Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır: Renklilik bu ülkeye zenginlik katar - Son Dakika
Politika

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır: Renklilik bu ülkeye zenginlik katar

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır: Renklilik bu ülkeye zenginlik katar

MİLLİ Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "Ülkede insanca yaşayan rengi, dili ne olursa olsun. Değil midir ki insandır, insanca ve onurluca yaşamayı hak etmiştir.

10.09.2022 17:59  Güncelleme: 18:32

MİLLİ Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "Ülkede insanca yaşayan rengi, dili ne olursa olsun. Değil midir ki insandır, insanca ve onurluca yaşamayı hak etmiştir. Devrimci, ülkücü, liberal olması onu farklı kılmaz. Bırakın renklilik olsun, renklilik bu ülkeye zenginlik katar, kalkınmayı sağlar" dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle, Ankara'da bulunan Ulucanlar Cezaevi'ni ziyaret etti. Çayır, arkadaşları ile birlikte kaldığı 4'üncü koğuşu işaret ederek, "Darbe sonrası sağ ve solun beraber yaşadığı bir koğuştu. Normal ranza sayısının iki, üç katı insan yaşardı. Normal sırt üstü yatmak yerine yan yatardınız çünkü insansınız o şekilde ancak barınabilirdiniz. İkincisi sıcak sudan mahrumdunuz, üçüncüsü ise işkence vardı. Yani insanca yaşamak yerine ülkücüsü devrimcisi birlikte bu ülkede ne yazık ki işkence gördü. Zaten insanlar içerideler, elleri kolları bağlı. Eli kolu bağlı olan bir insana neden işkence yapılır? Anlamam, neden zulüm yapılır? Hala anlamış değilim. Bunun cevabı yok. Elbette darbeciler, elbette insanlık dışı muamele yapanlar bunun gerekçelerini kendilerince bulmuşlardır ve söylemişlerdir de ama hiçbir zaman insanlığa, vicdana ve merhamete bunu anlamazlar. Onun için bir daha bu ülkede işkence olmaması için insanların insanca yaşayabilmesi için hepimizin burada zulüm görmüş bütün arkadaşların, herkesin çıkıp yüzleşmesi, bildiklerini toplumla paylaşması ve toplumu bilgilendirmesi gerekir ki bir daha bunları yaşamayalım. Düşünün gözetleme deliklerinden bizi gözetlerdi gardiyanlar. Gece gündüz demeden ve 24 saat ışığınız yanar. En büyük yemeğiniz kuru fasulye pilavdır. Zor günler yaşadık ama şunu biliyorum ki kimse hele bizim kuşağın bizden sonraki kuşaklara bir sözü var ben kendi adıma söyleyeyim; farklılığınızı kavga sebebi yapmayın, farklı düşüncelerinizi, yaşamınızı, fikirlerinizi birlikteliğin temeli yapın. Bunu neden kavga sebebi yapalım? İçerideki dışarıdaki bir takım kendilerini devlet sananlara fırsat vermiş olmayalım" diye konuştu.

'İNSANLARIN ÖLÜSÜNDEN KORKAN DARBECİLER VARDI'

İdam edilen Erdal Eren ve Mustafa Pehlivanoğlu ile Büyük Birlik Partisi Eski Genel Başkanı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'yla çeşitli cezaevlerinde beraber kaldıklarını anlatan Çayır, "Aramızda 5 hücre vardı. Ölüm hücrelerindeydi onlar. 30, 31 nolu hücreler, ölüm hücreleri. Genç bir çocuk olarak hatırlıyorum çünkü biz havalandırmaya çıktığımızda orada gülen bir yüz görürdüm. Sonra yaşını büyüttüler ve öldürdüler. Aynı şekilde Mustafa Pehlivanoğlu'nun hiçbir suçu olmadığı halde, bunu mahkeme de biliyordu. Savcısı, hakimi bildiği halde sırf denge olsun diye. Yani 'sadece solculardan asmayalım ülkücülerden de asalım' diye. Yani insan asarak eşitlik sağladılar. İnsanlara zulüm ederek eşitlik sağladılar. Mustafa Pehlivanoğlu da gerçekten asılacağına inanmıyordu. Çünkü 'ben suçsuzum' diyordu, 'asmazlar' diye düşünüyordu. Bir gece yarısı haberimiz yoktu tabi alıp götürmüşler. O zaman Necdet Adalı vardı devrimcilerden, aynı gece buraya getirmişler Ulucanlar Cezaevi'ne. Gece yarısı saat 3, 4 gibi bunları asmışlar. Ertesi gün Zeynep Pehlivanoğlu ile görüşmüştüm. Zeynep Teyze, Avukat Can Özbay'a her gün gidiyor, çocuğunu kurtarmak için. O gün de gidiyor, Mustafa asılmış. Zeynep Teyze gidiyor, 'ne yapacağız çocuk bekliyor, yarın da ziyareti var gideceğim' diyor.  Avukat gazeteyi fark ediyor, gazeteyi oradan alıyor. Sonra büyük bir üzüntü ile diyor ki Zeynep Pehlivaoğlu'na 'sen eve git ben ulaşırım yine de sizi ararım' diyor. Akşam üzeri annenin haberi oluyor. Ailelerine bile mezara konulurken haber verilmedi. Yani insanların ölüsünden korkan darbeciler vardı bu ülkede. Muhsin Yazıcıoğlu'na bu ülkenin çok borcu var. Gerçekten elbette dualarıyla borcunu ödeyen bir sürü insan var ama suçsuz yere yıllar yılı yaşamak kolay değil. Hepimiz bu imtihandan geçtik, Muhsin Başkan da geçti. İnşallah toplum anlamıştır onu" ifadelerini kullandı.

'HUKUKUN ÜSTÜN OLDUĞU BİR TÜRKİYE İSTİYORUM'

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Remzi Çayır, " Türkiye'nin bu kadar yaşanmışlıktan sonra siyaseti bir kavga sebebi yapmasına karşıyım. Particilik nedir biliyor musunuz? Siyasi bir hizmet aracıdır. Ben daha çok bu arabayla hızlı bir şekilde gidebileceğim yere varırım, götürürüm demektir. Başka bir anlamı yok ama Türkiye'de başka başka anlamlar var. Bana sorsanız ne için parti kurdunuz diye? Hayat pahalılığı var, işsizlik var. Bizimkisi bir siyasi hareketten öte gerçekten inkılabi bir düşünce ile yola çıktık. Tamamen siyasi düzeni değiştirmek üzere yola çıktık. Her şeyi görmüş bir ekibiz biz aslında. Ülkede insanca yaşayan rengi, dili ne olursa olsun, değil midir ki insandır, insanca ve onurluca yaşamayı hak etmiştir. Devrimci, ülkücü, liberal olması onu farklı kılmaz. Bırakın renklilik olsun, renklilik bu ülkeye zenginlik katar, kalkınmayı sağlar. Bunu göremiyor insanlar, bunu göremedikleri için de tek tip insan istiyorlar. Ben hukukun üstün olduğu, adaletin olduğu istiyorum. Gençlerin kaygı duyduğu bir Türkiye istemiyorum" diye konuştu.


Kaynak: DHA

Son Dakika Politika Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır: Renklilik bu ülkeye zenginlik katar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement