CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerinin, TBMM'ye gelip, görevlerini yapmalarını, diğer yandan yargılamalarının da devam etmesini istediklerini belirterek, "Çok mu şey istiyoruz; demokrasi, halkın verdiği oylara saygı için istiyoruz. Bunlar olmadığı takdirde sizin demokrasi karneniz her zaman kırık olur" dedi.

Kılıçdaroğlu, Türk demokrasisinde önemli bir gün olan bugünde, halkın oylarıyla seçilen 8 milletvekilinin hapiste bulunduğunu söyledi.

"Hiçbir demokrasi yoktur ki böyle bir garip durumu içine sindirebilmiş olsun. Hangi hukuk anlayışı, gerekçeyle 1 yıldan fazladır seçildikleri halde tutuklular-" diye soran Kılıçdaroğlu, "Şöyle bir algı yaratılmak isteniyor; bunlar mahkum. Hayır bunlar tutuklu, eğer masumiyet karinesi geçerliyse bunlar masum. 'Biz bunları serbest bırakmak için yasal düzenleme yapmayacağız, yargı kararını versin' deniliyor. Bir siyasetçi söyleminde samimiyse, aynı konularda söylemini istikrarlı şekilde sürdürür. Ama zamana, zemine ve adamına göre davranırsa o siyasetçi samimi siyasetçi değildir. Sayın Erdoğan, milletvekili olamıyordu çünkü, mahkum olmuştu, anayasanın, yasaların değişmesi gerekiyordu. Demokrasi için anayasa da yasalar da değişti. CHP'de kimse, 'Kardeşim mahkum oldun bana ne' demedi, çünkü demokrasiye inandıklarını söyledi" görüşünü dile getirdi.

Görevden alınan TÜBİTAK Başkanı'nın yargı kararıyla göreve iade edildiğini ancak yeniden alındığını, bunun 5 kez tekrarlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun sonunda yasa getirerek, TÜBİTAK'a şekil verilmeye çalışıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hani yargının kararı esastı, bıraksaydın o zaman" dedi.

-"Demokrasi karneniz kırık olur"-

Bursa'da tarım arazisi üzerine fabrika kurulduğunu, bunun için yargıya başvurulduğunu, yargı kararıyla "Cargill buraya fabrika kuramaz" denildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Yasa çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti, bir daha yasa çıkardılar ve Cargill'i meşrulaştırdılar" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, İngiliz viski şirketlerine af getirildiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vergi mahkemesi ceza vermişti, getirdikleri yasayla vergi mahkemesinin verdiği cezayı kaldırdılar, alkollü içki satan şirketlere af getirdiler.

Görevdeyken görevini kötüye kullandığı için yargılanan AKP'li belediye başkanları, bürokratlar vardı. Onlar için de özel düzenleme getirdiler, görevlerini kötüye kullandıklarına dair ceza almaktan kurtardılar.

6. olarak MİT Yasası. MİT Müsteşarı ifadeye çağrıldığı için kıyametler koptu; 'ifadeye çağrılamaz' dendi bunun için yasa çıkarıldılar. Kimse, 'yargı esastır, bakalım yargı nasıl karar verecek' demedi.

Kuşadası Limanı... Bir bant kaydı vardı. Limanı yapan işadamı, 'yönetmelik çıkarırız, olmazsa kanun çıkarırız.' Aynen öyle yaptılar, yönetmelik iptal edildi ve kanun çıkardılar meşruiyet kazandırmak için.

Mehmet Haberal, tutukluluk nedeniyle tazminat davası açtı, kazandı. Yargıçlar tazminat ödemesin diye özel bir yasa çıkararak, devletin ödemesi sağlandı. Hiç demediler, 'yargı kararıdır, biz karışmayız, yargı kararına saygı göstereceğiz' diye.

Son olarak, THY. Grev yapıldı, en doğal hakkıydı, anayasal haklarıydı. Yasa çıkardılar grevi yasakladılar. Şunun için anlatıyorum bunları; işine geldiği zaman demokrat, işine geldiği zaman despot, işine geldiğinde hukukun üstünlüğüne inanıyor, işine geldiği zaman yasaları görmüyor, tanımıyor. Böyle bir anlayış demokrasilerde olmaz. Tutuklu milletvekilleri için dokunulmazlık sağlansın, yargılanmasın demiyoruz. Biz ne istiyoruz: Halk seçti, TBMM'ye gelip, görevlerini yapsınlar, yargılamaları da devam etsin. Çok mu şey istiyoruz; demokrasi, halkın verdiği oylara saygı için istiyoruz. Bunlar olmadığı takdirde sizin demokrasi karneniz her zaman kırık olur."

-"Övse, madalya takılacak"-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bir öğretim üyesiyle ilgili önüne "ilginç bir dosya" geldiğini ifade ederek, bu öğretim üyesinin AK Parti'nin sağlık politikalarını eleştirdiği için savunmasının istendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Düşünceye bakın. Üniversite burası. Sağlık politikalarını övebilir de eleştirebilir de. Övse bir şey olmayacak, madalya takılacak, eleştirdi diye savunması isteniyor. Buna da AKP demokrasisi denir" şeklinde konuştu.

-Üç çocuktan 1'isi çalışıyor-

Kılıçdaroğlu, bugünün Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de her üç çocuktan 1'isinin çalıştığını belirtti.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 6-14 yaş grubunda 11 milyon çocuk bulunduğunu, bunların 3 milyon 842 bininin çalıştırıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Çocuk işçilikle mücadelemiz var mı- Hayır. Mücadelen olsaydı 3 milyon 842 bin çocuk çalışmazdı zaten. Bu çocukların yüzde 37'si okuyamadığı için yüzde 24'ü meslek öğrenmek için, yüzde 17'si aile bütçesine katkı sağlamak için çalışıyor. Çalışan çocukların yüzde 64'ü kazandığı parayı ailesine teslim ediyor. Böyle bir yapımız var. Bu yapı, bizim demokratikleşme, eğitim, insan hakları açısından sağlıklı bir yapıya sahip olmadığımızı gösteriyor."

(bitti)

Muhabir: Gökçen Çamlıyurt-Meltem Yılmaz

Yayıncı: Mahmut Aydın - TBMM