Türkiye ve AB'nin anlaşmasını değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, mültecilerin yaşam koşullarının devletlerin insani değerler ve ülke çıkarları arasında kaldığını söyledi.
Avrupa'nın iş gücünün yer değiştirmesinin neden olacağı sosyal ve siyasal sonuçlarından kaçındığını belirten Ulusoy, ucuz iş gücü olarak kullanılan mültecilerin Türkiye'de bu şartlarda çalışma ve vatandaşlık haklarını ancak kademeli olarak ve uzun vadede kullanabileceklerini söyledi.
Türkiye AB Zirvesi karar metnine göre, Türkiye'nin Geri Kabul Anlaşması'nı tam olarak uygulaması karşılığında vatandaşlarına vize serbestisi uygulayacak ve mülteciler için de sosyal ve ekonomik yardım yapacak. Türkiye'nin 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması yaptığını anımsatan Maltepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, "2014 yılında Resmi Gazete'de yayınlanan anlaşma 3 yıl içinde uygulanacaktı ancak fiili konjonktür nedeniyle yeni bir anlaşma yapıldı " dedi. Haziran 2016 uygulanacak anlaşmaya değinen Ulusoy, "Mevsimsel olarak geri kabulde kolaylık sağlayacak ve Haziran'a kadar da kampların hazırlığı tamamlanacak. Bütün Suriyelileri kamplarda tutulamaz, verilen 3 milyar Avro yardım da bunu karşılayamaz. Suriyeli mültecilerin önemli bir kısmı Türkiye sosyal hayatının bir parçası olmaya devam edecek. 2 milyon insanı barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir yer ve bu kamplardaki yaşamın örgütlenmesi mümkün değil. Ayrıca, bu insanları kamplara zorlamak da insani değil, ancak bu koşulların da kısa vadede değişimi de gözlenmiyor" dedi.
MÜLTECİLERİN TAMAMI İLTİCA TALEBİNDE BULUNABİLİR Mİ?
Geri kabul anlaşmaları, "bir ülkede veya sınırları belirlenmiş bir grup ülkede yasadışı olarak bulunan kişilerin anlaşma yapılmış kaynak ülkeye veya en son transit geçiş yaptıkları ülkeye geri gönderilmesini" düzenliyor. Türkiye Geri Kabul Anlaşması'na göre, ülkesi üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla giden üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşma yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra geri almaya başlayacak. Ulusoy, anlaşma detaylarından söz ederek, "Avrupa'ya Türkiye üzerinden geçildiğinin kanıtlanması lazım ve Türkiye'nin de bunu kabul etmesi gerekiyor. Türkiye sınır kapısından geçenlerin kaydı mutlaka olur, kişilerin kendi beyanları, kamera kayıtları ya da resmi kayıtlar olabilir" dedi. Türkiye-AB Zirvesi'nin aciliyetle toplandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, geri kabul anlaşmasının iltica talebi olan mültecileri kapsamadığını söyledi ve bu anlaşmayla hukuk dışı yollarla AB'ye gitmeye çalışan mültecilerin büyük bir baskı altında olduğunu ekledi. Ulusoy, milyonları aşan mültecilerin resmi taleple göç etmelerinin de mümkün olmadığını, Avrupa'nın da resmi başvuruların altından kalkamayacağı için bu yolu seçmek istemediğini söyledi.
ARA ÇÖZÜMLER GÜNDEME GELEBİLİR
Türkiye'nin iktisadi rasyonalitesinden söz eden Can Ulusoy, mültecilerin ekonomik yaşama katılımını irdeledi: "Kayıt dışı ekonomi düşünüldüğünde aslında bu ucuz iş gücü transferinin insani olmasa da Türkiye açısından sosyal ve ekonomik olarak bazı gedikleri kapatabiliyor. Bunlardan da kaçınmak çok mümkün değil. Milyonların bütün ihtiyaçlarının karşılanabileceği kamplar yapılamadıktan sonra, sosyal hayata bu şekilde girmeleri kaçınılmaz bir süreç…
Suriyeli mülteciler hakkında hukuki düzenlemeler de yapılacaktır. Vatandaşlık hakları gündeme gelecektir ya da kademeli olarak önce çalışma hakları düzenlenecektir ancak bunun erkenden düzenlenmesi de zor gözüküyor". Asgari ücret 1300 lira olacağını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Ulusoy, ucuz iş gücü olarak kayıt dışı ekonomide yer alan mültecilerin de bu şartlarda ekonomiye katılımlarının çok da mümkün olmayacağını belirtti ve ara çözümlere gidileceğini ekledi: "O yüzden fazla yasal olmayan ara çözümler uygulanabilir. Gecekondu gibi, eğer barınma ihtiyacını çözemezseniz göz yumarsınız".
'SINIRLARIN KAPATILMASI' KABUL EDİLEMEZ
Geri kabulün sınırların kapatılması şeklinde yorumlanamayacağını belirten Ulusoy, "İnsani olarak sınırların kapatılması kabul edilemez. Şunu da söylemek lazım, maalesef ülkelerin kendi çıkarlar ve ülkelerinde yaşamak istemedikleri iç sorunlar, insani tavırları geri planda bırakıyor. Ne Fransa ne de Almanya Suriyelilerin yaşayacağı insani dram karşısında kendi ülkelerinin yaşayacağı kültürel problemleri, onların dönüşeceği sosyal çatışmaları ve özellikle de iş gücünün yer değişimi gibi bir de bu yer değişiminin sağlayacağı çeşitli siyasal ve sosyal çatışmaları yüklenmek istemiyor. Özellikle iş gücünün yer değişiminin neden olacağı sosyal ve siyasal sonuçları yüklenmek istemiyor, bu realizmin de insani olanın ıskalayan bir tarafı var". - İSTANBUL
Son Dakika › Politika › İnsaniyetle Realizm Arasında Geri Kabul Anlaşması'nın Analizi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?