Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Milletvekili Adayı Senem Kılıç, 2. sıradan aday gösterilme sorumluluğunun farkında olduğunu belirterek, "Kadın gibi siyaset yaparak partimize katkımı vereceğim. Ezber bozacak siyaset anlayışımla partimi İzmir'de elimden geldiğince en iyi şekilde temsil edip çok çalışarak partimizi yükselteceğiz. Türkiye'de birlik ve beraberlik kuracağız" dedi. Meral Akşener'in aday gösterilmemesi ile ilgili kendisinin bir açıklaması olduğunu söyleyen Kılıç, "Kişiler önemli değildir önemli olan sistemdir, kurumdur" diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisinin 1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimleri aday listesi belli olduktan sonra İzmir'de iki önemli sıra değişikliği dikkat çekti. 1 Kasım seçimlerine giderken MHP'nin açıklanan İzmir listesinde, her iki bölgeden 2. sıra vekil erkek adaylar birer sıra kaydırılırken 3. sıradan, 3. sırada yer alan Senem Kılıç ve Sueda Neslihan Çelik ise bir basamak öne kaydırılarak 2. sıradan vekil adayı gösterildi. Birinci Bölge 2. sıra Milletvekili Adayı yöneticilik, danışmanlık, akademisyenlik ve sivil toplum kuruluşları başkanlığı gibi birçok görevde yer aldıktan sonra bu tecrübelerini siyaset alanında değerlendirmek isteyen Senem Kılıç, listelerin açıklanmasının ardından çalışmaları hakkında ve gündeme dair İhlas Haber Ajansı'na değerlendirmede bulundu.
İKİNCİ SIRANIN İZMİR İÇİN SORUMLULUĞUNUN FARKINDAYIM
İkinci sıradan aday gösterilmenin kendisi açısından önemli bir teveccüh olduğunu belirten Kılıç, şöyle konuştu: "Bu teveccühe layık olmak önümüzdeki dönem benim ana meselem. Söz konusu bir ülke bir vatansa, bu yarış aslında yarış değil ve burada dahil olmak bir iradenin dahili ise hakikaten sıranın çok da bir önemi yok. Ama 2. sıranın İzmir için sorumluluğunun farkındayım. Daha büyük bir sorumluluk yüklendi. Allah'ın izniyle bu sorumluluğa layık olacak bir seçim dönemi geçirmek istiyorum. Elimizden geldiği kadar bizimle beraber çalışacak üst sıra çok kıymetli büyüklerimiz ve bizden sonra gelen değerli milletvekili adayı arkadaşlarımızla Milliyetçi Hareket Partisinin parlamentoda İzmir'deki sesini çok daha güçlü çıkacak ve buradaki duruşumuzu daha güçlendirecek bir seçim sonucu bekliyoruz."
KADIN GİBİ SİYASET YAPACAĞIZ
Kadın adayların önümüzdeki seçimlerde üst sıralara kaydırılmasını değerlendiren Senem Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli zaten kadınlara hep önem verirdi. Ama geçen seçimlerde özellikle Milliyetçi Hareket Partisi'nin kadın adaylarını ve meclise giren kadın vekillerin sayısının azlığı ile ilgili bir geri bildirim oldu. Dolayısıyla bu seçimde böyle bir değerin verilmesi ve bu sıralamanın verilmesinin öncelikli olarak kadına verilen değer olarak addedilmesini özellikle önemserim. Ben Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'ye burada şükranlarımı iletiyorum. Neslihan hanım da ben de bu sorumluluğu taşıyabilecek ve bunun farkında olan insanlarız. Kadın gibi siyaset yaparak ama hem erkek hem de kadın gibi koşturacak bir duruşta ve cesarette olacak yüreklere sahibiz ikimiz de. Bu sıralamadaki değişikliğin İzmir adına fayda sağlayacak bir fırsat olarak sonuç doğurmasına çalışacağız."
İKİ BÖLGEDE 4'ER MİLLETVEKİLİ ÇIKARACAĞIZ
İzmir'deki vekil sayılarını artırmak istediklerini ifade eden Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Sayın Oktay Vural açıklama yaptı, 'İlimizle ilgili böyle bir hedef, en az 4'er milletvekili istiyoruz' diye. Dolayısıyla bizim de hedefimiz güçlü bir siyasi duruş sergilemek ve seçim argümanlarımızı buna göre belirlemek. Doğru bir seçim stratejisi yapmak. Yapabileceğimize inanıyorum ve partimize bu dönemde milletimizin gerçekten çok ihtiyacı var. Burada bizim çalışmamızla beraber gerçekten bizim ülkemizin içinde bulunduğu yangın yerinin söndürülmesinde gerekli araçların, donanım hem bilgi hem beceri hem de duruş noktasında Milliyetçi Hareket Partisi'nde olduğuna inanıyorum."
GÜNDEMİMİZ ÖNCEDEN EKONOMİYKEN ŞİMDİ TERÖR OLDU
"Önceki seçimde ekonomi konuşulurdu, istihdam üzerinden yarışlar olurdu" diyen Senem Kılıç, "Ülkenin daha iyi bir geleceği nasıl sağlanır yarışı vardı. Ne yazık ki 7 Haziran seçimlerinde, sanki bir düğmeye basılmış ve aynı anda planlı bir şekilde peş peşe bir hareket başlatılmış gibi ülkemize bir karabasan çöktü ve her gün artık yitip giden canların ve bizim bu canlarla birlikte ağlayan anaların, sönen ocakların ve geride kalan insanların toplum olarak hayatın artık eksik yaşadığı bir ülke haline geldik" ifadelerini kullandı. Bu durumun herkesin psikolojisini bozduğunu anlatan Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "İş adamları ekonomi düşünemez oldu, tatile gitmek bizim için artık fikren uzak, eğlenmek zaten gündemimizde öyle bir konu yok. Tabi bundan beslenen sektörler var. Bundan ekmek yiyen ekonomi yapısı var. Bunların hepsi şu an Türkiye'nin içerisinde bulunduğu yangın yerinden ve bu yangında yitip giden, yani ana kaybı olanlarla, bu yangından etkilenenlerin artık bir arada olduğu bir yer haline geldi. Öncelikle durum tespitini iyi yapabilmek lazım. Geçen son 13 sene içerisinde yapılan yönetim stratejilerinin Türkiye'yi bugün getirdiği sonuçlardır bunlar. Dolayısıyla bu durum tespitini ben yapmak isterim. Ama bu şu demek değildir; Bir baba çocuğuna kızar, çocuğu hata yapar ve 'ben haklıydım bak' işte ben haklıydım demek işi bitirmez."
Milliyetçi Hareket Partsi'nin uzun yıllardır terörle ilgili duruşu teröre karşı gösterdiği tutumu belli olduğunu anlatan Kılıç, şöyle konuştu: "Özellikle hükümetin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çözüm sürecinde, çözüm süreci adı altında yaptığı çalışmalara hep gerçekten bu çözülme sürecidir, çözüm sürecinde terör örgütü ile müzakere olamaz, terör örgütü mücadele edilmesi gereken bir yapıyla yönetilmelidir yaklaşımı, bizi hep kandan beslenen, terörden beslenen terör üzerinden siyaset yapan bir eleştiri ile hep yönlendirildiğimiz ve yargılandığımız bir noktaya bizi taşımıştı. Biz hep burada kendimizi ifade etmek durumunda kalmıştık. Şimdi gün öyle bir noktaya geldi ki; bugün bu işi yönetenlerin en başındaki kişilerde çıkıp 'Biz hata yaptık, biz aldatıldık, bu süre zarfında devlet yönetiminde zafiyetler oluştu, biz bunlara teröre göz yummak noktasında bir şeyleri görmeden geldik' ve bugün gelinen nokta aslında bir şekilde hem istihbaratın hem emniyetin hem de devletin zafiyetidir demek aslındadır bu. Bir şirketin ekonomisini yanlış yere götürebilirsiniz, bir ülkenin de ekonomisini yanlış yere götürebilirsiniz. Bir insanın sağlık problemiyle hata yapmış olabilirsiniz. Kısmen kabul edilebilir. Bir yapının sağlıkla ilgili aldığınız kararları da sizi hataya sürüklemiş olabilir. Bunlar hayati şeylerdir telafisi zorudur ama atlatılabilir, önlem alınabilir ama bir ülkenin can güvenliği ise konu, can güvenliği bir ülkenin emanet edilen kurumları devlet ile ilgili organlarsa, burada hata yaptık, aldatıldık deme gibi bir lüksünüz olamaz. Maalesef Türkiye bugün, PKK terör örgütü ve terör örgütü ile ortak hareket eden devlet organlarının çok acı bir durum müzakeresi sonucu ve hatta bu topraklar içerisinde yaşamış Türk-Kürt kardeşliğinin sanki Kürtlerin temsilcisi PKK terör örgütüymüş gibi addedildiği ve Türk-Kürt düşmanlığının tekrar oluşturulmaya çalışıldığı bir kirli el oyunu ile ülkemizi bugün yangın yerine oluşturacak bir noktaya ulaştırdı."
PARTİ OLARAK İKİ ÖNCELİĞİMİZ VAR
Seçim döneminde Milliyetçi Hareket Partisi olarak iki önceliklerinin olduğunu ifade eden Senem Kılıç, şunları söyledi: "Öncelikli olarak ülke içerisindeki güvenliğin sağlanması, terör örgütü ile mücadele edilecek bir yapının ivedilikle ortaya sunulması ve her türlü devlet organlarının kullanılması ve bunu anayasal hukuk süreci içerisinde yapılması. İkincisi de, ekonomi ve istihdam alt yapısını reformist politikalarla Türkiye'ye entegre edilmesi. Bu iki politika üzerinde çalışıyor olacağız."
KİŞİLER ÖNEMLİ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN KURUMDUR, SİSTEMDİR
Meral Akşener'in aday gösterilmemesini bir partili olarak saygı ile karşıladığını dile getiren Senem Kılıç, şöyle konuştu: "Meral hanımın bu dönem milletvekili olmaması ile ilgili zaten kendisi de açıklama yaptı. Önemli olan kişiler değildir, sistemdir, kurumdur. Önemli olan bize toplumumuzun yüklediği anlamı, değeri ifade edebilecek, ifa edebilecek duruşu sergileyebilmektir."
Milliyetçi Hareket Partisi'nde çok kıymetli kadın vekillerinin olduğunu belirten Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Geçen seçim döneminde, hepsi bana bireysel olarak destek verdi. Çünkü kadının halinden kadın daha çok anlar. Önümüzdeki dönem için tabi ki bizim için rol model olabilecek büyüklerimiz var. Ama Senem Kılıç olarak, kendi ismiyle ön plana çıkan ama partisini politikalarını güçlü bir şekilde halkı ile buluşturabilmiş, hem kendi hemcinslerini hem de toplumu meclis de temsil edebilmiş, aşığı olduğu kenti, kentin içerisindeki bütün dokuyu; etnisite, din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet ayırmaksızın herkesi Cenabı Allah'ın yarattığı bir insan olma eşit ve adaletiyle hakkaniyetli bir şekilde sunabilecek bir politika gücü izleyebilirim. Buna inanıyorum, bu gücü içimde hissedebiliyorum. Bugün vekil oluruz eğer bu görev verilirse, bize ulaştırılan konuları takip etmek ve bunların icraatlarını yerine getirebilmektir temel görevimiz. Vekil olamayabiliriz bu da mümkün. Sonuçta bu da bir seçim sonucu. Ama bir şey kaybetmeyiz ve o enerji içimizde bir dava insanı olarak, bir ülkü aşığı insanı olarak, milliyetçi bir insan olarak bu vatana gönlünü hayatını sunmaya hazır bir kişi olarak burada da çalışmamız devam eder. İnşallah insanların unutamayacağı ve aklında olumlu anlamda iz bırakabilecek Senem Kılıç olmayı tercih ederim."
BİR VE BERABER OLACAĞIZ
7 Haziran seçimlerinin yoğun ve uzun süren bir maraton olduğunu belirten Senem Kılıç, "Burada süre çok az, 1 ay gibi bir süre var. Ama bu 1 ay gibi bir zamanda herkes el birliği ile birlik beraberlikle odaklanabilirse bu seçimde; sen yaptın, ben yaptım, onun suçu, bunun hatası, bundan kaynaklandı, o az dahil oldu, bu dahil olmadı gibi herkes bu birliği sağlayabilecek, beraberlikte kendine düşen rolü iyi niyet ve samimiyetle bu vatan ve bayrak için gerçekleştirebilirse, bir ayda çok şey başarırız diye düşünüyorum. Önemli olan burada samimiyet duygusu. Bir ay boyunca hedefimiz daha fazla kitleye ulaşmak olacak. Elimizden geldiği kadar; dayanışmayla 1'inci sıradan 13'üncü sıraya kadar tekrar bu bölgede, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ülkede kurmayı amaçladığı birlik ve beraberliği önce kendi içinden başlayarak geçen seçimde de gördük bu seçimde de göreceğiz bir dayanışmayla, 30 günü 365 güne yayacak bir sinerji ile geçirmeyi planlıyoruz" dedi.
EZBER BOZACAK SİYASET YAPACAĞIM
Vekil olursa İzmir'den bağının kopmayacağını dile getiren Senem Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz zaten İzmir'i temsil etmek ve milletvekili olmak için bu seçim sürecine giriyoruz. Evim, eşim, çocuğum burada. ve burada kurguladığım bir düzenim var ben İzmir'i biliyorum. İzmir halkını biliyorum ve İzmir halkı beni biliyor. Beni güçlü yapan İzmir halkından aldığım doneler ve benim güçlü olacağımı düşündüğüm yerim İzmir. Tabi Genel Merkezimiz ve Genel Başkanımız, partimizin resmi organları başka bir görev takdir ederlerse bende her zamanki gibi önde koşturacaklardan biri olurum. Ama öncelikli hedefimiz İzmir içerisindeki dokuyu parti gözetmeksizin, arabulucu kaynaştırıcı, kadın elinin herkese değebileceği, kadına herkesin rahatlıkla kapıyı aralayabileceği, gözleri ile gülen, içi ile insanı sevebilen, siyasette pek alışagelmediğimiz sevgi dilini kullanabilen, bu dönemde ülkede daha çok kucaklayıcı bir dile ihtiyaç olduğu bir yapı da sevgi dolu kucaklayıcı kimliğimizle; Valimizle, Büyükşehir Belediye Başkanımızla, İlçe Belediye başkanlarıyla, Üniversite rektörlerimizle, sivil toplum kurulu başkanları ve yöneticileriyle, KOSGEB ile İŞKUR ile, bir önceki seçim beyannamesindeki; ekonomi, istihdam ve ülke içerisindeki politikanın yerel de takip edilebileceği bütün kurumlarla iş birliği içerisinde olacağım. İddialı bir vekil olacağım. Ezber bozacak bir siyaset hedefim var partimize layık bir şekilde."
ÇATIŞMA DİLİ DEĞİL KAYNAŞTIRMA DİLİ KULLANMAK ÖNEMLİ
Her zamankinden daha çok kardeşlik, huzur ve birlikteliğe ihtiyacının olduğunu ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanın hayatında huzur olmadan, ağzının tadı yaşamın afiyeti olması mümkün değil. O yüzden ülkemizdeki bu terörün bitmesi için Milliyetçi Hareket Partisi olarak ve fertleri olarak biz kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin, bu ülke bütünlüğünün, bu topraklar içerisinde ortak dil geliştirerek devam ettirilmesinden yana elimizden geldiğince, gücümüzce mücadele etmeye devam edeceğiz. Burada çatışma dili değil kaynaştırma dili kullanmak en önemli gücümüz. Kendimize güveniyoruz. Bu noktada halkımızın da bize güvenmesi en büyük isteğimiz. Bizi desteklemelerini bekliyoruz ki, bu söylemlerimiz söylem de kalmasın filiyatta yerini bulsun." - İZMİR
Son Dakika › Politika › Kılıç: 'Ezber Bozacak Siyaset Anlayışım Olacak' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?