Anayasa Hukukçuları Derneğinin Faaliyetleri ile Kitap Tanıtımı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Bugün yaşadığımız tartışmaların birçoğu anayasadan kaynaklanıyordur. Şunu görmemiz lazım, bu anayasa sorun çıkarmaya devam ediyor ve etmeye de devam edecek" dedi.

Anayasa Hukukçuları Derneği'nin, faaliyetleri ile kitap tanıtımı Rixos Otel'de yapıldı. Anayasa Hukukçuları Derneği faaliyetlerini ve yeni anayasa sürecine dair yapacağı çalışmaları anlattı. Toplantıya TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Çiçek, "Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu herkes söylüyor, bu zaten ortada. Türkiye'de her 16 ay da bir anayasanın bazı maddelerini, hükümlerini değiştirmek ihtiyacı hasıl olmuştur. 24. dönem parlamentosunda bir anayasa gayreti, çabası, heyecanı hep beraber yaşadık. Sayın Başkan bundan sonra ki ilk toplantıda yeni anayasa yapımı ile ilgili hemen hemen bir usul tartışması açmanızda fayda var. Yeni anayasa nasıl yapılacak. Bir şey konuşmak ile yapmak çok fark ediyor. Uzlaşmayı biz, görüş birliği olarak anladık" diye konuştu.

"YENİ BİR ANAYASA ELBETTE ÇOK ŞEYDİR AMA HER ŞEY DEĞİLDİR"

Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yeni bir anayasa çalışmalarına başlandığında TBMM ve siyaset kurumu sıfırdan başlamayacak. Nelerin olamayacağını görerek başlayacak. Görüş birliği meselesi bundan sonra herkes bir araya gelinsin deniyorsa, yüzde yüz mutabakat şeklinde anlaşılıyorsa, bu mümkün değil biz o zaman 82 anayasasına suçlamaya devam ederiz. Onunla yönetilmeye de devam ederiz. Gerçeği görmemiz lazım. Türkiye'nin birçok sorunu var, partileri aşan sorunu var. Bunlardan bir tanesi de anayasa sorunudur. Bugün yaşadığımız tartışmaların birçoğu anayasadan kaynaklanıyordur. Şunu görmemiz lazım, bu anayasa sorun çıkarmaya devam ediyor ve etmeye de devam edecek. Biz sonuçları tartışa duralım, anayasa da yanlış kurallar var biz doğru sonuçlarına gidiyoruz. Bu mümkün olmaz, yanlış kurallar orada durduğu sürece sonuçlarda ister istemez tartışılır hale gelecek. Biz sorunları konuştuk, kuraları konuşmadık, ilkeleri konuşmadık. Siyasi hayatımın sonunda en son sıkıntı çektiğim şu; tutuklu milletvekilleri konusu, bir çuval laf edildi her Salı günü Türkiye'nin huzurunu kaçıracak derecede bu konuları tartıştık. Önemli bir konuydu, ne değişti? Çok şükür tutuklu milletvekilleri çıktı ama o kurallar orada duruyor. 7 Haziran seçimleri geliyor, siyaset kurumu neyi değiştirdi? Aynı tartışmaları önümüzdeki dönem yaşabiliriz. Bazen o anayasa yanlış kurallar manzumesidir önemli bir kısım itibari ile yürürlükte kaldığı sürece biz kuralı değil, önümüze çıkan bir kısım konuları tartışmaya devam edeceğiz. Yeni bir anayasa elbette çok şeydir ama her şey değildir, bunu görmemiz lazım."

"YENİ ANAYASA DA MUTLAKA YARGI BAĞIMSIZLIĞI ESASINA GÖRE DÜZENLENMELİDİR"

Yargıtay Başkanı Alkan ise, hukuk devletinin bir anayasanın meşrutiyetinin temeli olduğunu belirterek, "Bir devletin hukuk devleti olabilmesi için de doğal olarak yargı bağımsızlığının sağlanması gerekir. İdarenin işlem ve eylemlerinin denetiminin bağımsız bir organ yapılması esasına dayanan yargı bağımsızlığının, hem şekil olarak hem de öz olarak sağlanması gerekir. Hakim ve savcılar kararlarını hiçbir baskı altında kalmadan tam bir vicdanı rahatlıkla vermelidir. Bunu sağlamak ise hakim ve savcıya değil, devletin görevidir. Bir yıl içerisinde iki, üç defa görev yeri değiştirilen bir hakimin kendisini güvende hissetmesi mümkün değildir. Siyasetin etkisinde gibi algılanan yargının da birey için bir güvence olması mümkün değildir. Yargıtay kanunda yapılan son yasal değişiklikler sonrasında yapılan ve süre gelen uygulamalar Yargıtay'ın kurumsal bağımsızlığını ortadan kaldırıcı nitelikte olup, yüksek mahkemenin faaliyetleri idari bir kurum faaliyetlerine bağlı hale getirilmiştir. Yeni anayasa da mutlaka yargı bağımsızlığı esasına göre düzenlenmelidir" dedi.

"KURTULMANIN TEK YOLU BU RUHU ÖLDÜRMEKTİR"

1982 Anayasasının en çok eleştirilen anayasa olduğuna dikkat çeken Bakan Bozdağ, anayasanın ne kadar değiştirilse değiştirilsin darbe anayasası ruhunun ortadan kalkmayacağını belirtti. Bozdağ, "Türkiye'nin bu anayasayı bir tarafa koyup, artık yeni anayasadan bahsetmesi lazım. Değişmek, değiştirmek, düzeltmek değil, yeni anayasanın üzerinde hepimizin durmasında fayda var. Aksi takdir de biz 12 Eylül'ün darbe ruhu bizi her tarafta takip edecek. Kurtulmanın tek yolu bu ruhu öldürmektir. Bunun yolu da yeni anayasa yapmaktır. Bizim anayasa tarihimiz içerisinde olan şartlar altında Türkiye'nin yeni bir anayasa yapma imkanı hiç olmamış" dedi.

'Türkiye'nin geldiği demokratik seviyeye ne kadar sevinsek azdır' diyen Bozdağ, "Alacağımız daha çok mesafe var. Ama bu, şu gerçeği ortadan kaldırmıyor Türkiye bu kadar demokratik gelişmesine rağmen hala darbecilerin ruhunu taşıyan, darbe ürünü bir anayasayla yönetilen bir ülkedir. Maalesef biz olağan şartlar altında yeni anayasa yapma başarısını gösteremedik. Artık bizim bu ayıp gerçeği yok edip, onun yerine bu millet bu devlet olağan şartlarda özgür iradesi ile herkesin ve her kesimin katkı yaptığı yeni anayasayı yapabilir. Bu başarıyı gösterebilir diye bilmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"1982 anayasası korkak bir anayasadır. İstiklal Marşımız 'Korkma' diye başlıyor ya, bizim anayasanın her satırı korku ile başlıyor. Korkuyor, yasamadan korkuyor, yürütmeden korkuyor, yargıdan korkuyor, devletin kurumlarından, kuruluşlarından korkuyor bu anayasa dahası da milletinden korkuyor bu anayasa. Milletinden korkan bir anayasa, milletin sözleşmesi olma vasfını taşıyabilir mi? taşıyamaz. Onun için her satırında noktasında bu güveni hisseden ve hissettiren anayasaya ihtiyacı var Türkiye'nin." - ANKARA