Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör Turizm Konferansı Yapıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özgürlük ve demokrasinin kökleşmesi halinde Türkiye'nin büyük sıçrama yaşayacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ağaç kestiğini söyleyen bir öğrencinin öğretmeni tarafından 'vatan haini' ilan edildiği iddiasını dile getirerek "Olacak şey değil. Ülkenin geldiği noktaya dikkatinizi çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eş değer tutulduğu bir noktaya geldik" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 27 Eylül Dünya Turizm Günü dolayısıyla Rama'da Otel'de "Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör Turizm" konulu bir konferans düzenledi. Konferansa, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak katıldı.

Konferansta konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, güzel bir toplantı yapıldığını ifade ederek, konferansın ana konusu barış'ın en çok ihtiyaç duyulan olduğunun altını çizdi. Bu ülkeyi kuranların savaş meydanlarından çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Kimisi Çanakkale'de, kimi Trablusgarp'ta, kimi Adana'da, kimi Gaziantep'de, kimi İmzir'de, Afyon'da mücadele verdi. Onların hiçbiri turizmci değildi. Ekonomiyi bilmiyorlardı. Ama barışın ne kadar değerli olduğunu biliyorlardı. Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir. Sadece o ülkede değil dünyada barışın olması gerektiğini söylediler. Savaşlarda yitirilen insan sayısı 25 milyon. Bunun 3 milyonu asker, 22 milyonu sivildir. Savaş bu kadar acımasızdır. Yokluk, yetimlik demektir. Ama barış dediğimiz zaman yüzümüzde hafif bir gülümseme olur. Konferansın teması önemli."

HOŞ TABLO DEĞİL

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın tarihin en önemli coğrafyalarından biri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Her dönem acı ve gözyaşı olmuştur. Turizmle biz bunları aşmak istiyoruz. Geldiğimiz noktaya bakacak olursak, kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin sığınmacıyı ülkemizde ağırlıyoruz. Bu resmi olan. Gayriresmiyi bilmiyoruz. 900 kilometrelik sınır var sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke konumuna geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil."

Mısır'a savaş nedeniyle 1 milyon turistin gitmekten vazgeçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: " Suriye'ye zaten normal olarak kimse gitmiyor. Türkiye bu coğrafyada barışı egemen kılmak isteyen güçler tarafından sürekli barış dillendiriliyor. Anadolu toprakları barış ve sevgi ile yoğrulmuştur. O zaman savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne? O zaman sizin turizm politikanız yok anlamına gelir. Politikanın temel işlevi, var olan sorunları çözmenin yanında, gelecekteki sorunları da engellemektir. Eğer siz turizm konusunda hala sağlıklı ve tutarlı politika oluşturamadıysanız gelecek adına turizmcilerin kaygılanması doğaldır. Sorunların çözümü noktasında iktidarların daha tutarlı bir politika izlemeleri gerekir."

ÜÇ BÜYÜK SEKTÖR

Sanayi, finans ve turizm olmak üzere üç büyük sektör olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Turizm 21.yüzyılda güçlü bir sanayi olarak gündemde duruyor. İnsanlar birbirlerini yakından tanımak istiyor. Turizmin en önemli konusu meraktır. İnsanoğlu merak sayesinde başta görmediği yerleri görmek ister. Biraz endişem var. Sayın rahmetli Bülent Ecevit, Ekonomik Sosyal Konseyi kurdu. Burada turizm konuları tartışıldı. Başbakan bu konseye başkanlık ederdi. En son ne zaman toplandı 2009 yılında. Daha sonra toplanmadı. Başbakan kendi çıkardığı yasanın öngördüğü süre içinde toplantıyı yapmıyor."

BARIŞ DİLİNİ KULLANMAK GEREKİYOR

Barış savunuluyor ve daha fazla turist gelmesi hedefleniyorsa komşular ile iyi geçinilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barış dilini kullanmanız gerekir. Savaş döneminde kimse turizmden bahsetmez. Savaş çığırtkanlığı yaparsanız turizmin önüne set çekmiş olursunuz. Biz CHP olarak ülkemizde barışı sonuna kadar savunuyoruz. Barışın olduğu yerde insan huzur bulur. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek gibi bir şey olmaz. Turizme yeteri kadar yatırım yapamadık. Politikacı daha yumuşak, daha hassas herkesi kucaklayan bir dili seçmek zorundadır. İktidar olanın temel görevi budur. İktidar olanın muhalefet gibi sert dille kullanması huzuru bozar. İktidar olanların bir temel görevi daha vardır. Toplumdan gelenlere kulak kabartılmalıdır. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin, o ülkeyi yönetmeye kalkması ülkeyi felakete götürebilir.Temel sorunlardan biri de budur. Eleştiriye tahammül edemiyorsanız, o koltukta ne işiniz var? Bu toplumda çatışma kültürünü besliyor."

OLACAK ŞEY DEĞİL

Konuşmasına Antalya'da bir ilköğretim okulunda yaşanan olayı örnek vererek devam eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakanın ağaç kestiğini söyleyen bir öğrencinin öğretmeni tarafından 'vatan haini' ilan edildiği iddiasını dile getirerek "Olacak şey değil. Ülkenin geldiği noktaya dikkatinizi çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eş değer tutulduğu bir noktaya geldik" dedi. Türkiye'nin çağdaş ülkelerdeki ölçütlerde demokrasiye sahip olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin insanı daha fazla özgürlük, demokrasi istiyorsa siyasetçi ondan gurur duymalı. Aksini düşünmek bile istemiyorum" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, özgürlük ve demokrasinin kökleşmesi halinde Türkiye'nin büyük sıçrama yaşayacağını savundu.

ÜLKE İMAJINDA TURİZM ÖNEMLİ

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ise ülke imajının turizmde çok önemli olduğunu belirtti. Budak, Türkiye'de kadın turistlerin başına gelen ve Gezi Parkı olaylarının Türkiye'nin imaj kaybına neden olduğunun altını çizdi. Bu kadar olumsuzluğa rağmen turizmin başarılı bir sezon geçirdiğini belirten Budak, "Bu yıl 12 milyonu bulacağız. Ayrıca, aktarmalı şekildeki 3 milyon turistle 15 milyon turizmi ağırlayacağız. Türkiye'de 90 milyon geceleme olmuş bunun 60 milyonu Antalya'da olmuştur. Türkiye'de gecelemede birinci ilçe Alanya, ikinci ilçe Manavgat, üçüncü ilçe Kemer, dördüncü ilçe Serik, beşinci ilçe İstanbul Fatih'tir" dedi.

Antalya'da turizmin sorunlarına değinen Budak, şunları söyledi: "Tek ürün birinci sorun. Turizmle kentle kırsal kesin bütünleşmiyor. Üçüncüsü sezonumuz kısa. Mevsimlik işsizlik var. Arz planımız yok. Karlılık ve katma değer yok. Sürdürülebilirlik yok. Bugün buraya turizmin başkentinde vitrinlere bakarsanız çakma tişört göreceksiniz. Ucuz tavuk döner göreceksiniz. Bunların çözümleri de var konuşmakta kalmamalı. Sağlıksız kentleşmeyi ve betonlaşmayı durdurmalıyız. Betonlaşma ve çevre tahribatı durdurulmalıdır. İl ve ilçe merkezinde estetik dönüşüm başlatılmalıdır. Ürün çeşitlendirmesi yapılmalı."

SAVAŞ VE ŞİDDET TURİZME YANSIR

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın da, savaş ve şiddetin ülkelerin turizmine olumsuz yansıdığını belirterek, "Savaş tehdidinin kapımıza dayanmasından endişe duyuyoruz. Güç sevgisinin yerine insan sevgisi koyulmalıdır. Turizm sektörü ancak bugünkü kaygılarından öyle kurtulacaktır" dedi.

Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel ise, Antalya olarak turizmde yüzde 6 sayısal büyümeyi yakaladıklarını kaydetti. Yüksel, önümüzdeki yerel seçimlerde belediye meclislerinde özelikle Antalya'da turizmcilerin yer almasını istedi. - ANTALYA