CHP'nin AKP döneminde medyaya yapılan baskıları Avrupalılara anlatmak için hazırladığı "AKP İktidarında Medya Dünyası" broşüründe AKP'nin medyaya yaptığı baskıların Türkiye dışında da görmezden gelindiği ifade edildi. Broşürde, "Rengi, karakteri farklı da olsa baskı rejimlerinin unutulmayan olumsuz örnekleri Portekiz'in Salazar'ı, İspanya'nın Franco'su, Filipinler'in Marcos'u, İtalya'nın Mussolini'si, Almanya'nın Hitler'i akıllara getirmedi. Birkaç cılız ses dışında Türkiye'de neler oluyor, medya niye baskı altında sorusu sorulmadı bile" tespiti yapıldı.
CHP'nin "AKP İktidarında Medya Dünyası" başlığıyla hazırladığı broşürün Almancası 2 Kasım'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden Almanya Sosyaldemokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel ile Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz'a verilmişti. Broşür, Almanca'nın yanısıra İngilizce ve Fransızca'ya da çevrilerek Avrupa Parlamentosu üyeleriyle Almanya, Fransa, İngiltere ve diğer AB üyesi ülkelerin parlamenterlerine de gönderildi.
-"CİDDİ TEPKİ GELMEYİNCE AKP MEDYADA OPERASYONA BAŞLADI"-
AKP'nin 2002'de seçimleri kazandıktan sonra medyaya kendi damgasını vurmak için acele etmediği, önce gözdağı verdiğini ve bunları yaparken toplumdan, kurumlardan ve medya dünyasından gelecek tepkilere baktığı kaydedilen broşürde "Ciddi bir tepki ve muhalefet ortaya çıkmadığı için, AKP medya dünyasında operasyona başladı. Gazeteciliğin, televizyon programcılığının gereğini yapanlar hedef seçildi. AKP karşıtları çok yönlü baskılarla bunaltıldı, yalnızlaştırıldı, işlerine son verdirildi ya da yasadışı dinlemeler ve polis raporlarıyla teslim alındı, Silivri'ye gönderildi" denildi.
-"MUHALİF TELEVİZYON SAHİPLERİ ERGENEKON'DAN TUTUKLANDI"-
AKP karşıtı 4 televizyonun fiili veya fiziki sahibi konumunda bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, (Ulusal Kanal) Prof. Dr. Mehmet Haberal, (Kanal B) Tuncay Özkan, (Biz TV) ve Mustafa Özbek'in (ART) Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandığına dikkat çekilen broşürde belirtilen broşürde TRT'de uzun yıllar program yapan Ertürk Yöntem, Baki Özilhan, Seyhan Sezgin ve Banu Avar'ın, Star Tv'de Ruhat Mengi'nin, Flash Tv'de Erhan Göksel ile Yılmaz Tunca'nın programlarının kaldırıldığı anımsatıldı.
7 Başbakanlık muhabirinin Başbakanlığa girişinin yasaklandığı, bazılarının ise işlerine son verildiği de hatırlatılan broşürde 2007 seçimlerinde AKP'nin yüzde 47 oy almasının ardından Emin Çölaşan'ın Hürriyet'ten, 12 Eylül 2010 referandumu öncesi Vatan gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat'ın, referandumda "evet" oyu çıkmasından 2 gün sonra da Habertürk gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un işten çıkarıldığı bilgisine yer verildi.
-"MEDYA İKTİDARIN MEDYASINA DÖNÜŞTÜ"-
AKP'nin 2007 seçimlerinde yüzde 47 oy almasının ardından en büyük ikinci medya grubu ATV ve Sabah'ın Başbakan Erdoğan'ın damadının CEO olarak çalıştığı Çalık grubu tarafından kamu bankalarından alınan kredilerle satın aldığı, Tuncay Özkan'ın Kanaltürk televizyonunu da AKP'yi destekleyen Koza grubuna satıldığı tespitinin yapıldığı broşürde "AKP, ATV, Kanal 7, Samanyolu, Kanal 24, Ülke Tv, Kanaltürk, Bugün Tv, Tv Net, Kanal A, Beyaz Tv, ayrıca Yeni Şafak, Zaman, Vakit, Bugün, Star, Sabah gazeteleri gibi açık destekçisi yayın kuruluşlarının yanısıra yandaş medyanın yanına TRT'yi de katarak çok önemli bir medya gücünü yönetir, yönlendirir duruma geldi. Günümüzde 4. güç olarak kabul edilen medya gücü, gücün medyasına, iktidarın medyasına dönüştü" ifadelerine yer verildi.
-"AKP'NİN TAVRI AVRUPA'YA BASKICI REJİMLERİ HATIRLATMADI"-
Başbakan Erdoğan'ın 2008 yılında vatandaşlara Doğan grubu gazetelerini almama çağrısı yaptığı, daha sonra Doğan Grubu'na yaklaşık 2.5 milyar dolar vergi cezası kesildiği, bu süreçte Bekir Coşkun'un Hürriyet'ten ayrıldığı ve Ertuğrul Özkök'ün 20 yıl sürdürdüğü Genel Yayın Yönetmenliğini bıraktığı anımsatılan broşürde şu görüşlere yer verildi:
"Böylece AKP diğer kurum ve kuruluşlar gibi medya dünyasındaki muhaliflerini de eritme, etkisizleştirme konusunda somut başarılar elde etti.
Ne yazık ki, baskı rejimi konusunda dünya tarihi zengin örneklerle dolu olmasına rağmen AKP'nin "ileri demokrasi' adı altında kamufle ettiği, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını ortadan kaldıran, çoğulculuğa, çok sesliliğe karşı çıkan tavrı Türkiye dışında da görmezlikten gelindi, sessizlikle karşılandı. Rengi, karakteri farklı da olsa baskı rejimlerinin unutulmayan olumsuz örnekleri Portekiz'in Salazar'ı, İspanya'nın Franco'su, Filipinler'in Marcos'u, İtalya'nın Mussolini'si, Almanya'nın Hitler'i akıllara getirmedi. Birkaç cılız ses dışında Türkiye'de neler oluyor, medya niye baskı altında sorusu sorulmadı bile."
Başbakan Erdoğan'ın, 26 Şubat 2010'da medya patronlarına "Ne yapayım, köşe yazarı, hakim olamıyorum diyemezsin" dediğini, 2 Mart 2010'da da "Gazetenin yayın politikasını sen belirliyorsun. O yayın politikasına uymayan adam orada nasıl oturur?" diye seslendiği de hatırlatılan broşürde patronların da sansüre başvurduğu ve adam attığı ifade edildi.
Broşürde AKP iktidarında gazetecilerin sık sık polise ifade verdiği ve yargılandığı, bu olumsuz tablonun meslek örgütlerince de kınandığı kaydedildi.(ANKA)
(HH/ÖMR)
Son Dakika › Politika › CHP'den Avrupa'ya AKP Sitemi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?