MHP'li Vural: Atomu Parçalamak Gibi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Milli kimlik bugün siyasi terzilerin eliyle kırpılıp biçilecek bir kimlik değildir. Türk milletinin milli kimliğini parçalamak atomun parçalanması gibidir" dedi.

MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın "Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edinenler, Kafkaslar'dan, Bosna'dan gelenler bu ülkenin sahibi değilsiniz, haddinizi bileceksiniz. Dağdan gelip bağcıyı kovma hakkına sahip değilsiniz" sözlerine tepki gösterdi. Vural, şunları söyledi:

"Ayrımcı, bölücü, fitne fesat dilinden vazgeçin. Beyefendiler sizin anayasaya yazıp çizmekle bu milletin milli kimliği oluşmadı ki. Sosyolojik, tarihi ve kültürel gelişmelerle oluştu. Milli kimlik bugün siyasi terzilerin eliyle kırpılıp biçilecek bir kimlik değildir. Türk milletinin milli kimliğini parçalamak atomun parçalanması gibidir. 'Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edinenler'. Bilmem ne. Herkes haddini bilecek. AKP de bilecek, BDP de bilecek. Bu millet sana oyunu verdi, kimliğini değiştirmek için oyunu vermedi. Kürtler eşit olmasın diye yıllarca eğitim politikası uygulandığı söyleniyor. Bugün kimin doktor, avukat olmasının önünde engel var? Kimin okumasının önünde engel vardır? Aynı yerden alışveriş ediyorsa komşuysa bu ülkenin insanlarına fitne fesat sokmak ihanettir."

" PKK'nın silah bırakması tehdidiyle milletimize ötenazi teklif ediyorlar" diyen Vural, şöyle devam etti:

"Tarihinden, kökünden, milli kimliğinden milli egemenliğinden uzaklaşmasını istiyorlar. Bizden istenen toprak parçası değildir. Bizden istenen başımızdır, devletimizdir, milli kimliğimiz ve egemenliğimizdir. 'Analar ağlamasın, barış gelsin' diyenler, askerine, polisine, vatandaşına Serap'ına kurşun sıkan öldürenler vardır, savaş yoktur. Türk milletinin sosyolojik, kültürel ve tarihi varlığına açılmış bir savaşla karşı karşıyayız. Bugün hak aramanın önünde hangi engeller vardır? Vatandaş hakkını aramak için silaha mı davranmalıdır? Silah mı meşrudur? Analar ağlamasın ama yürekleri parçalamayın. Yürekleri kırdırmayın, dili böldürmeyin. Analar o zaman daha çok ağlar."

'PKK VURUYOR, BARZANİ KORUYOR, AKP KÜRDİSTAN'I KURUYOR'

Vural, geçmişte özerklik verilen her yerin elden gittiğini belirterek, eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Girit'e özerklik verdiniz, Bosna Hersek'e verdiniz elimizden gitti. Herkes haddini bilecek. Millet hayatıyla kumar oynanmaz. 'Şu kadar oy aldım bu kadar oy aldım' diyerek, bu milletin tarihiyle oynama hakkın yoktur senin. Bu coğrafyada oynanan oyunlarda AKP bir tuzağa düşmüştür. AKP, PKK terör örgütüyle mücadele etmek yerine siyasal uzlaşma adı altında Kürdistan devletinin kurulma hayaliyle kendisine önemli imkanlar verilmiştir. PKK vuruyor, Barzani koruyor, AKP Kürdistan'ı kuruyor. Kimlik konusunda bir tartışma ortaya çıkarıyorsunuz, ayrılığın, fitne fesadın dilini kullanıyorsanız tarihin bizi bu günlere getirdiği değerlerden uzaklaşıyorsanız bu coğrafyayı vatan yapan birlikten uzaklaşılıyor demektir. Türkiye'de AKP, BDP, KCK ve PKK derin koalisyonu, milleti derin bir girdaba sokmaya çalışıyor."

'SÜREÇ, HAZMETTİRE HAZMETTİRE İLERLETİLİYOR'

Vural, teröristbaşı Abdullah Öcalan'a özel ev yapıldığını savunarak, AK Parti'nin terörle mücadele değil müzakere ettiğini öne sürdü. Vural, şöyle konuştu:

"İmralı'yı evine çevirdiler. Bir artı bir ev yapıyorlar, evlendirecekler. Adım adım bölücülük propagandası serbest bırakıldı. KCK'lılar serbest bırakılıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'Ne isterlerle vereceğiz' demedi mi? Sanki babasının tenekesinden veriyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 'Terör örgütünün her talebini yerine getirdik getirmeye de devam edeceğiz daha ne istiyorlar?' diyor. Bu süreç hazmettire hazmettire ilerletiliyor. AKP anayasa görüşmelerini Oslo'da PKK ve silahın dayatmasıyla yapıyor. 'Terörle mücadele etmiyorsun' diye AB'ye dil uzatıyor. Sen ne yapıyorsun? Ben mücadele etmiyorsun müzakere ediyorsun. Ele veriyor talkını, kendi yutuyor salkımı."

İZMİR GÜÇ KAYBEDİYOR

Vural, İzmir ekonomisinin gerilediğini öne sürerek, "İzmir, ekonomik rekabet gücünü kaybediyor. İzmir'de yeni bir cazibe alanı oluşmuş değil. Göç, işsizliği artıyor. İzmir geriye gidiyor. 2002 yılında ihracat veren kent, bugün ithalat fazlası veriyor. İzmir üretim ve ihracat merkezi olmaktan çıktı. Teknoloji ve patent bakımından da diğer kentlerin gerisinde. Daralma ekonomisi içinde. Tarım kesimi çökmüş durumda. Tarımda maliyet giderek arttı" dedi. - İzmir