Erdoğan: Brütüslerinize Bakın!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP 57. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısına katıldı. 'Maden kazasının mesleğin kaderi olduğunu' yönündeki sözlerini yineleyen Erdoğan, CHP ve Deniz Baykal?a yüklendi. Ulusal Kriminal Dairesi?nin dün Deniz Baykal?a ait olduğu iddia edilen kaset ile ilgili yaptığı açıklama sonrasında, Erdoğan?nın Belediye Başkanlığı döneminde kendilerinden yardım istediği yönündeki iddialarını eleştiren Başbakan, böyle bir olayı hatırlamadığını söyledi. CHP?lilerin, kaset olayından hükümeti sorumlu tutmasını eleştiren Erdoğan, ?AK Parti?ye çamur atacaklarına önce o 'Brütüsleri'ne baksınlar. Geri dönme çağrısını yapanlara baksınlar? diye konuştu.

?BU OLAYIN KADERİNDE VAR?

Başbakan Erdoğan, partisinin İl Başkanları Toplantısına katıldı. Toplantıda eleştirilere neden olan, maden kazalarının, bu mesleğin kaderi olduğuna yönelik sözlerini yineledi. Erdoğan şöyle konuştu:

?Grizu gazı maalesef madenlerin tabi bir parçasıdır. Grizu patlamalarını yüzde yüz önlemek mümkün değildir. Dünyanın bir çok yerinde bu ne yazık ki, bu işin kaderidir. Bunu sağa sola çekmek isteyen çeşitli köşe yazarlarına da hatırlatmak istiyorum. Bu işin kaderidir diyorum. Bunu sağa sola çekmeye de kimsenin ne fikri ne düşünce derinliği yetmez. Niye yetmez? Senin kadere imanın yoksa ben seninle tartışacak değilim. Benim söylediğim mesele başka. Bu olayın fıtratında kaderinde bu var?

?ULUSAL KRİMİNAL DAİRESİ'NİN BENİM İÇİN ÇALIŞMA YAPTIĞINI HATIRLAMIYORUM?

Deniz Baykal ve Nesrin Baytok?a ait olduğu iddia edilen kaset ile ilgili yapılan araştırmanın soncunu açıklamak üzere dün basın toplantısı düzenleyen CHP?li ve Ulusal Kriminal Dairesi yetkililerini eleştiren Erdoğan, dairenin resmi bir yönünün olmadığını, bu tarz incelemelerin Tübitak ya da Adli Tıp Kurumu?nda yapılması gerektiğini savundu. Erdoğan, kendi belediye başkanlığı döneminde Ulusal Kriminal Dairesi?nden yardım istediği yönündeki iddiaları da reddetti. Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

?Dün birisi çıktı, o da kriminal incelemeler yapan kuruluşmuş. Benimle ilgili de çalışma yapmış. Ben hatırlamıyorum, bilmiyorum bile ve devletin hiçbir resmi, bu noktada ilgisinin olmadığı bir yer.. Nereden çıktıysa çıktı ortaya. Bir açıklama yaptılar. Bu ülkenin TÜBİTAK?ı var, Adli Tıp?ı var. Yapılması gereken bir şey varsa buralar vasıtasıyla yapılır.

Aile, özel hayat kutsaldır. Onun tanımını iyi yapmak lazım. Genel hayattan bahsetmiyorum, özel hayattan bahsediyorum. Kişilik hakları kutsaldır. Bunlar tek tek fertlerin olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti?nin ortak kutsallarıdır.?

?ÖZEL HAYATI SİYASETE MALZEME ETMEDİK?

Özel hayatların siyasete alet edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu:

?Eğer aile çökerse, bu milletin çimentosu da erimiş demektir. Toplumsal yapımızda çöker.

Biz sabırla metanetle bu saldırıları göğüsledik. Asla onların yaptığı yanlışI yapmadık. Onların özel hayatlarını siyasetimize malzeme edilmedik. Çünkü biz günlük düşünmüyoruz. Biz bugünü geleceği hassasiyetle düşünerek yolumuza devam ediyoruz.

Biz gelecek nesillere seviyeli bir siyaset güzel bir üslup bırakmanın mücadelesini veriyoruz. Biz sırtımızı millete dayadık.?

?ÇAMUR ATACAKLARINA, KENDİ BRÜTÜSLERİ?NE BAKSINLAR?

CHP?lilerin kaset olayını bir komplo olarak değerlendirip, hükümeti sorumlu tutmasına değinen Erdoğansözlerini şöyle sürdürdü:

?Bu işte eğer bir sorumlu arıyorlarsa, önce AK Parti?ye değil, kendilerine baksınlar. Bunun sorumluluğu gittikleri avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde arasınlar. Sırtlarını dayadıkları statükoda, siyaset dışı karanlık güçlerde arasınlar. Belden aşağı vurmaların, bizim kitabımızda yeri yokturBu senaryonun yazarı olarak bizi itham edeceklerine, istifa çığlığı atanlara dikkat etsinler.

Timsahın o gözyaşlarına dikkat etsinler. Timsahlar görüntülerde, gözyaşları görüntülerde. Şimdi nerede o timsahlar? Her şey açık ortada. İşte şimdi yıkılanlar AK Parti?ye çamur atacaklarına önce o 'Brütüsleri'ne baksınlar. Geri dönme çağrısını yapanlara baksınlar. Enteresan şeyler oluyor. Öyle şeyler oluyor ki bakıyorsunuz o anda o konuşmalar yapıldığı andaki sahneler, bunlar tarihe çok ilginç anlar olarak geçecek. Siyasi dürüstlüğün kitabıdır bu. Siyasette yalan egemen olduğu sürece o siyasetçiden bir şey olmaz.?