AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, " Suriye'deki kardeşlerimiz ramazan ayında dahi devam eden toplu katliamlara maruz kaldılar. Kan ve göz yaşıyla yoğrulmuş bir bayrama adım attılar. Suriye'de ramazanın kutsiyetini dahi ayakları altında çiğneyen bir zihniyet, oruçlu insanları, evinde iftarı, sahuru bekleyen insanları, masum çocukları, masum kadınları katletmeyi ramazan boyu sürdürdü" dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ndeki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, katılımcılardan, bu bayram gününde, dünyanın her yerindeki mazlumları, mağdurları, yoksulları özellikle hatırlamalarını, dualarında onları özellikle yad etmelerini rica etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef, dünyanın farklı yerlerinde, farklı ülkelerinde, ramazanı buruk karşılayan, ramazanı büyük acılarla yaşayan, bayrama da aynı buruklukla giren kardeşlerimiz, dostlarımız var. Bizler, tarihimiz gereği, ecdadımızın ve medeniyetimizin bizlere mirası gereği, dünyanın tüm mazlumlarının, tüm yoksullarının acı ve kederini yüreklerimizde hisseden bir milletiz. Aynı şekilde, bayram coşkumuzu, bayram sevincimizi o insanlara, kardeşlerimize, dostlarımıza hissettirmek, bayramda onları özellikle hatırlamak, bizim boynumuzun borcudur. Bunu hatırlamadan yapamayız. Hatırlatmak bizim ayrıca asli bir görevimiz. Somali'deki kardeşlerimiz ne yazık ki bayrama yine yokluk ve yoksulluk içinde girdiler. Myanmar'daki kardeşlerimiz, bu bayramı da buruk karşıladılar. Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de, özellikle Gazze'de kardeşlerimiz bayrama boyunları bükük, mahzun girdiler. Suriye'deki kardeşlerimiz... Düşünebiliyor musunuz, yüz bini aşkın ölüm var. Suriye'deki kardeşlerimiz ramazan ayında dahi devam eden toplu katliamlara maruz kaldılar. Kan ve göz yaşıyla yoğrulmuş bir bayrama adım attılar. Suriye'de ramazanın kutsiyetini dahi ayakları altında çiğneyen bir zihniyet, oruçlu insanları, evinde iftarı, sahuru bekleyen insanları, masum çocukları, masum kadınları katletmeyi ramazan boyu sürdürdü."
Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in, muharrem orucunu tutarken, oruçlu olarak katledildiğini anımsatan Erdoğan, Suriye'de aynı şekilde binlerce insanın, ramazan orucunu tutarken, ramazanın huzurunu hissetmeye çalışırken alçakça katledildiğini vurguladı.
Erdoğan, buradan, Suriyelilerin Ramazan Bayramı'nı özellikle tebrik ettiğini belirterek, bayramın, Suriye'de kalıcı barış, huzur, aydınlık bir geleceğe vesile olmasını Allah'tan niyaz ettiğini söyledi.
"Daimi üyelerin, Çin hariç hepsiyle görüştüm"
Son 3-4 gün içerisinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Çin haricindeki daimi üyeleriyle görüştüğünü aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Amerika, Rusya, Fransa, İngiltere ve 5+1 noktasında Almanya... Hepsinin devlet başkanlarıyla, başbakanlarıyla görüştüm. Hepsiyle bu konuları paylaştım. İyi güzel de maalesef hala söylenen şey hep işte, 'Uzmanlarımız görüşsünler', 'Dışişleri bakanlarımız görüşsünler', 'Söyledikleriniz doğru, haklısınız ama...' Hep bu, ama....
70 yıl değerli kardeşlerim, Mısır otokratik rejimle idare edildi. Tek parti... Bir yıl önce Sayın Mursi yüzde 52 ile geldi, anayasa yüzde 65 oyla kabul edildi. Yüzde 65 oyla kabul edilen anayasayı askıya aldılar, yüzde 52 ile gelen Mursi'yi indirdiler. Peki kimdi Mursi'yi indiren? Hani diyorlar ya, 'Mursi herkesi kucaklamadı' diye. Daha neyini kucaklayacak Mursi? Mübarek döneminden kalan kabine ile yönetti ülkeyi Mursi. Üçte biri kendi atadıklarıydı, üçte ikisi ise o dönemden kalan bakanlardı. Onun yanında Milli Savunma Bakanı, şimdi ona darbeyi yapan generaldi. Onu geçin, şu anda Cumhurbaşkanlığı yapan kişiyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na getiren yine Mursi... Düşünebiliyor musunuz, daha ne yapacaktı? 'Her kesimi kucaklamadı' diyorlar. Yüzde 52 ile geldi. Acaba dünyada yüzde 52 ile gelenler bu şekilde bir yönetim anlayışını ortaya koyuyorlar mı? Nerede var bu yönetim anlayışı? Dünyanın hiçbir yerinde yok. Herkes kendi grubunu kurar ve ülkeyi yönetir. Vaka da budur."
Erdoğan, başta Türkiye'de olmak üzere farklı ülkelere sığınmış, sabır ve tahammül içinde ülkelerinin özgürlüğü için dua eden tüm Suriyeli mültecilerin de bayramlarını tebrik ettiğini, onlara da Allah'tan tahammül gücü niyaz ettiğini söyledi.
Mısır'da demokrasi yanlılarının bayrama buruk girdiğini ama hala meydanlarda olduklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir gün Tahrir'e çıktılar. Ordu darbesini yaparken Tahrir'e çıkanları gerekçe olarak gösterdi. Peki o günden bu güne tüm ramazan boyu Adeviyye'de, Mansuriye'de, İskenderiye'de, Mısır'ın birçok yerlerinde şu anda milyonlarca insan hala gösteri yapıyor, direnişte ama şiddet yok, dikkat edin. Buna rağmen peki niçin bunu göz ardı ediyorsunuz? Seçilmiş cumhurbaşkanı şu anda tutuklu. Siyasi tutuklular, hepsi içeride. Bu reva mı? Bütün bunlara rağmen orada hala Mursi'ye gönül verenler, şiddete asla prim vermediler. Provokasyonlara gelmediler. Haklı davalarını gölgeleyecek hiçbir tavır sergilemediler. Üzerlerine namaz kılarken kurşun yağdırdılar. Mübarek ramazan gününde aynı anda orada 53 kişi şehit oldu, onlar yine 'sabır' dediler. Onlar yine kardeşlikten, dayanışmadan ve haklı mücadeleden asla geri adım atmadılar."
"Birileri bana, 'Erdoğan niye böyle yapıyor?' diye haber gönderiyor"
Birilerinin kendisine, "Erdoğan niye böyle yapıyor?", "Niye bu tür açıklamalar yapıyor?", "Niye askeri darbe diyor?" diye haber gönderdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, "Uluslararası siyasi literatürde bunun adı bal gibi de darbedir. Bunu kimse başka yere çekmesin" dedi.
Mısır'da demokrasi yanlılarının, haklı olmanın verdiği güçle hakkı savunduğunu, dünya tarihine yazılacak bir hak mücadelesine imzalarını attığını dile getiren Erdoğan, "Ben onları şahsen ve milletim adına kutluyorum" diye konuştu.
Erdoğan, Mısır halkının asla yalnız olmadığını ifade ederek, şöyle dedi:
"Birileri Mısır'daki haksızlığı görmeyebilir. Birileri Mısır'da yaşanan zulmü, Mısır'daki katliamları görmezden gelebilir. Birileri, Mısır'daki darbeye 'darbe' demekten bile imtina edebilir. Biz, Mısır'daki kardeşlerimizi görüyor, onların acısını yüreğimizde hissediyor, onların haklı mücadelesini gönülden destekliyoruz."
"Adamına göre muamele..."
Başbakan Erdoğan, Nobel Barış Ödülü ile ilgili enteresan bir örnek vermek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hani Nobel Barış Ödülü falan derler ya... Bakın (Muhammed el) Baradey, Nobel Barış Ödülü almış bir zattır ama bunun yanında aynı şekilde Yemen'den Bayan (Tevekkül) Kerman da Nobel Barış Ödülü almış bir gazetecidir. Çok ilginç bir örnektir bu. Şimdi barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı'dır. Şimdi ben Nobel'e sesleniyorum. Ey Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, bu barış ödüllerini dağıttığın kişiler, askeri darbe yapanların yanında yer alıyor. Yine sesleniyorum, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, işte Kerman, Mısır'a girmek istedi, bak Mısır'a sokmadılar. Kapıdan geri çevirdiler. Hani? İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel Barış Ödülü almış, o da almış. Peki şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir? Hiçbir tavırları yok. Niye? Adamına göre muamele, adamına göre..."
- İstanbul
Son Dakika › Politika › AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Bayramlaşma Töreni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?