Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un açıklamalarına ilişkin, "Vatandaşlarımızın Türkiye'nin Cumhurbaşkanını, yeni hükümet sistemi modeli içerisindeki hükümet başını seçebilecekleri bir referandumun, ne yönde oy kullanacaklarsa kullansınlar, orada yaşayan Türk vatandaşlarına açık olması demokrasinin bir gereğidir. Buna mani olmak ya da buna mani olmaya ilişkin söz söylemek demokrasiyi eksik, yanlış anlamaktır." dedi.
Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, "ABD'nin YPG'ye yapmış olduğu silah yardımları, sevkiyatları Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?" sorusu üzerine Kurtulmuş, bununla ilgili başından beri ABD'ye uyarılar yaptıklarını belirterek, ABD'nin PYD'ye, YPG'ye ve bölgedeki diğer unsurlara silah yardımı yapmasının sorunu çözecek bir mesele olmadığını dile getirdi.
Kurtulmuş, Kobani'nin DEAŞ tarafından kuşatıldığı günlerden itibaren yapılan tüm silah desteklerine ilişkin uyarılar yaptıklarını vurgulayarak, "Söylediğimiz bir şey var, buradaki örgütleri silahlandırırsanız, bu silahların bir kısmı şu örgütün eline, diğeri ötekilerin eline geçer. Nitekim öyle oldu. DEAŞ çok sayıda verilen bu silahlardan aldı, bunlardan istifade etti. Aynı şekilde YPG, PYD de istifade etti. Bizim görüşümüz çok açık, buralarda makul, mutedil, meşru muhalefet örgütleriyle işbirliği yapılarak bu şehirlerin kurtarılması lazım." diye konuştu.
Rakka'nın tamamına yakının Arap olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, bu şehrin kurtarılmasında, Arap olmayan unsurların kullanılmasının bölge barışına hizmet etmeyeceğini anlattı.
Kurtulmuş, bir gazetecinin, "IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin bir süre önce bağımsızlık için referanduma gideceklerini açıklamıştı. Türkiye temaslarında bu konu gündeme geldi mi? Türkiye'nin bu konudaki tutumu nedir?" sorusu üzerine, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin sınırlarının, Irak Anayasası tarafından belirlenen bir bölge olduğunu söyledi.
"Anlaşmazlıkların giderilmesi için Türkiye gayret gösteriyor"
Türkiye olarak, hem Irak merkezi hükümetiyle hem de IKBY ile ilişkileri sürdürdüklerinin altını çizen Kurtulmuş, birçok alanda, merkezi hükümetle bölgesel yönetim arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için de Türkiye'nin gayret gösterdiğine işaret etti.
Kurtulmuş, bölgedeki bütün halkların alabildiğince özgürlüklerden istifade etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bölgesel olarak, daha çok entegre olacak, daha çok ortak noktalarda hareket edebilecek zeminler bulsunlar. Bizim Irak'daki görüşümüz de budur. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, yarı özerk bir hükümet olarak zaten faaliyetlerini sürdürüyor. Merkezi hükümetlere aralarının düzelmesi ve bu çerçevede sorunların giderilmesi için gayret edilmesi gerektiğini önceliyoruz." ifadesini kullandı.
"Rojava peşmergelerinin Suriye'ye konuşlandırılması yönünde herhangi bir görüşme oldu mu?" sorusuna Kurtulmuş, kuzey Suriye ve kuzey Irak'ta devam eden son derece ciddi bir bölünme ve siyasi türbülans olduğuna işaret etti.
Kurtulmuş, Türkiye ile IKBY arasında geçmiş dönemlerde yapılmış işbirlikleri olduğunu ifade ederek, "Biz peşmergeyle hem Sincar konusunda hem Musul operasyonları konusunda ciddi bir işbirliğini geçmişte geliştirdik. Bu anlamda da her iki tarafın da bölgedeki bu yüksek ateşin giderilmesi ve bölgede bir barış sürecinin oluşması için iyi niyetli çabaları ve düşünceleri vardır." dedi.
"Onları ilgilendiren bir durum değildir"
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın halk oylaması kapsamında Avusturya'ya yapacağı ziyarete ilişkin yaptığı açıklamalarına yönelik soru üzerine Kurtulmuş, yapılacak siyasi faaliyetlerin Avusturya'nın seçimleriyle ilgili bir faaliyet olmadığına dikkati çekti.
Kurtulmuş, Avrupa'da, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yaşadığı tüm şehirlerde, Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçim çevreleri oluşturduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Biz nasıl ki Türkiye'deki seçim çevrelerinde referandumla ilgili seçim faaliyetleri, kampanya faaliyetleri yürüteceksek Avrupa ülkelerinde de oradaki seçim çevrelerinde de faaliyetlerimizi yürüteceğiz. Bunun Avusturyalıları hiçbir şekilde rahatsız etmemeleri lazım. Onları ilgilendiren bir durum değildir. Türkiye'deki referandumda 'Evet' mi diyeceksiniz 'Hayır' mı diyeceksiniz bunun kampanyası yapılacak. 'Evet' diyenler de kampanya yapacak, 'Hayır' diyen de kampanya yapacak. Vatandaşlarımızın Türkiye'nin Cumhurbaşkanını, yeni hükümet sistemi modeli içerisindeki hükümet başını seçebilecekleri bir referandumun, ne yönde oy kullanacaklarsa kullansınlar, orada yaşayan Türk vatandaşlarına açık olması demokrasinin bir gereğidir. Buna mani olmak ya da buna mani olmaya ilişkin söz söylemek demokrasiyi eksik, yanlış anlamaktır."
- Hac fiyatları
Kurtulmuş, hac ve umre bedellerinin Türk lirasıyla ödendiği hatırlatılarak, bu bedel belirlenirken yüksek kur üzerinden hesaplandığı ve vatandaşın bundan kar mı zarar mı ettiğinin sorulması üzerine, bu konu üzerine çok çalıştıklarını belirtti.
Geçen yıl doların 2,90 lira olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, doların yükselmeye başladığı andan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığının bunu 3,50 lira üzerinden sabitlediğini söyledi.
Kurtulmuş, "Geçen seneki kurlar üzerinden dahi hesap edilse, aşağı yukarı o fiyata Türk parası olarak denk gelen, hatta ondan daha ucuz olan standart hac tarifesi için bir uygulama yaptık. Kestirmeden söylememiz gerekirse, eğer kur üzerinden hesaplar yapmış olsak 3 bin 500 lira civarında geçen seneye göre ucuzlatmış olduk." diye konuştu.
Türkiye'de çok sayıda kişinin hac ibadeti için sıra beklediğini de ifade eden Kurtulmuş, kotalar dolayısıyla 80 bin kişinin bu ibadetini yerine getirebileceğini kaydetti. Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Keşke daha fazla ucuzlatabilsek, vatandaşlarımız daha ucuz bir şekilde bunu yapabilseler. Ama elde olmayan maliyet kalemleri, örneğin Suudi Arabistan'daki kira gelirlerinin yüksekliği ve uçak biletlerinin çok yüksek olması dolayısıyla bu kadar. Yapılabilecek maksimum indirim bu kadardır ve geçen seneye göre 3 bin 500 lira kur üzerinden hesaplandığında bir ucuzluk getirilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Daha fazla çalışacağız. Önümüzdeki yıllarda ümit ederiz ki bu fiyatları daha da aşağı çekme imkanımız olur, kontenjanı daha fazla arttırma imkanımız olur."
Kurtulmuş, 21 Mart'ta Ankara'da Hazreti Ali'nin doğum gününün kutlanacağını söylediği hatırlatılarak, yeniden bir Alevi açılımı mı olacağı ve programın ayrıntısının sorulması üzerine, Hazreti Ali'nin doğum gününün tam bilinemediğini ve 21 Mart'ın itibari olduğunu anımsattı.
"Neredeyse 1980 darbesinden sonra bu törenler yapılamamış." diyen Kurtulmuş, bu yıl Alevi-Bektaşi sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde Kültür ve Turizm Bakanlığının verdiği destekle bu törenlerin, anmanın yapılacağını kaydetti.
Kurtulmuş, "Böylece uzun yıllar sonra Türkiye'de devletle Alevi yurttaşlarımız, Alevi-Bektaşi geleneğinden dostlarımız, kardeşlerimiz bir araya gelerek böyle bir anma gününde bir arada olma fırsatı olacak. Bu nihayetinde resmi bir tören değildir. Kültür Bakanlığımızın desteklediği, başka kurumlarımızın desteklediği bir törendir. Ama bu toplantının sahibi Alevi-Bektaşi geleneğini temsil eden sivil toplum kuruluşlarımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Kardak kayalıkları
Yunanistan Savunma Bakanı'nın "Kardak'a gelsinler, nasıl gideceklerini görelim. Yunan Silahlı Kuvvetleri her ihtimale karşılıklı hazırlıklıdır." şeklindeki açıklaması hatırlatılarak, bunun Bakanlar Kurulu'nda görüşülüp görüşülmediği sorulan Kurtulmuş, Ege'de gerilimi arttıracak sözler söyleyen çok sayıda siyasetçi olduğunu söyledi.
"Yunan Savunma Bakanı'nın da sadece kendi görüşünü ifade ettiğini düşünmek isterim." diyen Kurtulmuş, bu ülkede koalisyon hükümeti bulunduğunu ve bunun hükümetin resmi görüşü olmadığını ümit ettiğini bildirdi.
Kurtulmuş, bu söylemin Türk-Yunan ilişkilerine, Ege'de barışın sağlanmasına hizmet edecek bir açıklama olmadığını belirterek, "Türkiye, Ege'deki haklarını bilmektedir. Ege'de hiçbir oldu-bittiye şimdiye kadar müsaade etmediği gibi bundan sonra da müsaade etmeyecektir. Kardak kayalıklarının Türkiye için sembolik bir değeri, anlamı vardır. Kardak kayalıklarındaki bu sembolik anlama bağlı olarak Türkiye her türlü hakkını, hukukunu Ege Denizi'nde koruyabilecek güce de kudrete de imkana da stratejiye de sahiptir." diye konuştu.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?