Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi konusunda yapılan eleştirilere sert cevap verdi. Başlatılan kara kampanyanın bitirilmesini isteyen Başbakan Erdoğan, "Bizden bir geri adım bekliyorlarsa bu anlayışta, bu mantıkla bizden geri adım beklemeleri söz konusu değil" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün'ün moderatörlüğündeki "Gündem Özel" programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Bengisu Karaca'nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi konusunun memleket meselesi, bir eğitim meselesi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesinin AK Parti'nin programında ve hükümet programında yer alan bir mesele olduğunu dile getirdi. Konun bugün ortaya konmuş bir mesele olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "2008-2009 bu yıllardaki bu programlarımıza bakıldığında orada görülüyor. Yani yeni açıklanmış şeyler değil bu. Halka bu konuda verilmiş olan bir vaadimiz sözümüz var. Bu sözün yerine gelmesidir. Cemaat deniliyor, olayın cemaatle hizmetle karşı karşıya gelme gibi bunu öyle bir yere çekmek çok yanlış bir şeydir o da çok çirkin bir şeydir. Tam aksine, biz cemaat mensubu kardeşlerimizin ellerinde olan yayın organlarıyla bu şekilde bize saldırmalarını, adil olmayan şekilde bize saldırmalarını hatta hatta hilaf-ı hakikat bazı uydurma şeylerle yakıştırmalarla bize saldırmalarını anlamakta biz zorlanıyoruz. ve şunu açık net söyleyeyim; eğer bize MEB 2010-2014 strateji belgesi incelenirse orada da çok açık açık net görülür. Bu niçin belli bir cemaate diye olsun. Sayın Sezer döneminde bu konuyla ilgili attığımı bir adım vardı reddedildi. Hatta bir diğer adım Danıştay'dan geri döndü. Hatta ne dediler? Cemaat mensubu olan kardeşlerim burayı hatırlasınlar. Biz dedik ki bütün okullara özel sektör vakıf okullarına biz öğrenci gönderelim, bunların bedellerini biz ödeyelim dedik. Hizmet alımı yapalım dedik. Danıştay bizi reddetti. Oradaki boşlukları biz dolduralım. iz neyden kurtaracaktık. Biz yatırım yapmaktan kurtaracaktır. Binayı biz yapmamış olacaktık oralara bu öğrencilerimizi göndermiş olacaktık. Bu öğrencilerimiz de o zaman ne diyecekti gittim şu kolejde okudum diyecekti, parasını da kim verecekti devlet olarak biz verecektik. Onların böylece o atıl kapasitelerini biz doldurmuş olacaktık. Danıştay ne yaptı, bunu reddetti. Ama ona biz müracaatı yaptığımız zaman ne dediler? AK Parti iktidarı cemaate kaynak sağlamak için bu adımı attı, bu yasayı düzenledi. Şimdi cemaat mensubu olan kardeşlerim bizim bu verdiğimiz mücadelede karşılığında da yediğimiz tokadı darbeyi acaba unutuyorlar mı? Biz niçin kalkıp da bu kardeşlerimizi karşımıza alalım, onlarla bu mücadelenin kavganın içine girelim. Bizim tek derdimiz biz bir sorumluluk taşıyoruz" diye konuştu.
"GERİ ADIM ATMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
"Biz kalkıp da bütün eğitimi cemaatin derneklerine kurumlarına teslim etmek gibi bir durumun içinde olamayız" diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Asıl bunun hesabını bize sorarlar? Derler ki 'niye belli kurumlara vakıflara eğitimi teslim ediyorsunuz.' Biz şimdi şu anda devlet olarak temelden alacağız hatta okul öncesi eğitimden alıyoruz, bu yavruları bu çocukları yetiştiriyoruz. ve ondan sonra da eşit bir sınav sistemi içerisinde bunları geleceğe hazırlıyoruz. Çünkü biz belli bir grubun değil tüm milletin iktidarıyız. Burada kendileri de bizleri anlayışla karşılamaları lazım. Bu sürdürdükleri kara kampanyaları bence bitirmeleri lazım. Bizden bir geri adım bekliyorlarsa bu anlayışta bu mantıkla bizden bir geri adım beklemeleri söz konusu değil."
"NİÇİN O KARDEŞLERİMİZLE DE BİR KUCAKLAMA GAYRETİ İÇERİSİNDE OLMAYALIM"
"Gülen'i açıkça Türkiye'ye davet ettiniz. Herkes evet cevabını beklerken gelemeyeceğim Türkiye'nin durumu, gerekçesini ileri sürdü Gülen. Acaba dönüm noktası o mu cemaatle AK Parti arasındaki diyalogsuzluk davetinizin reddedilmesi ile mi başladı" diye sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, "Yok, onunla hiçbir ilişkisi yok. Birçok arkadaşlarla bu konuyla ilgili diğer konularla olsun görüşmeler yaptık, yapıyoruz. İçimizde arkadaşlarımız var aynı şekilde yapıyoruz. Kaldı ki bakan arkadaşım birçok görüşmeler yaptı. Daha yeni görüyorsunuz bir kucaklama hareketini yapalım diye her kesimle bir kucaklama gayreti içine giriyoruz. Niçin o kardeşlerimizle de bir kucaklama gayreti içerisinde olmayalım. Bizim ayrılığa değil birleştirmeye gayret etmemiz lazım. Ama diyoruz ki bizim bu gayretimiz karşılığını bulsun. Bu ülkeye yazık olur. Bu ülkenin geleceğine gelecek nesillere yazık olur. Burada devletin verdiği bu gayreti ve az önce ifade ettiğim 800 bini aşkın öğretmenin emeğini yok saymak onlara çok büyük bir haksızlıktır. Bütün bu okullarda yetiştireceksin ondan sonra gelip 3-6 ay dershanede eğitim vereceksin ben yetiştirdim diyeceksin. Acaba soruyorum bu dershanelerden kaç tane öğrenci birinci olarak yetişiyor, ikinci üçüncü olarak yetişiyor. Bunların sayısı da bellidir. Bunu kalkıp da abartılı bir şekilde anlatmanın bir anlamı yok. Az önce söyledik, zaten Fen Lisesinden mezun olanların gideceği yerler bellidir. Anadolu lisesinden sosyal bilimlerden aynı şekilde. Zaten onlar o kaliteli eğitimden geçerek bir yere gidiyorlar, tekrar ediyorum altını çizerek. Bir defa etüt merkezleri ile alakalı olarak ücretsiz bütün etüt merkezleri serbesttir. Okuma salonları zaten ücretsiz. Orada da bir yasaklama söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
"YAZIKTIR YA"
Dershanelerin kapatılması konusunda atılan twetleri eleştiren Başbakan Erdoğan, "Mesela şunlar twetler de geçiyor. 'Oslo'nun sözü yerine getiriliyor.' Yazıktır ya. Oslo'da sen benim MİT Müsteşarımın yanında mıydın? Hangi söz verildi? Olmaz. Fırsat veriyorsun. Onsan sonra PKK ile yapılan anlaşmalar gereği bunlar yapılıyor. Bunu neye dayanarak söylüyorsun. Bunlar çok çirkin şeyler" dedi.
"MADEM İNANIYORUM DİYORSUN İNANDIĞINA GÖRE İNANDIĞININ GEREĞİNİ YAPACAKSIN"
Süreç içerisinde gazete manşetlerini de eleştiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi bugün bir gazete bir dershanenin yakılmasını 'bu mu rant temini?' gibi bir başlıkla vermiş. Tamam mı? Olaya buradan yaklaşmaya kalkarsak, ben o yazıyı yazan arkadaşa şunu söylerim: Güneydoğuda da İstanbul'un merkezinde de AK Parti'nin bugüne kadar birçok şubesi yakılmıştır. Birçok teşkilatımız molotof kokteylleri ile bombalanmıştır. Benim il başkanı, il başkan yardımcılarımın içinde öldürülenler var kaçırılanlar var. İstanbul'un göbeğinde bizim seçim karargah merkezlerimiz yakılmıştır ve yüzlerce. Biz bir şeyin mücadelesini veriyoruz. Biz bir şeyden geri çekilmiyoruz. Sen de o mücadeleyi vereceksin tabi. İnanmışsan dershane ise dershane ile vereceksin oralarda okul yapmaksa okul yapmak suretiyle bu mücadeleyi vereceksin. Madem inanıyorum diyorsun inandığına göre inandığının gereğini yapacaksın. Hep beraber yapacağız bunu, el ele vereceğiz omuz omuza vereceğiz. Bu mücadeleyi hep birlikte sürdüreceğiz. Yavrularımızı da bu millete düşman olanlara kaptırmayacağız. Bunu beraber yapacağız. Bu anlayışta bir zihniyet varken kalkıp da bunu farklı yerlere çekmek çok yanlış olur."
"OLABİLİR DE OLMAYA BİLİR DE"
Yaklaşan yerel seçimler ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, İstanbul'da Kadir Topbaş, Ankara'da Melih Gökçek, İzmir'de Binali Yıldırım gibi bazı isimlerin aday olacakları yönündeki bir soruya "Olabilir de olmayabilir de" cevabını verdi.
Belediye seçimlerinin genel seçimlerle aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Çünkü burada eğer isabet yüzdeniz yüksek olursa oy oranınız da yükselir. Ama isabet yüzdesi adaylarda düşük olursa, o zaman oylar da düşer. Çünkü vatandaş şu anda gelen bize kamuoyu araştırmalarına baktığımızda onu görüyoruz. Bakıyoruz ki parti olarak çok yükseğiz ama adaydan dolayı bazı yerlerde düşüğüz. Mesela yani orada isim vermemize gerek yok. Şimdi bizim de ona göre çalışmamız var. İstiyoruz ki mevcut oradaki belediye başkanından çok daha kalite, çok daha tanına bilinen ve sevilen bir isimle biz orada girelim ki oradaki bizim parti oyumuz, adayımızla beraber hiç olmazsa eşit noktaya gelsin. Çünkü adayınız eğer sizin oyunuza oy katamıyorsa orada yerel seçimde başarısız olursunuz. Yani bir katma değerinin olması lazım, onun için çalışmalarımız biraz hassas yürüyor, titiz yürüyor. Bunu başarmanın gayreti içindeyiz. Eğer bunu başarabilirsek inanıyorum ki o yüzdemiz yüksek olacaktır. Eğer bunu başarmada zayıf olursak o zaman tabi düşebilir" diye konuştu.
"SEN DE GİT YAP"
Bedelli askerlik konusundaki bir soruya ise Başbakan Erdoğan, "Bütün mesele bu ülkede bir askerliğini yapan var, bir de kaçan var. Şimdi bu adil bir yaklaşım mı? Değil. Şimdi Tayyip Erdoğan askerliğini yapıyor, bir başkası yapmıyor. Kardeşim sen de git yap" dedi.
"AK PARTİ'NİN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI BELLİDİR"
İstanbul'da yerel seçimlerdeki yarışın sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şu anda AK Parti'nin belediye başkanı adayı bellidir ama CHP'nin belediye başkan adayı kimdir onu bilmiyorum. Dolayısıyla bu anketlerin hepsi de tamamıyla hayalidir." - ANKARA
Son Dakika › Politika › Başbakan Erdoğan 'Gündem Özel'e Konuk Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?