İkinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından CHP Milletvekili ve gazeteci Mustafa Balbay, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının birleştirilmesi ve "Deniz Feneri e.V" soruşturması kapsamında iddianame düzenlenmesine değinerek, uzun tutukluluk ve savunma hakkının kısıtlandığına yönelik açıklamalarda bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan Balbay, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un da yer aldığı 29 sanıklı
"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının bu davayla birleştirildiğini hatırlattı.
Birleşen davayla sanık sayısının 147'ye çıktığını belirten Balbay, davanın görüldükçe uzadığını ve şiştiğini söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin "Bu davayı siyasi bir dava olarak görmüyoruz" dediğini hatırlatan Balbay, son günlerde yargıya ilişkin haberlere, yeni tartışmalara, yeni operasyonlara bakıldığında bu davanın "hukuk üretilen bir dava" olarak görülmediğini savundu.
Balbay, "Yargı, bugün Türkiye'de adalet değil, yeni operasyonlar, tartışma üretmektedir. Yargı hukuk değil, hukuk çeşitliliği üretiyor. Hukuk bilimdir ve tektir. Çoktan seçmeli hukuk olmaz. 'Ben sonrakini alayım' denilemez" diye konuştu.
-"Deniz Feneri e.V davası"-
Almanya'daki "Deniz Feneri e.V." bağlantılı soruşturmaya ilişkin iddianame düzenlendiğini hatırlatan Balbay, son bir haftada bu konuyla ilgili tartışmaların gündeme geldiğini söyledi.
Silivri'de görülen davalar ile "Deniz Feneri" ile ilgili iddianamenin karşılaştırmasını yapan Balbay, "Her ikisi de yasalara göre yapılıyor. Deniz Feneri'nde 4 yıl süre içinde mevcut olan örgüt kayboldu. Lütfen bunu öfke olarak kabul ediniz, 4 yıldır bir sanığın bile 'Evet ben bu örgütün üyesiyim' demediği bu davada örgüt aranıyor. Gele gele Ergene'ye gelindi. Burada 4 yıldır 'Örgüt bulacağım' deniliyor. Orada 4 yılda 'Örgüt yok' denildi. Deniz Feneri davasında 3-4 ay uzun tutukluluk sayılıyor, bu davada 3-4 yıl doğal tutukluluk. Deniz Feneri'nde 4 ay sonra 'Masumiyet karinesi', bu davada 4 yıl sonra hala
'mahkumiyet karinesi' geçerli. 2 farklı hukukun uygulandığı çıkmıyor mu ortaya-" dedi.
Yargının yeni operasyonlar ürettiğini savunan Balbay, "Kanı kanla yıkamak deyimindeki gibi 'Davayı dava ile yıkamak' deyimi geliyor aklıma. 4 yıldır davada belli bir noktaya geldikten sonra başka bir tartışmanın önü açılıyor. Bu gelmeyen, şekil değiştiren artık siyasallaşan adalettir" diye konuştu.
Mahkeme heyetine "Sizler ne olursa olsun hukuk zemininde kalabilmenin yollarını arıyorsunuz" diyen Balbay, "Çok zor. Her tarafı açık, tavanı olmayan bir davada kapıları kilitliyorsunuz" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu"ndaki adaletle ilgili sözlerini okuyan Balbay, Kılıç'ın sözlerinin bugünkü Türkiye'yi tarif ettiğini söyledi.
Yine Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak'ın da sempozyumdaki konuşmasından alıntı yapan Balbay, Kılıç ve Kaynak'ın bu konuşmalarını dünyaya yaptıklarını kaydetti.
Yargının bir yandan terazi, diğer yandan da 2 yanının keskin kılıç olduğunu belirten Balbay, savunma yapan avukatların sözü kesildiğinde sanıkların bir damarının kesildiğini hissettiklerini dile getirdi.
"Adalet 2 kefeli bir terazi ise Türkiye'de tek kefeli terazi haline gelmiş görünüyor" diyen Balbay, yapılan bir çalışmada halkın yüzde 60'ının "adalet" seçeneğini tercih ettiklerini belirterek, "Adalet halkın ihtiyacı haline geldi. Bu isteğe cevap vermelisiniz" şeklinde konuştu.
Davanın 23 Nisan sonrasına erteleneceğini ifade eden Balbay, herkesin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı.
Balbay'ın konuşmasının ardından açıklama yapan Başkan Özese, maddi gerçeği bulmak için çalıştıklarını belirterek, "Davayı makul sürede bitirmeye çalışıyoruz. Bizim işimiz adalet, bizim işimiz adaleti gerçekleştirmek. Bu dava başka bir davanın da alternatifi değil. CMK'ya göre göre delil topluyoruz. Mükerrer sorular soruluyor ve uzuyor. Makul süre için herkes elinden gelen gayreti göstermek zorunda. Bizim amacımız adaleti gerçekleştirmek" dedi.
-Tolon'un konuşması-
Tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Hurşit Tolon da eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve ailesine ait özel bilgilerin yer aldığı 2 adet elba marka CD'nin kendisine yönelik aramalarda bulunduğu iddialarına değindi.
Arama ve el koyma tutanaklarında bu CD'lerin yer almadığını ifade eden Tolon, CD'lerin kendisinde bulunmadığını söyledi.
Tolon, "Bunlar bizi eziyor. Böyle bir şey yoktur. Bende olmayan 2 adet elba marka CD'nin kaderini tayin etmenizi istiyorum" dedi.
Bu 2 CD'nin Büyükanıt ile eski bakanlardan Fikri Sağlar arasındaki bir davaya konu olduğunu hatırlatan Tolon, kendisinde bulunmadığı için CD'lerin delil olamayacağını savundu.
Duruşmaya, taleplerin alınmasıyla devam ediliyor.
- İSTANBUL
Son Dakika › Politika › İkinci 'Ergenekon' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?