Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yardım programını Afganistan'da yürütmekte olan ülkemizin söz konusu harekata katkıda bulunmasının, Afganistan ile olan ikili ilişkilerimizin ve bölgede izlemekte olduğumuz dış politikamızın doğal bir uzantısını oluşturacağına inanmaktayız" dedi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, NATO'nun Afganistan'da icra edeceği Kararlı Destek Misyonu ve devamı kapsamında yurt dışına gönderilmesi, aynı amaçlara yönelik yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye üzerinden Afganistan'a intikaliyle geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2 yıl süre istenilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi üzerinde hükümet adına söz aldı.
Yılmaz, konuşmasına, yaşamını yitiren HDP Adana Milletvekili Murat Bozlak'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına başsağlığı ve sabır dileyerek başladı.
Yeni yılın, hem Türkiye'ye hem de bölgeye huzur, barış ve refah getirmesi temennisinde bulunan Yılmaz, Türkiye'nin üç kıtanın birleştiği bir bölgede Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yla çevrelenmiş olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin bu jeopolitik konumu nedeniyle asırlardır bu bölge kaynaklı dünyayı etkileyen olayların merkezinde yer aldığını ve tarihi şekillendiren gelişmelerde önemli rol üstlendiğini belirten Yılmaz, Türkiye'nin köklü geçmişiyle dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerle uzun yıllara dayanan tarihi, kültürel ve diplomatik ilişkilere sahip olduğunu vurguladı. Yılmaz, Türkiye'den bu ilişkilerin gerektirdiği dayanışmanın gösterilmesinin beklendiğini kaydetti.
Türkiye'nin uluslararası güvenlik ve savunma politikasının temel unsurunu NATO üyeliğinin oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, NATO'nun aynı zamanda ülkenin dış politikaya ilişkin kimliğinin temel unsurlarından biri olduğunu söyledi.
İttifak, Avrupa-Atlantik bölgesi ve ötesinde istikrar ve barışın temini amacıyla Kosova'dan Afganistan'a uzanan bir coğrafyada birçok görev ve harekatı yürüttüğünü, uluslararası güven ve istikrara katkıda bulunduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin tarihi bağlara sahip olduğu ve yakın ilişkileri bulunan ülkelerden birisinin de Afganistan olduğuna dikkati çekti.
Yılmaz, Cumhuriyetin ilanı öncesi döneme uzanan iki ülke ilişkilerinin Afganistan'ın Ankara hükümetini tanıyan ilk ülkelerden birisi olmasıyla da ayrı bir anlam kazandığını vurgulayarak, Cumhuriyetin ilanı sonrasında artan yakınlıkla pekişen ilişkilerin, karşılıklı saygı ve iş birliğinden kaynaklanan dostluk temelinde bugüne kadar sürdüğünü kaydetti.
Yılmaz, Türkiye'nin Afganistan'ın milli birliği, bütünlüğü ve bağımsızlığını her zaman desteklediğini, talep ettiği sürece Afgan halkının barış, istikrar ve refah içinde yaşamasını teminen her alanda Afganistan ile dayanışma içinde olduğunu belirtti.
- Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti
Son 35 yıl içerisinde büyük çalkantılar yaşayan dost ve kardeş ülke Afganistan için BM Güvenlik Konseyi tarafından 2001 yılında çıkarılan Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti oluşturulduğunu anımsatan Yılmaz, bu kuvvetin amacının Afgan hükümetine ülkedeki güvenlik durumunun iyileştirilmesi ve kendi güvenlik kabiliyetlerinin oluşturulması konularında yardımcı olmak olduğunu söyledi.
Yılmaz, 2003'de bu kuvvetin sorumluluk alanının BM Güvenlik Konseyi kararıyla Kabil'in ötesine genişletildiğini ve kuvvetin stratejik komuta, kontrol ve eş güdümünün NATO tarafından üstlenildiğini vurguladı.
Uluslararası Güvenlik Yardım Harekatı'na NATO'nun 28 üyesinin yanı sıra Latin Amerika'dan Okyanusya'ya kadar birçok ülkenin de personel katkısında bulunduğunu ifade eden Yılmaz, yaklaşık 50 ülkenin Afganistan'da barış ve istikrarın tesisi için bir iş birliği içerisinde çalıştığını dile getirdi.
Bu ülkelerden birisi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin de tarihten gelen bağlarla dost ve kardeş kabul ettiği Afganistan için TBMM'nin 10 Ekim 2001'de aldığı kararla hükümete verdiği yetki temelinde en başından itibaren ISAF Harekatı içerisinde yer aldığını hatırlatan Yılmaz, harekatın liderliğinin ülkeler tarafından dönüşümlü olarak yürütüldüğü dönemde Türkiye'nin 2 kez tüm harekatın liderliğini üstlendiğini söyledi.
Yılmaz, harekat bölgelere ayrıldıktan sonra ise önce İtalya ve Fransa ile dönüşümlü olarak 8 aylık periyotlar halinde, müteakiben 1 Kasım 2009'dan itibaren de bugüne kadar Kabil Bölge Komutanlığı görevini üstlendiğini belirtti.
Kalkınma alanlarında verilen destek
Yılmaz, Türkiye'nin yeni kurulan Afgan Ulusal Ordusu ve Afgan Ulusal Polisi personeline gerek Afganistan'da gerekse Türkiye'deki eğitim merkezlerinde çeşitli seviyelerde ve farklı konularda çok sayıda eğitim verdiğini, Afganistan'daki NATO Eğitim Misyonu'na personel katkısında bulunduğunu ve Gazi Askeri Eğitim Merkezi'ni kurduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Türkiye Afganistan'da, biri Kabil'e yakın olan Vardak vilayetinde, diğeri Afganistan'ın kuzeyinde olan Mezar-ı Şerif'e yakın Cevizcan vilayetinde olmak üzere 2 adet bölgesel imar ekibi kurarak Afgan halkının doğrudan yararına olacak sulama, bayındırlık, okul, hastane inşası, kurs ve eğitim faaliyetleri hizmetlerinde bulunmuştur. Bu dönemde, başta askeri, mali ve kültürel olmak üzere kalkınma alanlarında verdiğimiz desteğin Afganistan halkının gönlünde ayrı bir yeri olmuştur. Söz konusu katkılarımız Afganistan ile tarihe dayanan köklü ilişkilerimizin yanı sıra ittifak dayanışması ve Kuzey Atlantik Anlaşması'ndan kaynaklanan yükümlülüklerimizle de uyum içerisinde gerçekleşmiştir.
Afganistan'da gözlemlenen ilerleme neticesinde Afgan askeri ve polisinin sorumluluk alabilecek seviyeye geldiği değerlendirildiğinde ülkenin güvenlik sorumluluğu, en istikrarlı olan bölgeden başlamak üzere 2011 ile 2014 yılları arasında 5 aşamada Afgan güvenlik kuvvetlerine devredilmiştir. Afgan ulusal güvenlik ve savunma güçleri Afganistan'ın tamamında güvenlik sorumluluğunu bugün itibarıyla üstlenmiştir. Bu nedenle, ülkede yürütülen harekatın karakterinin ve kapsamının değiştirilmesi yoluna gidilerek ISAF harekatı 2014 yılı bitiminde sona erdirilmiştir.
20-2 1 Mayıs 2012 tarihinde Chicago'da, 4-5 Eylül 2014 tarihinde Galler'de gerçekleştirilen NATO devlet ve hükümet başkanları zirvelerinde alınan kararlar çerçevesinde, Afgan asker ve polisine bir müddet daha eğitim verilmesinin hem asker ve polisin gelişiminin daha hızlı ve istenen seviyede olmasına katkı sağlayacağı hem de Afgan halkı ve devletinin bu süreçte yalnız olmadığının gösterilmesini teminen uluslararası toplum tarafından Afganistan'da yeni bir görev üstlenilmesine karar verilmiştir. 'Kararlı Destek Misyonu' adı verilen ve NATO liderliğinde yürütülecek olan bu görev 1 Ocak 2015 tarihinde başlamıştır. Görev kapsamında, herhangi bir muharip faaliyette bulunulmayacak, iki yıl süreyle üst seviyeli birlik ve karargahlar için eğitim, danışmanlık ve yardım faaliyeti icra edilecektir. Bu süreçte de ülke genelindeki güvenlik sorumluluğu bütünüyle Afgan güvenlik kuvvetleri tarafından üstlenilecektir."
İSAF harekatında olduğu gibi, bu yeni görevde de NATO ülkelerinin yanı sıra NATO üyesi olmayan gönüllü ülkelerin de katılım sağlayacağını ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin yeni göreve de İSAF harekatında olduğu gibi Kararlı Destek Misyonu'na katkıda bulunmayı planladığını söyledi.
Bu kapsamda, halihazırda 2009'dan bu yana Türkiye'nin yürüttüğü Kabil Bölge Komutanlığı güvenlik sorumluluğunu Afgan güvenlik kuvvetlerine devrederek Kabil bölgesinin çerçeve ülkesi olma sorumluluğunu sürdüreceğini bildiren Yılmaz, "Bu görev kapsamında eğitim, danışmanlık ve yardım faaliyetlerimizi icra edeceğimiz gibi, Kabil bölgesinde yürütülecek olan diğer ülke faaliyetlerinin de koordinasyonundan sorumlu olacağız. Misyon çerçevesinde Afganistan'daki toplam personel mevcudumuz yaklaşık 900 kişi olacaktır" dedi.
Yılmaz, Türkiye'nin 2 yıl boyunca Afganistan'ın dünyaya açılan en önemli kapısı olan Kabil Uluslararası Havaalanı'nın işletilmesini de üstlendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Kabil Uluslararası Havaalanı'nın işletilmesi görevi kapsamında dost ülkelerden Azerbaycan, Arnavutluk ve Makedonya'nın personeli de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir ve komutasında görev yapacaklardır. Bu kapsamda 90 Azerbaycan ve 30 Arnavutluk personelinin maaşı dahil tüm masrafları, 13 Makedonya personelinin ise lojistik destek ihtiyaçları ülkemiz tarafından karşılanacaktır.
Türkiye Afganistan'daki yeni dönemde kuşkusuz çok önemli bir sorumluluk üstlenmiş olmaktadır. Ancak bu sorumluluk Türkiye'nin dost ve kardeş saydığı bu ülke için memnuniyetle üstleneceği bir sorumluluktur. Unutulmamalıdır ki üstlendiğimiz bu ve benzeri sorumluluklar, ittifakın önde gelen üyeleri arasında yer alan ülkemizin uluslararası barışın sağlanması ve korunmasına verdiği önemi vurgulamasının yanı sıra Türkiye'nin ittifakın gerek askeri gerekse siyasi etkinliğinin muhafazası yönünde kararlılığını da göstermektedir. Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yardım programını Afganistan'da yürütmekte olan ülkemizin söz konusu harekata katkıda bulunmasının, Afganistan ile olan ikili ilişkilerimizin ve bölgede izlemekte olduğumuz dış politikamızın doğal bir uzantısını oluşturacağına inanmaktayız. Afganistan'da barış ve istikrarın tesisi için sürdürülen çabalara başından beri katkıda bulunan Türkiye, gelecekte de dostluk ve kardeşlik hisleri içerisinde, talep ettiği sürece Afgan halkının yanında bulunmaya devam edecektir."
- Türkiye 790'dan fazla projeyi hayata geçirdi
Yılmaz, Genel Kurul'da söz alan bir milletvekilinin "Afganistan'a güvenlik konusunda destek verilmesinden ziyade Afganistan'ın kalkınmasına destek verilse yerinde olur" tabirini kullandığını belirterek, Türkiye'nin de tam bunu yaptığını kaydetti.
Türkiye'nin, başta eğitim, sağlık, ulaşım ve tarım olmak üzere 790'dan fazla projeyi hayata geçirdiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Afganistan'da 2002'de öğrenci sayısı 1 milyonun altındayken 2012 yılı itibarıyla 7 milyonun üzerindedir ve bu 7 milyon öğrencinin 2,5 milyonu da kız öğrencidir. Kara yolu uzunluğu 2002'de 21 bin kilometreyken 2012'de 42 bin kilometrenin üzerine çıkmıştır. Yine, kişi başına düşen sağlık merkezi 2002'de her 100 bin kişiye 1 iken, bugün 20 bin kişiye 1 sağlık merkezi düşmektedir.
Afganistan'daki kalkınma yolunda bu alınan mesafenin yeterli olduğu söylenemez ancak kargaşanın olduğu yerde, kavganın olduğu yerde kalkınmadan bahsedebilmek, yatırımdan bahsedebilmek, gelişmeden bahsedebilmek mümkün değildir. Kalkınma ve refahın olması, mesafenin alınabilmesi için ülke içinde barışın, huzurun olması ve istikrarın sağlanması lazım. İşte, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afganistan tezkeresindeki amaçlarından birisi de Afganistan'daki istikrarın kurulmasına katkıda bulunmaktır. İstikrarın sağlanması halinde ülke kalkınması yolunda daha hızlı ve daha büyük mesafe alınacaktır."
Tezkere kabul edildi
TBMM Genel Kurulu'nda, TSK unsurlarının, NATO'nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu ve devamı kapsamında yurt dışına gönderilmesi, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin anılan misyona katılmak için Türkiye üzerinden Afganistan'a intikali ile geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için, iki yıl süre istenilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi. - TBMM
Son Dakika › Politika › Afganistan Tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?