Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kadınların iş hayatındaki istihdam oranı bakımından en alt sıralarda yer almaktadır. Türkiye olarak birçok Avrupa ülkesinden daha önce almış olduğumuz haklarımıza gerektiği gibi sahip çıkamayıp kullanamadığımız için geldiğimiz nokta Türk kadını adına affedilemez ve son derece üzücü bir durumdur. 21.yy da kadınların çözülmesi gereken birçok sorunu ile birlikte yeni bir engel daha çıkartılmış, diğer sorunları bertaraf edilerek kadın sorunu başörtü sorununa kilitlenmiştir.
Bu nedenle, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Türkiye'de toplumun başörtüsü sorunu ve bu sorunla bağlantılı olarak eğitim ve iş hayatındaki yansımalarını doğru tespit edip çözüm platformu oluşturabilmek için, 26 ilde Başını Örten Kadın, Başı Açık Kadın, Eşinin Başı Örtülü Olan Erkek ve Eşinin Başı Açık Olan Erkek olmak üzere toplam 3052 denek üzerinde Kamuoyu Araştırması yaptırdı.
24 Kasım Çarşamba günü Hilton Otel'de düzenlenen toplantıda TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut'un yanı sıra, Prof Dr. İhsan Dağı, Prof. Dr. Doğu Ergil, Prof. Dr. Özer Sencar'da birer konuşma yaptı.
Başörtüsü kadının öncelikli sorunu değil
Toplantıya ev sahipliği yapan TİKAD Başkanı Nilüfer: Türkiye'nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bulunduğunu fakat kadınların, iş hayatındaki istihdam oranı bakımından en alt sıralarda yer aldığını vurgulayarak; " Her şeyden önce biz, kadının iş gücünde yerini alması, eğitimi, düşük sosyal statüsünün yükseltilmesi, erkekle eşit şartlarda ekonomik, sosyal ve siyasal hayatta rekabet edebilmesi sorunlarını çözmeden, "kadın sorunu"nun başörtüsü parantezine sıkıştırılmasını hatalı ve sorunu ıskalayan bir yaklaşım olarak görüyoruz."dedi.
Kadın sorununu başörtüsü olgusuna indirgemek onu ideolojik ve siyasal kutuplaşmanın bir aracı haline getirdiğini düşünen Nilüfer Bulut, şu sözleriyle de devam etti; "Neden kökten dinci erkekler bürokraside, üniversitede veya Meclis'te yerlerini korurlarken başörtülü kadınlar bu kurumlardan dışlanıyorlar; okumak, çalışmak ve siyaset yapmak hakları ellerinden alınıyor?
Demek ki sorun başörtüsünde değil. Başörtüsü üzerinden kendilerine 'dindar veya gelenekçi' denenlerle, 'laik-modern' olarak nitelendirilenler arasında bir iktidar mücadelesi. Hangi tip kadının toplum yaşamında görünür olacağı, tamamen erkek egemen bir düzende eril (erkeksi) bir tercihtir ve kadın bu tercihe görünümüyle mahkum edilmektedir. Her iki yaklaşım da kadının özgürleşmesini ilke edinmiyor.
Tıkanıklık siyasette!
Başörtüsü konusunun siyasallaşması ve kadını siyasal çekişmenin aracı haline getirmesi her düzeydeki eşitsizliğin üzerini örttüğünü düşünen TİKAD, 3052 kişinin katıldığı kamuoyu araştırma sonuçlarından da yola çıkarak, iddia edildiğinin aksine Türk toplumunda kültürel fay hatlarının olmadığını düşünüyor.
Bu konudaki tıkanıklığın siyasette ilgili olduğunu düşünen TİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Bulut; "Kadının bedenini ve görünümünü kendi siyasal iktidarlarının veya ideolojik cephanelerinin malzemesi haline getirenlerde ve onların zihniyetinde. Onlar azınlıkta; %20 oranında ama siyasette, yargıda ve bürokraside egemenliklerini sürdürüyorlar.
Mücadele ettiklerini söyledikleri köktencilik kadar katı bir köktenci direniş içindeler. Kendilerinin tanımladıkları tarza modernliğe uymayanları sosyal ve siyasal hayattan dışlarken kendilerine ait olduğuna inandıkları kolektif alanları ellerinde tutmak istiyorlar. Bu "daralma", insan hakları hukuku, katılma ve demokrasi mücadelesiyle aşılacak.
Başka bir yolu da görünmüyor.Konunun çözüm noktasın için tüm siyasi parti liderlerini ziyaret ederek görüş alışverişinde bulunacağız.' diye konuştu.
Toplantıya TİKAD üyeleri, Televizyon kuruluşlarının yöneticileri, ulusal basının ekonomi müdürleri ve köşe yazarları katıldı.
Son Dakika › Politika › Başörtüsü Konusundaki Asıl Tıkanıklık Siyasette! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?