TBMM Başkan Vekili, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, 28 Şubat döneminde İmam Hatip eserlerinin kökünden kesilmek istendiğini belirterek, "Öyle zamanlar oldu ki çifte standardın halk tabiri ile daniskası uygulandı" dedi.
Elbistan İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'nin geleneksel Pilav Günü etkinliği, İmam Hatip Lisesi'ne ait Yurt Pansiyonu'nun bahçesinde gerçekleştirildi. Pilav Günü'ne TBMM Başkan Vekili ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil'in yanı sıra Milli Eğitim Müdürü Ramazan Çelik, AK Parti İlçe Başkanı Yunus Kaan Kısaca, Kahramanmaraş Barosu Elbistan Temsilcisi Mevlüt Kurt, öğretmenler ve mezunlar katıldı.
Elbistan İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Hacı Aydın, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Çelik ve İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehmet Kişif'in yaptıkları konuşmaların ardından söz alan TBMM Başkan Vekili Pakdil, Türkiye'de özellikle 28 Şubat süreci ve sonrasında İmam Hatipler başta olmak üzere meslek liselerinin uğradığı haksızlık ve uygulanan çifte standardı ortadan kaldırmak için sabırla ve inançla çalıştıklarını söyledi. Türkiye'de eğitim-öğretimin çok dalgalı bir süreçten geçtiğini belirten Pakdil, "Şunu ifade etmek isterim ki özellikle 28 Şubat döneminde hakikaten İmam Hatip eserleri kökünden kesilmek istendi. Bu doğru. İmam Hatiplere bu reva görülürken İmam Hatiplerle birlikte diğer meslek okulları da aynı muameleye tabi tutuldu. Türkiye ciddi anlamda meslek sahibi insanlara ihtiyaç duymakta iken, ihtiyacı varken, bütün meslek liselerinin önü kesildi" dedi.
AK Parti döneminde yapılan düzenlemelerde Türkiye'nin bu kusurdan, bu ayıptan kurtulduğunu vurgulayan Pakdil, "Öyle zamanlar oldu ki çifte standardın halk tabiri ile söylüyorum 'daniskası' uygulandı. Her alanda uygulandı. Mesela YÖK'ün burada uyguladığı çok garip uygulamalar var. Aynı şeyi Danıştay da yaptı. Müracaat ediyor insanlar burada bir haksızlık var, bu haksızlığın giderilmesi lazım. Katsayı uygulaması ile ilgili olarak. Bölge İdare Mahkemesi, arkasından ne ise Danıştay bu bizim işimiz değil diyor. Bu Anayasa ile YÖK'e verilmiş bir görevdir. Yasalarla onların tanzim etmesi lazım. Biliyor. YÖK'te her zaman kendi bildiğini okuyor. Hani derler ya 'Keser döner sap döner, bir günde hesap döner' aradan zaman geçiyor, devran geçiyor, yıllar geçiyor. Bu defa YÖK bir karar alıyor. Diyor ki, 'Meslek liseleri ile ilgili olarak yapılan şu uygulamaların düzeltilmesi lazım. Haksızlıkların giderilmesi lazım. Adil olunması lazım. Adalet noktasında eşit olunması gerekir' diye ifade ediyor. Bu defa iş Danıştay'a götürülüyor. Danıştay diyor ki, 'Evet böyle bir şey olmaz, bu uygulamanın durdurulması lazım'. İşte yürütmeyi durdurma kararı, esastan bozma kararı veriliyor. Şimdi burada hukukun maalesef bir garabeti ortaya çıkıyor. Aynı şartlar, aynı başvurular birinde deniliyor ki bu iş YÖK'ün işidir, biz karışmayız, başka bir zaman geliyor,
bu defa bu bizim işimizdir. Biz karar veririz diyorlar ve bu hakkı iptal ettik. Daha sonra ilanihaye, haksızlık devam etmez. Bu konularla ilgili olarak YÖK gerekli düzenlemeyi yaptı. Yasal düzenlemeyi yaptı. Yasaya başvuruldu. Sonunda Danıştay'da işin doğruluğunu kabul etti ve iş burada neticelendi" dedi.
Pakdil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sabrederek, mücadele ederek, insanımız her zaman hukuk içerisinde kalarak, mevcut demokratik sistemin hukuk kurallarını uygulayarak neticeyi elde etti. Sabırla elde ettik. Bu hususta baştan itibaren hukuk içerisinde kalarak mücadelesini sürdüren bütün insanlarımıza, bütün kardeşlerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. Meselenin özü çiğnense de hakkın hatırını yüce tutmaktır. Bu memleketin kalkınmaya ihtiyacı var, adalete ihtiyacı var. Bu mücadeleyi inşallah hep beraber sonuna kadar sürdüreceğiz. Bakın bugün Türkiye'nin her tarafına üniversiteler açıldı. İnsanların önü açıldı. Eğer siz insanları eşit şartlarda yarıştırırsanız, o insanda Anadolu'nun insanları garip, fakir, guraba dediğimiz insanlar, kendi gayretiyle kendi önlerini zaten açıyorlar. İşte YÖK şuanda ne yapıyor. Yurt dışına göndereceği kişilerle ilgili sınavlar yapıyor. Herkesi eşit şartlar altında sınava soktuğunuz zaman karşınızdaki insan zaten sizden bir şey istemiyor. Ayrıcalık istemiyor. Sadece haksızlığın giderilmesini istiyor. Bu süreçte geçti. İnşallah bundan sonra ki süreç içerisinde her insanın kendi istediği okulda okuma hakkı olacak."
28 Şubat döneminde çocukların Kur'an eğitimine de engel çıkarıldığını hatırlatan Pakdil, "Düşününüz ki gencecik çocukların, yavruların baleye gitmeye hakları vardı. Yüzmeye gitmeye hakları vardı. Spor dallarının herhangi birine gitmeye hakları vardı. Ama öyle bir kanun çıkarmışsınız ki bu çocuk Kur'an okumak istediği zaman ona diyorsun ki senin ilköğretimi bitirmen lazım. Bakınız burada pek çok eğitimci kardeşimiz var. 15-16 yaşına gelmiş olan insana o saatten sonra bir kısım şeyleri öğretmek zordur. Bir futbol topu ile oynayacak çocuklara bakıyorsunuz, 4-5-6 yaşından itibaren okullarda yetişerek geliyorlar. Niye 'ağaç yaş iken eğilir' kaidesinden. Şimdi bir insan kendi kitabını, kendi öz kitabını okumak istiyor. İnancının kitabını okumak istiyor. Ona diyorsunuz ki bu saatte bu işler olmaz. Bu çekilen sıkıntıların hepsini siz gördünüz. Bunların hepsinin kalkması gerekiyordu. Adalet buydu. Hak olan buydu. Bu zaten insani bir görevdi. Bunları hep gerçekleştirdik. Bu bakımdan buradaki bütün insanların bu mücadele içerinde katkıları vardır. Emekleri vardır. Bütün arkadaşlarımıza, bütün kardeşlerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. Hakikaten Türkiye geçmiş medeniyetine, geçmişteki güzelliklerine yeni güzellikler ilave ederek bu ülkeyi kalkındırmak için büyük gayret sarf eden insanlara destek veriyor. Onun için bu millete bizim şükran borcumuz var" diye konuştu. - KAHRAMANMARAŞ
Son Dakika › Politika › Pakdil, 'İmam Hatipliler Pilav Günü'nde Konuştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?