CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz. Siz toplumun kanaat önderisiniz. Elbette siyasi bir görüşünüz olabilir, biz ona saygı duyarız. Ama Allah'ın kelamını dillendirirken siyaset kullanmayacaksınız" dedi.
Kılıçdaroğlu, Kurtdereli Spor Salonu'nda düzenlenen belediye başkan adayları tanıtım toplantısında, güzel bir Türkiye yaratmak, kadın erkek eşitliğini sağlamak için, annelerin çocuklarını okula güler yüzlü göndermeleri, gençlerin iş bulabilmeleri, tarlada alın teri dökenlerin hakkını alabilmeleri, çocukların yatağa aç girmemeleri için çalıştıklarını söyledi.
Yeni bir Türkiye yaratıldığını belirten Kılıçdaroglu, "Bir diktatörün yönettiği, baskının olduğu, alın terine değer verilmeyen bir Türkiye var. Yolsuzluk yapanların el üstünde tutulduğu ama alın teri döküp kazananların horlandığı bir Türkiye var" ifadesini kullandı.
Çiftçilere, "ürettiğiniz ürünün karşılığını alıyor musunuz?" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ne üretiyorsanız karşılığını alamıyorsunuz. Dünyanın en pahalı mazotunu size dayatıyorlar. Dünyanın en pahalı mazotunu sen kullanıyorsun onlar ayakkabı kutularından milyonları götürüyorlar. Kadın, erkek, çocuk, tarlada çalışıyorlar, alın teri döküyor, sabahın köründe tarlaya gidiyorlar, hayvanlarına bakıyorlar. Onlar da sizin ürettiğiniz her ürünün hakkını vermeyip, o ürünün hakkını alıp ceplerine koyuyorlar. Buradan tüm yurttaşlara sesleniyorum arada bir elinizi cebinize atarsanız, başka el görürseniz, bilin ki o el Recep'in elidir. Kimse unutmasın. Sizin yerinize cebinize el atanlara asla izin vermeyin."
Kılıçdaroğlu, rüşvet ve yolsuzluğun diktatörlük rejimlerinde olacağını belirterek, "Rüşvet ve yolsuzluk, medyanın baskı altına alındığı toplumlarda olur. Sizin haber alma hakkınız kısıtlanmışsa, medya üzerine baskı kurulmuşsa, bilin ki o ülkede rüşvet, yolsuzluk vardır" ifadesini kullandı.
CHP iktidarında eleştirmenin özgürlüğünü, basın mensuplarının en güzel şekilde yaşayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, kendilerini eleştiren her kaleme saygı duyacaklarını söyledi.
17 Aralık'ın Türkiye'nin tarihinde bir dönüm noktası olduğunu ve bu tarihi kimsenin unutmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "17 Aralık, aynı zamanda Mevlana'nın hakka yürüdüğü tarihtir. Şeb-i Arus'tur 17 Aralık. 17 Aralık'ta bir gerçekle karşılaştık, hükümetin devleti soyduğu tarihtir aynı zamanda. 4 bakan yolsuzluk yaparken suçüstü yakalanmışlardır" dedi.
"Yani yargı kararları uygulanmıyor"
Kılıçdaroğlu, kul hakkı yiyeni affetmeyeceklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzde tarih var, 30 Mart. 30 Mart'ta demokratik yollardan bunun hesabını soracağız. Geçmişte Anavatan Partisi, Doğruyol Partisi, Demokrat Parti vardı, MHP var, Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren yurttaşlarım var. Bugüne kadar hiçbir yurttaşımı sen bu partiye oy verdin diye hiç suçladım. Bizler saygı duyarız. İlk kez önümüzde bir tablo var. Çatışan bir Türkiye tablosu, çöken bir devlet yapısı var. Ben demiyorum, TBMM Başkanı, Anayasa'nın 138. maddesi çökmüştür diyor. Yani yargı kararları uygulanmıyor. O zaman her yurttaşımın elini vicdanına koyup yeniden düşünmesi lazım. Türkiye çok kirlendi, bu kirlilikten arınması lazım. Yeni bir siyaset ve anlayışın Türkiye'ye gelmesi lazım."
Siyasetin zenginleşme aracı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetin halka hizmet olduğunu, halka hizmetin hakka hizmet anlamına geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, siyasetçinin yurttaşa hizmet etmesi gerektiğini belirterek, " Dicle'nin kenarında iki koyun kaybolsa onun sorumluluğunu almaya hazırım ben" ifadesini kullandı.
Bir annenin ve babanın işsiz çocuğunun iş bulabilmesi için çaba harcamaya söz verdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için çaba harcayacağıma söz veriyorum. 'Benim çocuğum aç kalsın başkasının çocuğu aç kalmasın' diyecek yüreklilikte bir insanım ben. Benim cebimde para olmasın ama vatandaşın cebinde olsun, o huzurlu yaşasın diyorum" diye konuştu.
Genel seçimler öncesinde anlattıkları CHP'nin "Aile Sigortası Projesi"ne değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında bulunan her haneye, kadının banka hesabına ayda 600 lira yatırmayı taahhüt etmiştik. Kadın ve aile asla dilenci konumuna gelmeyecekti. Gidecekti sosyal devletin güvencesi altında bankadan parasını alacaktı ve çocuk çoluğunun rızkını sağlayacaktı. Onlar, bizim ailemiz, yoksul kalmaması için çaba harcayacaktık. Biz bunu anlattık. Dediler ki, 'parayı nereden bulacaksınız?' Son yolsuzluk ve rüşvet olayında götürülen para 247 milyar lira. Diyeceksiniz ki, 'bu kadar götürülür mü?' Bunların sloganı vardı, 'Büyük düşünün.' Bunun Türkçesi nedir, büyük götürün. Büyük götürdüler. 247 milyar lirayı ben söylemedim. Gazeteler yazdılar, ben de rakamı dile getirdim. Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüsü çıktı, dedi ki, açıklama yaptı, '247 milyar afaki rakamdır.' Eyvallah yanlış olabilir. Doğruyu kim bilir, malı götüren bilir, yani hırsız bilir. Çık açıkla kardeşim. 4 bakan senin bakanın. Açıklayabiliyor mu açıklamıyor. Sesini de kesti artık. Gerçek rakamı onlar biliyor belki daha yüksek."
"Hakimin yakasında, parti rozeti olmaz"
Kılıçdaroğlu, Mısır'da dönemin devlet başkanının mal varlığının 55 milyar dolar çıktığını belirterek, "Bir kişi götürmüş. Bunlar aile boyu komple götürüyorlar, 85 milyar avro. Aynı şey. Kimin parası bu? Alın teri döküp ürettiği ürünü alamayan çiftçinin parası, çocuğuna iş bulamayan annenin parası, siftah yapamayan, üretim yapamayan önüne engel çıkarılan sanayicinin parası, atanamayan 300 bin öğretmenin parası" dedi.
Cumhuriyetin ve demokrasinin tehlikede olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "90 yıllık cumhuriyeti, özgürlük mücadelemizi almak istiyorlar. Basına sansür konuluyor, halk bilgilenmesin diye. TV kanalları, bir açıyorsunuz her yerde Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor" ifadesini kullandı.
RTÜK modeline benzer bir modelin Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu için önerildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hakimin yakasında, parti rozeti olmaz. Hakim, tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır. Biz demokrasiyi savunacağız. Özgürlüğü savunacağız. Gün ayrışma günü değil, Türkiye'yi temizleme, kirlilikten arınma günüdür. Beraber olacağız. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz başımın üstüne. Önümüzde fırsat var. Çocuklarımız, ülkemiz, gençliğimiz, vatanımız, bayrağımız, İstiklal Marşı'mız, gazilerimiz, şehitlerimiz için yeni bir fırsatımız var. Gelin Türkiye'yi yeniden inşa edelim, temiz siyaseti getirelim. Söz veriyorum, CHP iktidarında ilk 4 ayda çıkaracağımız yasanın adı temiz siyaset yasası olacak, siyasi ahlak yasası olacak, söz veriyorum."
Hiçbir zaman halka yalan söylemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, hayatını olumsuz da etkilese, bu sözünün arkasında duracağını, çünkü Türk milletinin yalandan bıktığını kaydetti. 17 Aralık'tan bu yana yaşananların darbe olarak nitelendirilmeye çalışıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ne darbesi kardeşim. 4,5 milyon doları bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutusuna darbeciler mi koydu? Bir bakana 700 bin liraya saat hediye ediyorsun. Ankara Mamak'ta 10 apartman dairesi demek. 700 bin lirayı bu bakana darbeciler mi verdi? Hadi yaptı diyelim. Bu bakanların çocuklarının yatak odalarına bir değil 7 para kasasını darbeciler mi koydu? Hadi diyelim ki bu çocuğun hobisi, para kasası saklıyor yatak odasında anladık. Bu kasaların içine milyonlarca doları, avroyu, Türk Lirası'nı darbeciler mi koydu? Gerçekleri biliyoruz. Benim anlatmam yetmez. Hepimiz çalışacağız, anlatacağız. Sadece benim sorumluluğum yok. Hepinizin sorumluluğu var. Hepimiz çağdaş Türkiye'yi inşa etmek için ayağa kalkacağız. Hadi bunların hepsini darbeciler yaptı. Bu darbeciler mi 700 bin liralık saati alan bakanın ailesini Umre'ye götürdü? Üstelik rüşvetin başı olan adamın özel uçağıyla Umre'ye gidiyorlar. Haram parayla Umre olur mu Allah aşkına?"
-"Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz"
Dinin siyasete alet edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, imam hatipleri, ilahiyat fakültelerini, Diyanet İşleri Başkanlığını kuranların CHP olduğunu ama hiçbir zaman dini siyasete alet etmediklerini söyledi. Herkesin inancına saygı gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Her gittiğim yerde söylüyorum. İnancı, görüşü, rengi, dini ne olursa olsun her insanın başımın üstünde yeri vardır. Ama onlar toplumu ayrıştırıyorlar bölüyorlar. İmam hatip okullarıyla ilgili bir tören düzenleniyor. İmamlar çağrılmış, müftüler orada, imam hatip öğrencileri orada, CHP'yi yuhalatıyor. Bunlar, yarın camide cemaate vaaz verirken ne diyecekler? Senin hiç ahlak anlayışın, din anlayışın yok mu arkadaş? Nedir senin din anlayışın? Sen imam hatibi, neden siyasete alet ediyorsun. Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz. Siz toplumun kanaat önderisiniz. Elbette siyasi bir görüşünüz olabilir, biz ona saygı duyarız. Ama Allah'ın kelamını dillendirirken siyaset kullanmayacaksınız. O farklı bir şey. Bir şey daha, 17 Aralık'tan bu yana Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Bekliyorum Diyanet İşleri Başkanı konuşacak mı acaba?"
Kılıçdaroğlu, yaşanan sürecin, yeniden düşünme, güçlü olma süreci olduğunu belirterek, "Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenden hesap sorma sürecidir. Ne diyor, 'efendim sandıkta bunun hesabını veririm.' Demokrasilerde sandıkta hesap verilmez yargının önünde hesap verilir. Sen aranan oğlunu, Bilal oğlanı, hakim önüne göndermedin korktun. Korkan adamda bir şeyler vardır. Niye korkuyorsun? 'Eğer yolsuzluğa bulaşmışsa evlatlıktan reddederim' diyor. Hiçbir anne ve babanın evladını reddetmesini istemeyiz" dedi.
Ali Ağaoğlu'nun, İstanbul Bakırköy'de kendi arsasına özel imar durumu çıkardığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bunun için sana geldi. Seninle konuştu. Sen Erdoğan Bayraktar'a talimat verdin. O da emredersin diyor, istediği gibi yapıyor. Sonra da 'senin arsanın imar durumunu değiştirdin, sen malı götürdün. Sıra bana geldi. Benim oğlum var ya o vakıf kurdu. Senin İstanbul'da Ataşehir'de 20 dönüm arsan var. Onu benim oğlumun vakfına ver.' diyor. Bunların tamamı mahkeme kayıtlarında var. Neden Bilal'i göndermiyor? Savcıyı, polisi değiştirdi. Şimdi çıkmış efeleniyor. Oğlum bulaşmışsa evlatlıktan reddederim."
Devlette çeteler bulunduğunun söylendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Doğrudur, ben de biliyorum. Çeteler kim? Senin istifa ettirdiğin 4 bakanın. Çete reisi kim? Onu da söylemeyeyim çete reisini siz biliyorsunuz. Onu kendi bakanı söyledi 'sen ne söylersen onu yaptım' diyor. Soyulan Türkiye'dir, yoksul halktır. Aile sigortası uygulansaydı, bu parayla 32 yıl devlete yük olmadan aile sigortasından her yoksul kadının hesabına ayda 600 lira yatırıyorduk" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından, partisinin belediye başkan adaylarını tanıttı. Programın sonunda yeni evlenen gelin ve damat, Kılıçdaroğlu'na çiçek verdi. - Balıkesir
Son Dakika › Politika › CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?