CHP'de Kongre Heyecanı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kürt sorununun çözümü için Meclis'te dört partinin katılımıyla komisyon oluşturulması çağrısında bulundu.

Esnaf Sarayı Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen il başkanlığı kongresine; CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Perihan Sarı, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, eski milletvekilleri Zeki Eker ve Şerif Ertuğrul ile partililer katıldı.

Mevcut İl Başkanı İsmail Adanur ile Burhan Çanga'nın aday olduğu kongrenin açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, tüm dünyada gelecekten kaygı duyan insanların sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Barışın tehdit altında olduğu günlerin yaşandığını savunan Perihan Sarı, "Umutsuzluklar artıyor, özlediğimiz dünyayı bugünden öteleyen, uzak bir hedefe dönüştüren politikalar yaygınlaşıyor. Kapitalist sistem, küreselleşme adı altında oluşturduğu krizlerin ardından daha çok yoksul bırakarak, daha çok işsiz bırakarak, daha çok kaynak tüketerek, çevre sorunlarına yol açarak, çocukların açlıktan ölümlerine göz yumarak vahşi politikalar sürdürüyor. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanlarda yakın geçmişte yaşanan değişikliklerle belirlenen bu süreç adına yüklenen olumlu çağrışımları halledemeyecek biçimde, bütün dünya ülkelerinde halkın çoğunluğunun mağdur olmasına neden oluyor" ifadelerini kullandı.

"AK PARTİ, LAİK CUMHURİYET'LE HESAPLAŞIYOR"

Konuşmasında AK Parti'ye de yüklenen Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ulus devletin bittiği söylendi. Ulusal çıkarların, ulusal kaynakların, ulusal sınırları içinde kalmaya mahkum edilen ve halkın çoğunluğunu oluşturan kesimlerin sorulmasını engelleyen politikaların yaygınlaştırması da bu sırada etkili olmuştur. Halklar birbirine karşı düşman gibi gösterildi. Sonuçta geldiğimiz yüzyılın ortalarından başlayarak emek ve sermaye uzlaşmasına dayalı, toplumsal barışı sona erdiren bu dönem, sermayenin verdiği tüm alanları geri alması ve egemenliği yeniden kurması noktasına gelmiştir. İçinde bulunduğumuz koşullar dünyada yaşayan bu gelişmelerin bir uzantısı. Bu sürecin Türkiye'de yol açtığı siyasal sonuç ise bugün iktidarda olan AK Parti'nin yükselişidir. Küreselleşme ile yeni liberalizm Türkiye'de AK Parti'nin varlığını sağlayacak bir ortam ve iklim yaratmıştır. AK Parti bu zeminde ortaya çıkmış, cemaatleşmenin, mikro milliyetçiliğin, etnik ayrımcılığın, inanç farklılığının, yeni emperyalizmin egemenlik araçlarının öne çıkarıldığı koşullarda AK Parti varlığını güçlendirmiştir. Dünya konjonktürünün sağladığı olanakları kullanan AK Parti, bir yandan laik Cumhuriyet'le hesaplaşmış, dinci yandaşlarının beklentilerine rövanşist uygulamalarla karşılık vermiş, bir yandan da uluslararası güçlerin taşeronluğunu yürütmüştür. AK Parti, 10 yıllık iktidarı boyunca içeride toplumsal barışı, dışarıda güvenliği tehlikeye atan maceracı ve ikiyüzlü politika yürütmüştür. Başlattığı her açılım yeni bir sorunun başlatıcısı olmuştur. Geldiğimiz noktada dindar ve kindar bir nesil gençlik yetiştirme niyeti, ülkenin geleceğiyle ilgili vizyonunu açığa çıkartmıştır."

"15 YILDIR BÖLGE İNSANINDA KIRGINLIĞA NEDEN OLDUK"

Daha sonra konuşan Sezgin Tanrıkulu ise, kongrede parti içi demokrasinin gereğini yaptıklarını söyledi. AK Parti'nin kongrelerinde demokrasi olmadığını iddia eden Tanrıkulu, parti olarak en az oy aldıkları illerden biri olan Muş'ta bile iki adayın il başkanlığına aday olduğunu söyledi. Yıllardır bölgede yaklaşımlarıyla insanlarda kırgınlığa yol açtıklarını savunan Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, en az oy aldığımız illerden biri olan Muş'ta iki listeyle seçim yapıyoruz. Bu salonda demokrasiyi gerçekleştiriyoruz, Türkiye'de de gerçekleştireceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal demokrasinin evrensel değerleriyle buluşacak, bu buluşmayla Türkiye'nin bütün yurttaşlarıyla buluşacak. Biz arkamızı 12 Haziran'a dönmedik, önümüz açık. 12 Haziran'da çok değerli arkadaşlarımız aday oldu ama yeterli oy alamadık. Biz 10-15 yıl politikalarımızla, yaklaşımlarımızla bölgede insanlarda kırılganlığa yol açtık. Buraya gelmedik, yok saydık ve pozitif politika üretemedik. Bu konuyla ilgili özeleştiriyi yaptık. Hata bizdedir. Politika üretemedik, gelmedik, insanların elini sıkmadık, gözlerine bakmadık. Artık politikalarımızla geliyoruz, insanların elini sıkıyoruz. Türkiye'nin her sorunu konusunda Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişten farklı olarak projeleri var. Biz neyin olmayacağı konusunda değil, neyin olmayacağı üzerine politika yapıyoruz."

"KÜRT SORUNU İÇİN KOMİSYON OLUŞTURULMALI"

Kürt sorununun çözümü noktasında dört siyasi parti temsilcilerinin yer alacağı bir komisyon oluşturulması için Başbakan'a çağrıda bulunan Tanrıkulu, şunları kaydetti: "Ben Diyarbakırlıyım ve köyüme gitmek için yola çıktım. Cennet gibi bir doğamız var, her taraf yemyeşil. İmrene imrene o bölgeyi gezdim. Belli bir yol aldıktan sonra toplar, tanklar, askerler operasyon yapıyor. Ben o güzellikten sonra şok oldum. Türkiye, bu ölümleri, çatışmayı, savaşı hak etmiyor. Bizim coğrafyamıza savaş değil, çatışma değil, ölüm değil, barış lazım. Genel Başkanımız, 'Türkiye'nin bu en temel sorununu toplumsal mutabakatla çözeceğiz' dedi. Biz Türkiye'de barış, herkese insan hakları diyoruz. Buradan Başbakana sesleniyorum. Milletvekillerini bölgeye göndermiş ve sorunu öğrenmeye çalışıyorlar. Bu sorunu öğrenmek için AK Parti milletvekillerinin buraya gelmesine gerek yok. Bu sorun konusunda herkesin bir çözümü var, bunlar söylenmiş. Türkiye'de uzlaşmayı yakalamak için, insanlarımızın ölmemesi için dört siyasi partinin kendi önceliklerini bir tarafa bırakarak Meclis'te bir araya gelmeleri lazım. Anayasa gibi bu konuda da bir komisyon oluşturulmalı."

Yapılan konuşmaların ardından seçime geçildi. - MUŞ