AK Parti Dış İlişkiler Bölge Toplantısı

AK Parti Genel Merkez Dış İlişkiler Başkanlığı, "AK Parti Dış İlişkiler Bölgesel Toplantıları" çerçevesinde 7. toplantısını Batman, Hakkari, Bitlis, Muş, Şırnak ve Van illerinin katılımıyla Siirt'te gerçekleştiriyor.

Siirt Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıya AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, Avrupa Konseyi Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Dış İlişkiler Koordinatör Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Canan Kalsın, Siirt Milletvekilleri Afif Demirkıran, Yılmaz Helvacıoğlu, Bitlis Milletvekili Cemal Taşar, Vahid Kiler, Hakkari Milletvekili Abdülmüttalip Öztürk, bölge il başkanları, belediye başkanları ve çok sayıda parti üyesi katıldı. Toplantıda Türkiye, AB, ABD, Orta Doğu, Kıbrıs, Türk Dünyası gibi geniş kapsamlı dış politika konuları ele alındı. AK Parti Dış İlişkiler Bölgesel Toplantıları Koordinatör Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, yaptığı konuşmada, ülkede yabancılara yapılan gayrimenkul satışı üzerinde durdu. Çavuşoğlu, "Yabancılara gayrimenkul satışında mütekabiliyet arıyoruz. O ülkelerin mevzuatına göre hareket ediyoruz. 'İsrailliler Türkiye'de arazi satın alıyor' söylentisi doğru değildir. 70 İsrailli vatandaşın Türkiye'de 100 taşınmaz malı var. GAP bölgesinde İsraillerin arazileri yoktur. 2003 yılında, Avrupa'da yaşayan Türklerin cami ve mescitler hariç ticari ve konut olarak 190 bin adet taşınmazı vardı. Bu rakam 2007 yılında 200 bini geçmiştir" dedi. Kıbrıs'ta kalıcı bir barış istediklerini belirten Çavuşoğlu, "Kıbrıs'ta kalıcı bir barış istedik, içimize sinmese de Annan planını kabul ettik. Rumlar kabul etmedi, Kıbrıs'ta tek bir askerimizi çekmeden dengeleri değiştirdik. Daha önce tırnak içinde söylüyorum, 'işgalci' diye biliniyorduk. Şimdi bu durum değişti" şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, Kıbrıs'ın tanınması ve ekonomik kalkınması için de çalışma yaptıklarını belirtti.

Toplantıda son konuşmayı AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış yaptı. Bağış, daha önceki iktidarları, Türkiye'yi dünyada komşularıyla en kötü ilişkiler içerisinde olan bir ülke haline getirdiklerini savunarak, "Çok şükür, bu durum değişti. Komşularımızla iyi ilişkiler kuruyoruz. Daha önce bu bölgenin insanları sınırlarımızın dışından medet beklerken, AK Parti iktidarıyla yüzünü Ankara'ya çevirdi" dedi. İç politika ile dış politikanın birbirinden ayrı olamdığını söyleyen Bağış, "İşte, İzmir Expo örneğini verebiliriz. İç politikadaki durum bu sonucu doğurdu. Bu ülke her şaha kalktığında, her yükselme trendini yakalandığında birileri çomak sokuyor. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz, bu topraklarda asırlarca kardeşçe yaşadığımız kardeşlerimizden Ermenilere soykırım uyguladığımız iddia ediliyor. Osmanlı döneminde Ermenilerin bir bölgeden bir başka bölgeye aktarılması için karar alınmış, ancak İstanbul'daki, Çanakale'deki Ermenilere dokunulmamış. Bu neden yapılmış? O zamanki işgallerden dolayı can güvenlikleri için yapmış. Biz gelin bunu tarihçilere bırakalım, gelin tarihimizle yüzleşelim. 1 milyon Osmanlı belgesi incelendi, hiçbir şeye rastlanmadı. Buna güveniyoruz ve sayın başbakanımızın ve her zaman belirttiği gibi 'Yaradanı severiz, yaradandan ötürü' anlayışını öngören kültürümüze güveniyoruz. Bu şartlar soykırımın olmadığını gösteriyor" diye konuştu.

Bağış, İsrail'in 2 askeri kaçırıldığında ilk Türkiye'ye başvurduğunu, Lübnan'ın İsrail tarafından işgal edildiğinde yine Türkiye'den yardım istendiğini söyledi. Bağış, AB konusu ile ilgili şöyle konuştu:

"AB, Türkiye'nin diyetisyenidir. Kopenhag ve Master kriterleri de reçetesidir. Bu müzakereler bitirilecek, bu güne kadar bitirilmeyen ülke yok. Bazı ülkeler müzakerelerin bitiminde üye olurken, bazıları daha sonra üye oldu. Norveç ve İzlanda o kriterleri ulaştıkları halde üye olmadılar. Karar için o günü beklemek gerekiyor. Türkiye'yi AB kriterlerine getirelim, o zaman karar veririz. Türk insanını hak ettiği refah düzenine getireceğiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Enerjide kendi markamızı oluşturacağız. Bu konu kahve konusuna benziyor. Türkiye'de kahve yetişmiyor, ama bu gün dünyanın neresine giderseniz gidin Türk kahvesi isteyebilirsiniz. Enerji konusunda da aynı olacaktır." Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

(ZKG-ME-OK-Y)