HDP Eski Parti Sözcüsü ve Kars Eski Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Habertürk ekranlarında Fatih Altaylı tarafından sunulan Teke Tek programına konuk oldu. Bilgen, programda siyaset gündemi başta olmak üzere, kendisinin kuracağı iddia edilen yeni parti hakkında açıklamalarda bulundu.
HDP'nin kapatma davasının, parti içi tartışmaya engel oluşturduğunu belirten Bilgen, "Hakkımda açılmış çok sayıda dava var. 6-8 Ekim olayları dolayısıyla 7 ay tutuklu kaldım. Diyarbakır'da da devam eden dosyam var. Anayasa Mahkemesi'ndeki davada ben de siyasi yasak talep edilenler arasındayım. Şu anki sürecin, parti içi tartışmaları zorlaştırdığı kanaatindeyim. Çünkü, bu bir savunma refleksidir. Partiler de canlı organizmalardır. Bu süreci, sağlık bir tartışma yapma açısından son derece zor görüyorum. Buna rağmen, ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bu zorluğun kendisi bir fırsata dönüştürülmelidir" dedi.
Arkadaşlarıyla birlikte toplumun ihtiyaçlarına yönelik ön çalışma yürüttüklerini belirten Bilgen, "Şu anda bir arama çalışması içindeyiz, bir tartışma yürütüyoruz. Önce bir platforma, inisiyatife dönüştüreceğiz. Sonra partiye evirilip evirilmeyeceği konusunda tartışacağız. Çünkü bize diyorlar ki, bu yapı Türkiye'nin faydalanması gereken bir yapı olmalıdır, siyasi partiye indirgenmemelidir. O yüzden iktidar da muhalefet de faydalansın gibi bir görüş öne çıkabilir. Bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Siyasette kimin yapacağına değil, nasıl yapılması gerektiğine odaklanmalıyız" diye konuştu.
Platformlarının ayaklarının yere basmasının ardından partileşme durumunu konuşacaklarını aktaran Ayhan Bilgen, "Bu çalışma ete kemiğe büründüğünde, partileşecek gücü bulur, bugünden beyanda bulunmam arkadaşlarım adına yanlış olur. Partilerin kurulmasına karar veren, siyasetçiler değil halktır. Türkiye'de çevre baskısıyla parti kuruluyor, ben böyle bir harita çizmekten yana değilim. Toplum ihtiyaç duyarsa her şart altında, tüm karalama kampanyalarına inat o siyaset kendisini kurar. Hele hele kurucu siyasetten bahsediyorsanız, kendi zeminini bulur" ifadelerini kullandı.
HDP eski Milletvekili Ayhan Bilgen'in canlı yayında yaptığı açıklamaların devamı şu şekilde:
Ben şu anda HDP üyesiyim. HDP'ye oy verebilirim diyen yüzde 20'nin oyu alınamıyor. Bu oranın içinde HDP'ye oy vermeyen yüzde 10 varsa, HDP'de neyi eksik görüyor? Neden HDP güven vermiyor? Bu eleştiriyi birçok parti için yapabiliriz. HDP'nin kuruluş iddiası, deklarasyonu, tutumu, Türkiye'de önemli ihtiyaca cevap veren bir durumdu. Dünyada açıkça ayrılığı savunan performanslar, söylemler ortaya koyabiliyorlar. HDP böyle bir şey yapıyor mu? Açık bir şekilde 'Biz Türkiye'den ayrılmak istiyoruz' diyor mu? Böyle ise elbette onun ifade ettiği anlam başka olacak. Bence sorun HDP'nin Türkiye'nin sorunlarını çözeceğine dair ifade edemiyor olmasıdır. Türkiye'de seçmenin yüzde 75'i net HDP'ye olumsuz bir algıyla yaklaşıyor. HDP'nin buna cevap araması gerekiyor. Bu anlamda yapılan HDP eleştirileri karalama kampanyası diye geçiştirilmemelidir.
Tırnak içerisinde küçük hesaplarla fırsatçılıkla bahsetmiyorum. Türkiye demokrasisi için bir fırsata çevirmemiz gerekiyor. Siyasetin yenilenmesi, yeni bir dil için fırsat olmalıdır. Bu baştaki tarif üzerinden söylüyorum, ben Türkiye'de Osmanlı'dan devir aldığımız tariflerin, gelecekte gençlerin yöneteceği siyaseti tarif etmeye yetmediği kanaatindeyim. Türkçülük, Batıcılık ya da Osmanlıcılık tarifleri etrafından bugün halan siyasetin aynı seyrediyor olmasından, bugüne bakışı zorlaştırdığını düşünüyorum.
Yeni kuşaklar, mevcut sağ, sol veya muhafazakar siyasal sistemlere rağbet göstermiyor, ihtiyaçlarını karşılamıyor. Bir insan hem emekten yana hem vatansever olamaz mı? Dindarlık ve özgürlük bir arada olamaz mı? Bunlar yeniden harmanlanacak şeyler. Türkiye'de yeni parti kuranlar, yeni bir yaklaşım inşa ediyorlar mı? Yoksa uzun süren gelenek içerisinde kendilerine küçük dükkan açmak için mi parti kuruyorlar? Buna bakıyorum.
Kürt siyaseti kategorisi, boşluk okumada eksik kalır. Kendini ifade edemeyen bir seçmen var ama bu kimliklerle ilgili bir değerlendirme. Ben Türkiye siyasetinde program eksenli bir duruşun ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum. Alevi Kürt ile Sünni Kürdün sorunlarını ayırmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
Ben Türkiye siyasetinin lider merkezli inşa edilmesinin sorunlu olduğu kanaatindeyim. Liderliğe dayalı anlayışın gençleri geriye ittiğini düşünüyorum, aynı şekilde STK'ların siyasete katılmasının da önünde engel oluşturur. Türkiye'de beklenecek bir yapı yok. Benim siyasal yasağım varsa, böyle bir harekete ihtiyaç yoktur diyemem. Bu tavrın kişiseldir, ben öyle bir şey diyemem. Önemli olan çalışma arkadaşlarıdır. Siyasete bu zaman kadar girmemiş, kirli görmüş çevrelerin siyasete katılmasını sağlayabilirsek, ben o süreçte katkı sunmak isterim.
Bu çalışma ete kemiğe büründüğünde, partileşecek gücü bulur, bugünden beyanda bulunmam arkadaşlarım adına yanlış olur. Partilerin kurulmasına karar veren, siyasetçiler değil halktır. Türkiye'de çevre baskısıyla parti kuruluyor, ben böyle bir harita çizmekten yana değilim. Toplum ihtiyaç duyarsa her şart altında, tüm karalama kampanyalarına inat o siyaset kendisini kurar. Hele hele kurucu siyasetten bahsediyorsanız, kendi zeminini bulur.
Son Dakika › Politika › HDP'ye alternatif parti mi geliyor? Ayhan Bilgen'den yeni parti iddialarına canlı yayında yanıt: İhtiyaç olursa kurulur - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?