirmeliydi. Maalesef bunu da yapamadı" diye konuştu.
ÖRGÜT BULUNMAMASI ÜZÜCÜ
Herhangi bir terör örgütüne rastlanmamasına da Prof.Dr. Kaboğlu, "Türkiye'de bazen olmadığı halde terör örgütü üretildiği bir toplumda, 10 öğrencinin gösteri yapması sonucu hemen terör örgütü ile bir bağlantı kuruluyor. Tahliye için 6 ay sonra böyle bir örgüt mevcut olmadığı ortaya çıkıyor. Ama öyle bir toplumda bu kadar büyük bir cinayetin herhangi bir örgüt, herhangi bir organize suçla ilişkisinin bulunmadığını resmi makamlara uzanmaksızın bulunmadığını beyan etmek, doğrusu bana yargı adına pek üzücü geliyor. Burada sadece yargıda değil, siyasal makamların tutumunda da sorunlar var ama kararı veren ağır ceza mahkemesidir. Onun yetki alanı, soruşturma alanı, resmi, siyasal, sivil makamlara, emniyet güçlerine, yönetici makamlara gönderme yetkisi vardı ama görüyoruz ki bunu büyük ölçüde geçiştirdi" dedi.
"TÜRKİYE ADALETİNİN ÖNÜNDE DURAN BÜYÜK SORUNLAR VAR"
İlk kez bir Genelkurmay Başkanı'nın tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna ise Prof.Dr. Kaboğlu, İlker Başbuğ'un tutuksuz yargılanabileceğini söyledi. İki yıl önce yapılan Anayasa değişikliği ile Genelkurmay Başkanı'nın Yüce Divan'da yargılanabileceğini dile getiren Prof.Dr. Kaboğlu, buna rağmen apar topar tutuklandığını kaydetti. Dink Cinayeti ile emekli orgeneral Başbuğ'un tutuklanmasını değerlendiren Prof.Dr. Kaboğlu, "Bir yanda büyük bir cinayet var ve açıkça sorumlu Emniyet Müdürleri, Valiler var ama onlara yöneltilmiyor bu soruşturma. Ama bir zamanlar Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve Andıç Suçlaması var, tutuklanıyor. Üstelik 27 Nisan Muhtırası adı verilen muhtıra 5 yıl süre ile orda kaldı. Kimse sorgulamadı ve sorumlu Genelkurmay Başkanı da tutuklanmadı ya da mahkeme önüne çıkarılmadı. Bunlar tabi ki çok ciddi olarak Türkiye adaletinin önünde duran büyük sorunlar" diye konuştu.
"SEÇİMLE ANAYASA MECLİSİ OLUŞTURULMALI"
'Anayasa hazırlıkları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?' sorusuna da Anayasa Profesörü Kaboğlu, Türkiye'de Dink Davası, Başbuğ Davası, Uludere olayı gibi ciddi soruların bulunduğunu belirterek, "Bunlar Türkiye gerçekleridir ve hepimizin yüzleşmek durumunda olduğu gerçeklerdir. Bunlara baktığımız zaman doğrusu Anayasacı olarak Anayasa çalışmalarının biraz sanal çalışmalar niteliğini aldığını da görerek üzülmüyor değilim. Tabi ki Meclis Başkanı'nın oradaki milletvekillerinin uzlaşma komisyonu oluşturmaları, bu konuda ortak çabaya girmeleri, toplumdan görüş almaları ve beklemeleri önemli. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni Anayasası'nı yapmak bu şekilde çok zor. Benim görüşüm seçim yoluyla bir Anayasa Meclisi oluşturulması. Dilerim bu sonuca ulaşır ama sonuca ulaşmazsa da bir yeni deneme daha yapılmış olacak. O zaman bir kurucu meclis gereksinimine bugün muhalif olanlar belki daha sıcak bakabileceklerdir" diye konuştu.
"MAHKEMEYİ DE ÇOK SUÇLAYAMAYIZ"
'Hrant Dink Cinayeti'nin kararı ile ilgili neler düşünüyorsunuz?' sorusuna Gazeteci - Yazar Faruk Mercan ise, Ogün Samast'ı İstanbul'a gönderen iradenin kim olduğunun ortaya çıkarılamadığını söyledi. Kararı veren İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ni de tam olarak suçlanamayacağını dile getiren Mercan, "Mahkeme nihayetinde önüne gelen deliller ve dosya ile karar verir. Mahkemenin önüne Hrant Dink'i vur emrini veren örgütün delilleri gelmemişse, mahkemeyi de çok suçlayamayız" dedi.
"DİNK DAVASI ERGENEKON MAHKEMESİ İLE BİRLEŞTİRİLECEK"
Durumun tatmin edici olmadığını ifade eden Mercan, "Şunu öngörebiliriz: Nasıl ki Danıştay Davası Ankara Mahkemesi'nde aynı şekilde 'Avukat Alparslan Aslan'ın bireysel faaliyetidir' diye karara bağladı sonra Yargıtay'a gitti, kararı bozdu ve Ergenekon Mahkemesi ile birleştirdi. Burada da böyle bir şeyi bekleyebiliriz. Yargıtay'a gidecek bu Hrant Dink Ailesi itirazı ile muhtemelen Yargıtay dosyayı bozacak. Ergenekon Mahkemesi ile birleştirecek. Ben öyle öngörüyorum" diye konuştu. - Bursa/ Merkez
Son Dakika › Politika › Profesör Kaboğlu; Seçimle Anayasa Meclisi Oluşturulmalı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?