Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT'nin ''ayıplı ve cüzzamlı'' bir kuruluş olmadığını belirterek, ''Eğer elinize taş alıp da camları kırmaya başlarsanız kendi camınızın kırılma ihtimali olabilir'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, RTÜK, Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bütçeleri üzerinde milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Arınç, bazı dizilere yönelik eleştirilere katıldığını söyledi.
Arınç, RTÜK'ün bu konularda resen ya da şikayet üzerine inceleme yaptığını ve müeyyide uyguladığını belirterek, adını anmadan ' 'Kurtlar Vadisi'' dizisi ile ilgili eleştirilere değindi.
Mevcut yasaya göre önce uyarı, sonra durdurma ve diğer müeyyidelerin uygulandığını, hazırlanan RTÜK Kanun Tasarısı'nda temanın vahametine göre en ağırdan başlamak üzere bir müeyyide sistemi getirdiklerini anlatan Arınç, ''O dizi ile ilgili üç kez para cezası verilmiştir. Ayrıca pek çok defa da uyarı ve program durdurma cezası verilmiştir.(Halen devam ediyor) derseniz, esasen bizim şikayetimiz de budur. Çünkü, mevcut RTÜK Kanunu'na göre vereceğiniz her ceza maalesef uygulanamamaktadır. En küçük müeyyideden başlamak zorundasınız ve hepsinde de yargı yolu var. Kesinleşmeden bunu infaz etmek de mümkün olmuyor'' diye konuştu.
RTÜK'ün sınırlı sayıda televizyon izlediği, hiç radyo takip etmediği yolundaki değerlendirmelerin doğru olmadığını kaydeden Arınç, 110 televizyonun sürekli izlendiğini, radyoların da dinlendiğini bildirdi.
Terör örgütü yanlısı yayınlar konusunda bir şey yapılmadığı değerlendirmesinin de doğru olmadığını kaydeden Arınç, RTÜK Yasası'nın konuyu düzenleyen maddesine aykırı yayın yapmaktan 2010 yılının ilk 10 ayında 10 müeyyide uygulandığını bildirdi. Arınç, ''Bununla ilgili şikayetler dikkate alınmaktadır'' dedi.
Yayınların şiddeti özendirici olmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, bununla ilgili 2002-2010 yılları arasında 206 müeyyide uygulandığını anlattı.
-''ÖZİLHAN VE ÜLGEN TRT ÇALIŞANI''-
TRT ile ilgili eleştiri ve iddiaları da yanıtlayan Arınç, TRT'nin ''vur abalıya'' kabilinden eleştiri konusu yapıldığını ifade etti.
Bu eleştirilerin bir kısmının doğru olabileceğini kaydeden Arınç, dile getirenlerin dile getirdikleri konularda haklı olmadıklarını söyledi.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin göreve geldiğinde personel sayısının 7 bin 500 olduğunu, üç yılda dokuz yeni televizyon kanalı, üç dergi çıkarılmasına rağmen çalışan sayısının bugün 7 bin 365 kişi olduğunu belirten Arınç, ''Yani göreve geldiği günden daha az elemanla TRT, hizmetlerini yürütmektedir'' dedi.
''Yandaş basından 35 kişi alındığı'' iddialarına da değinen Arınç, ''Bu haksızlıktır. Biz, şu basın, şu radyo, şu televizyon diye ayırt etmiyoruz. İşini iyi yapan, yayıncılıkta başarılı olan, arkasında herhangi bir şaibesi olmayan gazetecilerle çalışmak bizim görevimizdir. Şu anda basının her tarafından arkadaşlarımız çalışmaktadır'' diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Tayyip Radyo Televizyonu'' benzetmesini de eleştirerek, şöyle devam etti:
''Siz zannediyorsunuz ki TRT'ye alınan her kişi ya da çalışan AK Parti iktidarına yandaştır, onların görevini yerine getiriyor ve onlarla birlikte hareket ediyor. Bu çok bütüncül bir kötülemedir. TRT, buna müstahak değil. Bu, çok yanlıştır. O kadar yanlıştır ki mesela siz TRT kadrosunda olup da bazı bakanların yanında çalışan TRT çalışanlarını söylüyorsunuz ama unuttuğunuz bir gerçek var. Sayın Deniz Baykal'ın da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da en yakınında en azından 4-5 yıldır çalışan iki görevli var. Biri Baki Özilhan, birisi de Baha Ülgen'dir. İkisi de TRT mensubudur, TRT'den maaş almaktadır, TRT'den geçici görevli olarak CHP'de görevlendirilmiştir.
Bu ikisi de değerli insanlardır. Meclis Başkanlığım döneminde Baki Özilhan'ın ne kadar dürüst, çalışkan bir gazeteci olduğunu bilen bir insanım. Sanki bütün TRT çalışanları AK Parti'nin emrinde ve hizmetinde... Hayır. Büyük bir kurumuz biz. Bizden istenen elamanları her partiye tahsis etme noktasında bugüne kadar devam ettik. Sayın Baki Özilhan ve Baha Ülgen için TRT mensubu olması bir eksiklik değil. Ama başkaları için bulduğunuz eksiklikleri bu arkadaşlar için görmüyorsanız, sadece onu hatırlatmak istiyorum.''
-''TRT, SİZİN OYUNCAĞINIZ DEĞİL''-
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü'nün kızının daha bir ay öncesine kadar TRT Türk'ün Tahran muhabirliğini yaptığını belirten Arınç, şöyle konuştu:
''Bunda gocunacak bir şey yok. Şimdi de başka bir kuruluşta çalışıyor. TRT cüzzamlı bir kuruluş değil, ayıplı bir kuruluş değil. TRT'de çalışmak bir onur ve şeref. Şu anda TRT'nin temizlik ihalesini alan kuruluşun çok değerli arkadaşlarımızla başka bir ilişkisi var. Ama sözü uzatmayacağım. Eğer elinize taş alıp da camları kırmaya başlarsanız kendi camınızın kırılma ihtimali olabilir. Lütfen bu konulara dikkat edin. TRT, sizin oyuncağınız değil. TRT'de de başka kurumlarda da kimlerin hangi siyasi partilere mensup olduğunu, kimlere çalıştığını az çok biliyoruz. Her şeyin açıklanacağı bir zeminde değiliz.
TRT daha düne kadar, yani 2007 yılına kadar hakkında kitaplar yazılan, (çiftlik) diye nitelendirilen, sivil ve askeri bürokrasiden, yüksek yargıdan, siyasetten çok önemli insanların kızlarının, baldızlarının, kardeşlerinin, amcalarının iş bulduğu bir çiftlikti. Bugün böyle değil. TRT'yi korumak zorundayız.''
Anayasa Mahkemesi Başkanının, oğlunun düğününe gelen TRT sanatçılarının akitli olduğunu ve ücret ödediğini açıkladığını kaydeden Arınç, ''Bunu her seferinde sakız çiğner gibi dile getirmek doğru değil'' diye konuştu.
-''BU, ÖCALAN'I METHETMEKTİR''-
MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan'ın ''kendilerini terör örgütü ile anlaşmak, başlarındaki adamı başbakan yapmakla itham ettiğini'' ifade eden Arınç, konuşmayı ''çok çirkin'' bulduğunu kaydetti:
Arınç, şunları söyledi:
''Bu, nereden bakarsanız bakın kabul edilebilecek bir konuşma değildir. Bu külliyen yalandır. Böyle bir iddia ve iftira 'belki' sözüyle geçiştirilemez. (Bu Öcalan denen kişiyi siz getirip Meclise sokar, başbakan da yaparsınız...) Bu, Öcalan'ı methetmektir, Öcalan'ın propagandasını yapmaktır. Bunu söylüyorsunuz da Bengi Yıldız'ın (Sayın Öcalan) demesine niye karşı çıkıyorsunuz? O, belki sayın kelimesiyle saygısını ifade ediyor. Siz onu başbakanlık noktasına kadar bile getirmeye çalışıyorsunuz. Bu fevkalade yanlış bir şey.''
Arınç, örtülü ödenekten 2010 yılında şu ana kadar 383 milyon 170 bin TL harcandığını da bildirdi.
Yerinden söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, kendilerinin, Kürtçe'nin kayıtlara 'bilinmeyen dil'' olarak geçmesine tepki gösterdiklerini söyledi. Sakık, bu sorunun giderilmesi için Anayasa'nın kökten değişmesini istediklerini ifade etti. Sakık, konuşmasının sonunda, Bakan Arınç'a hitaben Kürtçe konuştu.
Son Dakika › Politika › Arınç: TRT Cüzzamlı Kuruluş Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?