AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, CHP Grup Başkanvekili, İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'unun, Mehmet Sevigen olayında taraf olmasının kendilerine ilginç geldiğini belirterek, ''Kılıçdaroğlu, yükselen yıldız olma özelliğinin ortadan kalkmasına dönük bir operasyona uğradığını düşünerek, karşı bir operasyona başlamıştır'' dedi.
Ergün, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin bazı kaynaklarını yanlış bazı işlerin finansmanına aktardığına dair oluşan şüpheleri daha önce de sorduklarını, ancak yanıtını alamadıklarını söyledi.
CHP'nin, CHP belgeseli filmi yapılması karşılığında 4,5 milyon lirayı Tuncay Özkan'a verdiğini ifade eden Ergün, ''Ancak şu ana kadar kimse böyle bir film görmedi. Faturasız ödeme yapılmıştı, sonra bazı faturalar da uyduruldu. Ama buna rağmen, Tuncay Özkan yapımı bir CHP belgeseli izleyemedik. İzleyen varsa bilmiyorum. CHP, gerçekten bir belgesel film mi yaptırmıştır, yoksa CHP kaynakları, Tuncay Özkan'ın bazı faaliyetlerinin finansmanı için mi verilmiştir?'' diye konuştu.
Ergün, daha önce Baykal'a sorduğu bazı soruların, kendisine pop sosyolog da denilen bir yazar tarafından gündeme alındığını ifade ederek, yazarın, Baykal'ın tehdit edildiğine dair, muhalefetin sindirilmek istendiğine dair yazılar yazdığını anımsattı.
Yazılarda, iktidara özel istihbarat bilgileri aktarıldığının belirtildiğini ve ''Baykal hakkında özel bilgileriniz mi var?'' diye sorulduğunu kaydeden Ergün, şunları kaydetti:
''Hayır. Sayın Baykal hakkında hiç kimsenin bilmediği özel bilgilerden hareketle bir şey söylemiyoruz. Herkesin bildiği ama değerli yazarın bir türlü görmek istemediği bilgiler de söylüyoruz. Sayın Baykal'ın Ergenekon davası ile ilgili tutumu herkesin malumudur. Açık bir avukatlık içine girmiştir. Bunun da ötesinde yargıyı tehdit eden söylemler içinde bulunmaktadır. Biz bunu bir panik hali olarak değerlendirdik ve bunun sebebini sorduk. Bir kez daha soruyoruz, Bu panik halinin sebebi nedir? Bunlardan bir tanesi, sizin, Ergenekon zanlısı Tuncay Özkan'la olan mali ilişkiniz midir, birtakım faaliyetlerinin sizin tarafınızdan finanse edilmiş olması sorunu mudur? Bu sorunun cevabı verilmemiştir.
Ergenekon zanlısı ve firarı olan yeni adı Turhan Gomez olan, Turhan Çömez'le olan özel görüşmeleriniz midir? Sayın Çömez, size bu görüşmede, Ankara Tenis Kulübünde yaptığı bazı temasların bilgisini mi aktarmıştır? Niçin, bu kadar ilgili ve özel görüşme yaptınız? Biz de bu olgulardan hareketle Sayın Baykal'a bu soruları sormaktayız. Bu soruların açık cevabının verilmesi lazımdır.
Aynı yazar, Başbakan'a özel bir istihbarat birimi kurulduğunu ve bilgi aktarıldığını ifade ediyor. Türkiye'de istihbarat birimlerinin kime bağlı olduğu bellidir. Türkiye aleyhine birtakım faaliyetlerin bilgileri Başbakana gelmektedir. MİT ve emniyet, istihbaratlarını Başbakana getirmek durumundadır. İstihbarat bilgileri, anlaşılan o ki önceki yıllarda Başbakana gitmeden bazı medya organlarına mı gidiyordu da bu sayın yazar şimdi Başbakana istihbarat gitmiş olmasını eleştiriyor. Sistem doğrulmuştur, sistem düzelmiştir. Kime ne bilgi gitmesi gerekiyorsa ona bilgi gitmektedir, devletin çarkları doğru işlemeye başlamıştır.''
Nihat Ergün, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olduğunu unutarak, partisi ile ilgili iddialarda bulunmaya devam ettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun ''dürüstlük havarisi'' haline getirilmesinin doğru olmadığını dile getiren Ergün, Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmişinin, söylenen gibi olmadığını kaydetti.
Nihat Ergün, Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürü olduğu 1992-1994 yıllarında, eski hükümlüleri kuruma alma adı altında, bazı aşırı örgüt militanlarını işe aldığını ifade ederek, ''Ali Uludağ, dev-yol militanı; Medet Kalkan, Halkın Kurtuluşu Örgütü militanı; Habip Gürsel Güral, silahlı örgüt kurmaktan mahkum; Hasan Ertürk, dev-yol silahlı devrim birlikleri üyesi, Mehmet Ardıç ve Behlül Karataş, Halkın Kurtuluşu Cephesi üyesi... Daha başka isimler de sayılabilir. Kılıçdaroğlu'nun bir yerde yönetime geldiğinde nasıl bir politika izleyebileceğinin işaretlerini vermektedir'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, bazı akrabalarını da işe aldığını belirten Ergün, ''Ecevit, Elvan, Hülya, meryem, Ümmühan Karabulut gibi şahıslar Kılıçdaroğlu'nun 1. derecede akrabalarıdır, bu kişileri 1998'te işe almıştır. Kılıçdaroğlu, 1966'da soyadı değişikliğine giderek, soy ismini Kılıçdarloğlu haline getirmiştir. Bu kişiler, Tunceli Nazimiye Ballıca'dandır'' dedi.
Ergün, Kılıçdaroğlu'nun akraba kayırmacılığını anne tarafıyla da sürdürdüğünü kaydederek, işe aldığı Filiz, Gülbin, Nagehan Gündüz isimli kişilerin de annesi Yemoş Gündüz tarafından akrabaları olduğunu söyledi.
PKK'ya yardım yaptığı, evinde barındırdığı raporlarla tespit olan Dr. Muzaffer Irmak'ın başhekimliği konusunda da yıllarca direnç gösterdiğini belirten Ergün, ''Bu noktalar, Sayın Ecevit tarafından da bilindiği için, büyük ihtimalle 1999'daki seçimlerde DSP'den adaylığı reddedildi'' diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Ergün, CHP'nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen hakkında da görüşlerini açıkladı.
Baykal'ın, Sirmen'in Yuvacık Barajına ilişkin davadan beraat ettiğini söylemesine rağmen, bunun doğru olmadığını ifade eden Ergün, Sirmen'in, yargılandığı davaların mahkemelerini ve duruşma tarihlerini açıkladı. Nihat Ergün, bu davalarından birisinin, 29 Nisanda Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacağı dava olduğunu dile getirdi.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen hakkındaki olaya da değinen Ergün, ''Bu olay, nüfus suistimali değil de nedir?'' diye sordu.
Nihat Ergün, Baykal'ın işi hafifletmek için, ''Ne olacak canım bir işgüzarlık yapmış'' diyerek olayı geçiştirmeye çalıştığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu olay, CHP içerisindeki bir iktidar mücadelesinin aracı olarak da kullanılıyor olabilir. Sayın Baykal, kalır mı gider mi, seçimden önce mi bu hesaplaşmalar olur sonra mı olur? Bunu bilemeyiz. Ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun da konuya taraf olması bize ilginç geldi. İstanbul'daki imajını yükseltmeye dönük bir pay çıkartmaya çalışmaktadır. Kılıçdaroğlu, Baykal tarafından İstanbul'a sürgüne gönderildiğini düşünmektedir. Seçimi kaybedip, yükselen yıldız olma özelliğini ortadan kalkmasına dönük bir operasyona uğradığını düşünmekte ve karşı bir operasyona başlamıştır. Gelişmeler, böyle bir değerlendirmeyi insanın aklına getiriyor' dedi.
Hürriyet Gazetesinden Mehmet Yılmaz'ın, ''Mehmet Sevigen'in Baykal'ın gölgesi olduğunu, bu işten Sayın Baykal'ın da sorumlu tutulması gerektiğini'' yazdığını ifade eden Ergün, ''Belli ki Bekir Coşkun da Sayın Baykal'dan ümidini kesmiştir'' diye konuştu.
Nihat Ergün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisine yönelik eleştirilerine de yanıt verdi.
Bahçeli'nin, AK Parti'nin, ''İşimiz hizmet, gücümüz millet'' sloganını, ''Türk milletinin aklı ve hafızasıyla alay etmek için ortaya atılmış'' bir slogan olarak değerlendirdiğini belirten Ergün, ''Türk milletinin aklı ve hafızası yerindedir. Bu nedenle de AK Parti'yi iktidara getirmiştir. AK Parti'nin, 2002-2004-2007 yıllarında aldığı ve 2009'da alacağı oy, Türk milletinin hafızasının, dirayetinin, basiretinin eseridir'' dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ergün, ''Sefa Sirmen hakkında iddialarda bulundunuz. Sirmen, milletvekili iken, 'dokunulmazlığımı kaldırın' dedi. Siz kaldırmadınız, korudunuz. Kaldırsaydınız şimdi belki de hapiste olacaktı. Bu bir insanı korumak değil midir?'' sorusu üzerine, kimseyi korumadıklarını söyledi.
Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalktıktan sonra yargılanmaya başladıklarını ifade eden Ergün, sadece milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran bir çalışmanın doğru olmayacağını kaydetti.
Nihat Ergün, ''Alışveriş çekleri dağıtılacak kişiler neye göre belirlenecek?'' sorusunu yanıtlarken, sosyal yardımların parti yardımı olmadığını, devletin yardımı olduğunu ifade ederek, bu yardımların seçim olduğu için değil, 12 boyunca devam eden yardımlar olduğunu bildirdi.
Son Dakika › Politika › 'CHP-Almanya İşbirliği İçinde' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?