Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "(Askeri hekim yetiştirilmesi) 'Bu kişiler nasıl yetişecek?' deniliyor. GATA'da okuyan bir öğrenci, 6-7 senelik öğrencilik hayatında üç ay kıta eğitimi alıyor. İstenirse altı ay göndeririz. Ne olacak? Biz, o okuldan itibaren o öğrencileri alacağız, bir pansiyona sokacağız. 'Öyle olmazsa asker olamazlar' diyeceğiz. Paşa, kendisi 35-40 yaşından sonra komutan olabilecek, ama o çocuklar eğer sivil bir üniversitede askeriye adına okurlarsa onlardan olmayacak." dedi.
Akdağ, bakanlığının 2017 Yılı Bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Asker hastanelerinin devrine ilişkin yapılan eleştirilere Akdağ, askeri hastanesi olmayan ülkelerin bulunduğunu belirterek, İngiltere'nin yaklaşık 20 yıl önce tüm asker hastanelerini kapattığını söyledi. Akdağ, İngiltere'nin de güçlü bir silahlı gücü olduğunu vurgulayarak, "Askeri hastanelerin sivil olarak yönetilmesi askeri sağlık hizmetlerinin sonu mudur? Ne böyle bir iddiamız var ne de kararname bunu söylüyor ne de uygulamalarımız böyle bir şeyi söylüyor." ifadesini kullandı.
Silahlı Kuvvetlerin bu hizmetleri elbette vereceğini ve vermesi gerektiğine işaret eden Akdağ, bu hizmetin cephede ve operasyon bölgelerinde verileceğini bildirdi. Akdağ, İngiltere'deki sistemin sorulması üzerine, bu ülkede askeri hastanenin olmadığını ancak askeri sağlık hizmetinin bulunduğuna değindi.
Askeri hekimin nasıl yetiştirileceğinin sorulması üzerine Akdağ, şunları aktardı:
"Evet, sözleşmeli olabilir. Sözleşmeli temininde zorluk çekildiğini belirttiniz. Bunları düşünmeden yapacak kişiler değiliz biz. Dün gelip Sağlık Bakanı olmadık, dün gelip hükümet de olmadık. Hiç endişelenmeyin.
Sözleşmeli olabilir mi? Ben, bunun en bariz örneğini kime verdim biliyor musunuz? Şu anda Silahlı Kuvvetlerde Sağlık Komutanı olarak görev yapan Hayati Paşa'ya. Hayati Paşa, Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı oturduk, yemek yedik, o da anlattı. Bu iş olmuştu. O da bize, bu işin neden olmaması gerektiğini anlattı. Gerekçelerinden biri de 'bir asker ancak asker kıyafeti giyerek okursa asker olur.' diye bir şeydi. Ben de biliyordum konuyu ve 'Paşam, siz ne zaman asker oldunuz?' dedim. Hayati Paşa, uzman olarak sivilde çalışmış, ondan sonra gitmiş Silahlı Kuvvetlere girmiş paşa olmuş ve şimdi de Silahlı Kuvvetlerde bu işin komutanı. Hem de 'çakı gibi askersiniz.' dedim.
Sözleşmeli çalıştırmak. Nerede? Rol 1 ve Rol 2'de. Yani cephede ya da operasyon bölgelerinde ve onun hemen bir adım gerisinde. Nasıl bir şey olur?"
CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar'ın, askeri personelin Rol-3 ve Rol-4'te de asker hastanesinde tedavi edilmek istediğini belirtmesi üzerine Akdağ, bu konu üzerine yapılan bir akademik tezden örnek verdi. Akdağ, "Bu tezi ben yaptırmadım, bu bir doktora tezi. Tabip Binbaşı Gültekin Öztürk 2013'te yapmış. Hiç sizin söyledikleriniz gibi söylemiyor bu tez. Çok başka şeyler söylüyor." diye konuştu.
Akdağ, cephe ve operasyon bölgesinin hemen gerisinde böylesi bir ihtiyacın olduğunu belirterek, "Buna hiç itirazımız yok, kuvvetlendirilmeli. Gerekirse, bu alanlar için Sağlık Bilimleri Üniversitemiz askeri öğrenci alır, aynen Gülhane'nin zamanında yaptığı gibi ve onları yetiştirir. Konuşuyoruz şimdi aramızda, protokol yapacağız. Daha doğrusu Üniversite ile Milli Savunma Bakanlığı protokol yapacak ve bu öğrenciler yetişecek." ifadesini kullandı.
Askeri psikiyatri konusunun önemli olduğunu, ancak bugüne kadar kaç kişinin yetiştirildiğini soran Akdağ, şöyle devam etti:
" Türkiye'de 2 askeri psikiyatrist var. Bu ne kadar önemliydi ki şimdiye kadar niye yetiştirilmemiş? Harp cerrahisi çok önemli deniliyor. Kaç kişi var? Bir kısmına da bizim ihtisas verdiğimiz 5-6 kişi var.
Bir günde 2 bin 200 kişi, İstanbul ve Ankara'da, şerefsizler tarafından, adiler tarafından silahlı yaralanmaya maruz kaldılar. Hem de en ağır silahlarla. Ben onların çoğunu ziyaret ettim ve hepsinin başında da gözyaşı döktüm. Bu 2 bin 200 kişi, bu ülkenin şerefli hekimlerince, bu ülkenin şerefli hemşiresi ve sağlık personelince mükemmel biçimde de tedavi edildi; harikalar yaptılar, kendimizi kandırmayalım. Ne kadar ihtiyacımız varsa yan dal ihtiyacı açısından bunu Sağlık Bilimleri Üniversitesinde yapalım. Kaç harp cerrahı yetiştirmek gerekirse yetiştirelim.
Buradaki mesele, çok açık söylüyorum; hükümetimiz, tecrübeleri dikkate alarak sivilleşme yönünde adımlar atmıştır. Bir tek Gülhane meselesi değil ki. 'Cumhurbaşkanı'nı yanlış yönlendiren Sağlık Bakanı' falan denildi. Bana bir vazife verildi, ben Cumhurbaşkanı'nı nereden yanlış yönlendireceğim? Bana hükümetim bir vazife verdi. Bu sivilleşmeyle ilgili o kadar vazife verildi ki başkalarına. Askeri okulları sivilleştirdi, ötekini sivilleştirdi ve bana da dedi ki' Sen de buraları sivilleştir.' Yanlış misaller verirsek, bunlarla doğruyu bulamayız."
Akdağ, Silahlı Kuvvetlerin mühendis, psikolog yetiştiren okullarının da bulunmadığını, oysa bu alanlarda personel ihtiyacı olduğunu bildirdi. Akdağ, "Mühendis okulu da açmamız lazım, psikolog okulu da açmamız lazım. Niye bunları yapmıyoruz. Hangi branştan Silahlı Kuvvetlere hizmet ihtiyacı varsa hepsini kuralım. Elimizde veriler var. Bu verilere göre hareket ediyoruz. Biz, bu işin hastaneciliğini yapacağız, en mükemmel şekilde. Silahlı Kuvvetlerimizin istediği her alanda onlara hizmete hazırız. Siz nasıl ki konuşmanızı yaparken 'şehitlerin ve gazilerin tırnağına bile halel gelmesine razı olmayız.' diyorsanız, siz de biliyorsunuz ki biz de ona razı gelmeyiz. Bu hususta, sizinle bizim kalbimizde bir farklılık yok." görüşüne yer verdi.
"Ankara'nın, İstanbul'un göbeğinde askeri hastane istemiyoruz"
Askeri hekim yetiştirilmesine ilişkin değerlendirme yapan Akdağ, şunları kaydetti:
"Bu kişiler nasıl yetişecek? deniliyor. GATA'da okuyan bir öğrenci, 6-7 senelik öğrencilik hayatında ne kadar kıta eğitimi alıyor? Toplamda üç ay kıta eğitimi alıyor. İstenirse altı ay göndeririz. Ne olacak? Biz, o okuldan itibaren o öğrencileri alacağız, bir pansiyona sokacağız. 'Öyle olmazsa asker olamazlar' diyeceğiz. Paşa, kendisi 35-40 yaşından sonra komutan olabilecek, ama o çocuklar eğer sivil bir üniversitede askeriye adına okurlarsa onlardan olmayacak.
Burada, başka bir iş var. Buradaki iş, bizim sivilleştirme çabalarımıza karşı bir dirençtir. Biz de hükümet olarak, bu sivilleştirme çabalarını yapacağız. Yani, biz artık istemiyoruz her beş senede, on senede bir, bir okuldan çıkan öğrencilerin arkalarında ya da önlerinde komutanları olduğu halde bize darbe yapmalarını. Bu kadar basit düşünüyoruz. Ankara'nın göbeğinde ya da İstanbul'un göbeğinde Haydarpaşa'da askeri hastane istemiyoruz. Hakkari'de yapacağız, yaparız ya da cephede mi yapacağız, yaparız ama Ankara'nın göbeğinde buna ihtiyaç olmadığına inanıyoruz. Onun için de bunu yapıyoruz."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › 2017 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?