Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2 milyon 140 bin kişinin askerliğini tecil ettirdiğini, 520 bin yoklama kaçağı ile 70 bin bakaya bulunduğunu, para cezası müeyyidesinin hatırlatılması üzerine 17 günde 24 bin kişinin askerlik şubesine başvurduğunu bildirdi.
Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2014 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Konuşmasına, güvenliğin bedeli olmayacağını söyleyerek başlayan Yılmaz, güvenliğin, tüm özgürlüklerin, hak ve hukukun alt yapısı olduğunu söyledi.
Güvenliğin olmaması durumunda hiçbir hak ve hukuk da olmayacağını belirten Yılmaz, "Eğer bu ülkede özgürce yaşıyorsak, can güvenliğiyle yaşıyorsak ve barış adası olmuşsak bunu, bu güvenliği sağlayan birimlerimize borçluyuz" diye konuştu.
Sayıştay'ın denetim raporuyla ilgili sorulara yanıt veren Yılmaz, TSK ve Milli Savunma Bakanlığı'nda Sayıştay denetimi dışında kalan bir alan bulunmadığını kaydetti.
"Silahlı Kuvvetlerin ve Milli Savunma Bakanlığı'nın, rapora dökülmüş veya dökülmemiştir, denetlenmeyen hiçbir ihalesi dahi olmamıştır" diyen Yılmaz, denetlenmeyen hiçbir hususun bulunmadığının altını çizdi.
Yılmaz, Savunma Sanayii Müsteşarlığıyla ilgili bir hususun söylendiğini belirterek, denetimle ilgili bütün bilgi, belge ve verilerin denetçilere verildiğini, esasa ilişkin değil ancak usule ilişkin bir eksiklik bulunduğunu dile getirdi.
-Bakanlığın bütçesi GSYİH'e oranı yüzde 1.3
Bakan Yılmaz, 2002'de Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesinin gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranının yüzde 2.5 iken, bakanlığın şimdiki bütçesinin GSYİH'e oranının yüzde 1.3 olduğuna dikkati çekti. Yılmaz, bakanlık bütçesinin merkezi bütçeye 2000'deki oranının 8.8 iken şimdi ise 5 olduğunu ifade etti.
Yılmaz, bunun dışında 2002'de MEB'in bütçesinin 7 milyar 461 milyonken ve 4. sıradayken, bu bakanlığın bütçesinin şu anda 55 milyar 705 milyon, maliye ve hazineden sorna birinci sırada bulunduğunu, sonrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın geldiğini dile getirdi. Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığı'nın şimdi 5. sırada olduğunu, oysa 2002'de bakanlığın 3. sırada bulunduğunu dile getirdi.
Savunma harcamalarının GSYİH'e oranı incelediğinde, NATO üyesi ülkeler ile dünya genelindeki savunma harcamalarında ulusal bütçeden alınan payın Türkiye'ye göre yüksek olduğunu anlatan Yılmaz, bu farkın artacağının değerlendirildiğinin söylendiğini bildirdi.
Yılmaz, "2012 yılı NATO ülkelerine ait savunma harcamalarıyla, savunma harcamalarının söz konusu ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılaları oranı incelendiğinde Amerika' nın yüzde 4.75 harcama oranı ile birinci sırada, İngiltere'nin yüzde 2.60 oranıyla ikinci sırada, Türkiye ise 1.76 oranıyla yedinci sırada yer almaktadır" dedi.
Amerika, İngiltere, Fransa, Yunanistan, Bulgaristan'daki oranların Türkiye'den fazla olduğunu vurgulayan Yılmaz, NATO'nun belirlediği standarda göre üye ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasının en az yüzde 2'sini ayırması gerektiğini anlattı.
Yılmaz, NATO'nun gelecek yıl bir zirve gerçekleştireceğini anımsatarak, NATO'nun gündemlerinden biri olarak, açık kapı politikasını uygulaması ve üye alınmasını söylediklerini bildirdi. Makedonya ve Karadağ'ın üye olmak istediğini ancak NATO'nun, bu ülkelerin milli gelirlerinin yüzde 2'sini savunma harcamalarına ayırıp ayıramayacağına baktığını belirten Yılmaz, Türkiye'nin, bu ülkeler NATO'ya girerse, Balkanlar'a barış ve istikrarın geleceğini düşündüklerini bildirdi.
NATO'nu standardının yüzde 2, NATO genelinde 2012'de savunma harcamalarının GSYİH'e oranının ise yüzde 2.5 olduğunu belirten Yılmaz, dünya genelinde savunma harcamaları ortalamasının, ekonomik krizin de etkisiyle 2012'de 1.92 olduğunu söyledi. Yılmaz, Türkiye'deki savunma harcamalarının NATO ve dünya ortalamalarının altında kaldığını vurguladı.
-Savaş uçağı yapımı
Jet ve savaş uçağı geliştirilmesiyle ilgili soruya yönelik Yılmaz, özgün bir savaş uçağı geliştirilmesi için başlatılan proje kapsamında kavramsal tasarım çalışmalarına üç alternatif konfigürasyon belirlendiğini ifade etti. Yılmaz, "Çalışmanın sonuçları toplanacak ilk icraat komitesine sunulacak olup projenin bir sonraki aşaması olan mühendislik geliştirme dönemine geçilmesi öngörülmektedir. Bir vazgeçilme durumu yoktur" diye konuştu.
Türkiye'nin coğrafyasında güçlü olmayı gerektirdiğini anlatan Yılmaz, bu nedenle Türkiye'nin bir savaş uçağını mutlaka kendisinin yapabilmesi gerektiğini kaydetti.
Alçak ve orta irtifa hava savunma projelerinin milli geliştirme yoluyla yürütüldüğünü bildiren Yılmaz, "Hisar" adı verilen projenin ilk atış denemesinin Ekim ayında başarıyla gerçekleştirildiğini, geliştirilen sistemlerin 2017'den itibaren kullanıma alınacağını açıkladı.
-MİLGEM ihalesinin iptali
Yılmaz, Koç Grubuna ait bir şirketin kazandığı MİLGEM ihalesiyle ilgili soru üzerine, "Bu iptalin Gezi ile bir alakası olmadığını çok açık, net bir şekilde belirtmek isterim. Başbakanlığa bununla ilgili iptal başvurusu Gezi olaylarından çok daha önce yapılmıştır" dedi. Konuyla ilgili 7 firmadan teklif alınabilecekken 2 firmadan teklif alarak eksik rekabet yapıldığının ifade edildiğini belirten Yılmaz, 7 firmadan teklif alınıp kamunun menfaatinin ne olacağının görüleceğini bildirdi.
Yılmaz, 2 geminin devletin tersanesinde yapıldığını, üçüncü ve dördüncü geminin de devletin tersanesinde yapılacağını ifade ederek, geriye kalan 4 gemiyi kimin yapacağının teklif verecek firmalar arasında yapılacak ihaleyle belirleneceğini dile getirdi.
-"2 milyon kişi tecilli"
Türkiye'de kaç kişinin askerliğini tecil ettiğine ilişkin soru üzerine Bakan Yılmaz, 2 milyon 140 bin kişinin tecilli olduğunu söyledi. Yılmaz, 279 bin 318 kişinin yurt dışında bulunduğu için, 338 bin 954 kişinin eğitiminden, 2 bin 856 kişinin hapisten, 2 bin 660 kişi hastalıktan dolayı askerliğini tecil ettiğini, 208 kişinin de TUS ertelemesinden yararlandığını bildirdi. Yılmaz, 6 bin sporcu ile 56 bin 305 polisin de tecil hakkını kullandığını aktardı.
Bunun yanında 520 bin yoklama kaçağı ile 70 bin bakaya olduğunu ifade eden Yılmaz, para cezası müeyyidesinin hatırlatılması üzerine 17 günde 24 bin kişinin askerlik şubesine başvurduğunu söyledi.
Savaş sistemlerinin yazılımlarının milli olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Yılmaz, Türkiye'de geliştirilen Altay Tankı, Milgem savaş gemisi ve Anka insansız hava aracının bütün yazılımlarının milli olarak geliştirildiğini bildirdi.
Yılmaz, genel maksat helikopter projesi konusunda Skorsky ile yapılan görüşmelerin hangi aşamada olduğuna ilişkin soru üzerine, bu proje kapsamında Savunma Sanayii İcra Komitesi seçim kararının 2011'in nisan ayında alındığını söyledi. Ancak sözleşmenin bu tarihte tamamlanamadığını ifade eden Yılmaz, bunun bedelinin yaklaşık 3.5 milyar dolar olduğunu vurguladı. Bu tarih itibarıyla Skorsky ile başlayan görüşmelerin belli alanlardaki anlaşmazlık sebebiyle 2012'nin temmuz ayında kesildiğini anlatan İsmet Yılmaz, daha sonra firmanın kendi mevcut durumunu gözden geçirerek, 2013 başında tekrar müzakerelere başlanması talebinde bulunduğunu kaydetti.
Firmanın bu talebi üzerine tekrar müzakerelere başlandığını belirten Yılmaz, yıl sonuna kadar, TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü'nün ihtiyacını da karşılayacak şekilde toplam 109 helikopterin Türkiye'de üretileceğine dair Skorsky ile bir sözleşme imzalanacağını bildirdi. Yılmaz, üretilen helikopterlerden bir bölümünün yurt dışına satılması yükümlülüğünün de bulunduğunu belirterek, bunun olması durumunda Türkiye'nin bu alanda teknoloji transferi imkanını kazanacağını vurguladı.
-"Şans oyunlarından kaynak aktarılmıyor"
Şans oyunlarından savunma sanayi destekleme fonuna ne kadar kaynak aktarıldığı yönündeki soruyu yanıtlayan Yılmaz, ilgili kanun gereği şans oyunları hasılatından savunma sanayi destekleme fonuna aktarılan payın 2008'den itibaren Maliye Bakanlığı bütçesine ödenek konulmak suretiyle karşılanacağının hüküm altına alındığını anımsattı. Yılmaz, "Dolayısıyla fona bu kapsamda bir pay ayrılamamaktadır. Maliye Bakanlığı, 'Aktarılabilir dediği için şimdilik aktarmıyorum diyor"' ifadesini kullandı.
Yılmaz, Türkiye'nin, AB üyesi olan ancak NATO üyesi olmayan Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin NATO ile yapılacak hemen hemen hiçbir konuya katılımına izin vermediğini belirterek, "Çünkü Güney Kıbrus Rum Kesimi, Türkiye'nin Avrupa Savunma Ajansı'na (EDA) üye olmasına itiraz ediyor. O bize itiraz ettiği sürece biz de buna itiraz ediyoruz. Her bir olayda 'Tek tek kararlaştıralım, öyle karar verelim' diyoruz. AB de masraflar fazla oluyor. Çift masraf yapıyoruz. Oysa güvenlik konsepti ayrılamaz. AB'nin üyelerinin çoğunluğu aynı zamanda NATO'nun da üyesidir. Böyle bir ayrılık çıkarılmasın diyor, ama eğer tasarruf yapmak istiyorsanız Türkiye'nin de EDA'ya üye olmasını savunuyoruz. Oradaki problem budur" diye konuştu.
-"Savunma amaçlı"
Bakan Yılmaz, Çin ile füze anlaşmasına ilişkin soru üzerine ise bu füzelerin saldırı amaçlı değil savunma amaçlı olduğunu söyledi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Genel Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi yapmaya imkan verecek yüksek irtifa ve uzun menzilli hava ve füze savunma sistemlerine sahip olmak amacıyla 2006'da başlatılan Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında 4 sistem tedarik edilmesi planlandı. Teklif verilen firmalar arasında seçim işlemi maliyet, teslim süresi, ortak üretim ve teknoloji transferi başta olmak üzere çok sayıda kriter dikkate alınarak yapılan puanlama sonucu gerçekleştirildi.
Söz konusu proje kapsamında birinci sırada Çin firması FD 2000, ikinci sarada Samp-T sistemi, üçüncü sırada ise ABD'nin Patriot sistemi seçilmiştir. Burada ideolojik bir tercihiniz mi var? Hayır. Biz kamp değiştirmek istemiyoruz. Biz NATO'nun üyesiyiz. NATO'nun Avrupa'da bir barış projesini sağladığını, bundan sonra da sadece biz üye olmak istemiyoruz. Rusya ile ortaklık anlışması var. Ukrayna olmak istiyor. Makedonya olmak istiyor. Bosna-Hersek olmak istiyor. Romanya, Bulgaristan zaten üye. Gürcistan üye olmak istiyor. Azerbaycan üye olmak istiyor. NATO barış ve güvenlik sağlayıcı bir kuruluş olarak görülür. Dolayısıyla bunda ideolojik bir tercih yok. Biz Kıbrıs barış harekatını yapmış bir ülkeyiz. Bu dönemde müttefiklerimiz bize ambargo uyguladı. Zor dönemlerinizde kendi müttefiklerinizin daha ne yaptığını geçmişte... Yaşayarak öğrenilmiş ders diyorlar. Bundan bir ders almanız gerekmez mi? O halde bizim tek başına kendi ülkemizin savunmasını bir başka yere havale etmeyecek şekilde bu alanda da savunmamızı güçlendirmemiz lazım."
Entegrasyon sorunu ile ilgili soruyu da cevaplandıran Yılmaz, "Kendi entegrasyonumuzu, en son NATO toplantısına gittim. Onların basına söylediği ya da yaptıkları açıklamaların hiçbiri bana karşı ifade edilmedi. Ancak en son NATO Genel Sekretirinin verdiği şey, bu ulusların kendi egemenlik haklarına dayanarak verdikleri bir karardır. Saygıyla karşılıyoruz. Entegrasyon nasıl sağlanacak? Biz diyoruz ki bu bir yazılım programıdır. Bu yazılım programını da hiç Çin'i katmadan Türkiye'deki bir firmayla biz bunu yapabileceğiz. Onlar ise yazılımda korsanlık, casusluk, başka sistem olabileceğini söyleyerek bunu şüpheyle karşılıyorlar" dedi.
Yılmaz, "Entegrasyon sağlanamazsa sonuçlarını merak ediyoruz" değerlendirmesi üzerine, "Bunu da yaşayıp göreceğiz. Hiçbir Çinliyi kabul etmeden biz kendi milli yeteneklerimizle bunu NATO sistemine entegre edebileceğimizi söylüyoruz. Biz müstakil olarak savunma sistemimizi kurar ve alırız. Hemen kurar kurmaz alırız. Bu arada yapılacak. 2023'e kalmaz" ifadesini kullandı.
Bakan Yılmaz, entegrasyonun sağlanamaması durumunda sistemin çöpe atılmayacağını dile getirerek, "NATO sistemine bağlı olması ilave bir güvenlik sistemi sağlar ama bunları kullanılmaz hale getirmez. Şu anda Gaziantep'teki Patriot sistemi. Radarı, atış sistemi orada, pekala müstakil olarak çalışıyor. Nereye götürürseniz orayı koruma şemsiyesi altına alır. Maraş'taki öyle, Adana'daki öyle. Biz bunu kendimiz entegre edebiliriz" diye konuştu.
-"Bedelli çalışması yok"
Yılmaz, Türkiye'de döşeli mayın sayısının 977 bin 922 adet olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığının şu anda bedelli askerliğe ilişkin bir çalışma yürütmediğini belirtti.
Yılmaz, Birleşik Özel Kuvvetler Tatbikatı Muhtırasına ilişkin soru üzerine ise bu kapsamda 10-28 Eylül 2012 tarihlerinde ABD'de tatbikat icra edildiğini, daha sonra tatbikat yapılmadığını, Türkiye'ye gelen asker ve techizat da bulunmadığını kaydetti.
Bakan Yılmaz, Göktürk-2 uydusuna ilişkin değerlendirmeler üzerine, "Türkiye 150 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. Yapmış olduğ ihracatın kilogram bedeli 1.5 dolara geliyor. Almanya'nın 4.5-5 dolar civarında. Biz 2023 yılında 500 milyar dolarlık bir ihracata ulaşmak için katma değerli ürünler üretebilmemiz lazım. Atak helikopterini ihraç edersek 1 kilogramını 5 bin dolardan, Göktürk-2 uydusunu ihraç edersek kilogramını 200 bin dolardan ihraç edeceğiz. Türkiye yüksek teknoloji ürünlerini üretirse 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalar" dedi.
- Uludere olayı
Bakan Yılmaz, "Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili vakıflar nelerdir?" sorusu üzerine ise bunların TSK Mehmetçik Vakfı, TSK Elele Vakfı, TSK Dayanışma Vakfı, TSK Eğitim Vakfı ve TSK Güçlendirme Vakfı olduğunu belirtti. Güler, vakıf şirketlerine ortaklık oranına ilişkin ise TUSAŞ'a yüzde 54, Aselsan'a yüzde 84, Havelsan'a yüzde 98, Roketsan'a yüzde 35 ve İşbir'de yüzde 99 ortaklık bulunduğunu söyledi.
Bakan Yılmaz, "Türkiye'nin hiçbir adasını Yunanlılar işgal etmemiştir. Böyle bir haklarından vazgeçme gibi durumu yoktur" dedi.
Uludere olayıyla ilgili sorular üzerine Yılmaz, bu konudaki adli sürecin devam ettiğini, mahkemeye güvendiklerini söyledi. Yılmaz, "Talimatı kim verdi?" denilmesi üzerine, "Talimatı kimin verdiğini mahkeme çıkarır. Meclis bir araştırma yaptı. Meclisin suçluyu ortaya çıkarma görevi yoktur. Bunlar yargının görevidir. Yargıya niye geldi? Biraz sabrederseniz bunu buluruz" dedi. Yargının görevsizlik kararı verdiğinin söylenmesi üzerine Yılmaz, sivil mahkemenin görevsizlik kararı verdiğini, askeri mahkemenin devam ettiğini bildirdi.
Afyonkarahisar'da mühimmat deposundaki patlamaya ilişkin soru üzerine Yılmaz, Eskişehir 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bir bilirkişi raporu düzenlendiğini, raporda bir sabotaj olmadığının belirtildiğini söyledi.
Bu konuda kamu davası açıldığını ifade eden Yılmaz, şüpheli Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran ve Üsteğmen Tarık Aydın'ı bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olmak suçundan TCK'nın ilgili maddelerinden cezalandırılmasına, aynı zamanda devletin uğradığı zararın bunlardan talep edilmesine karar verildiğini ifade etti. Yılmaz, "Yargılaması devam eden bir olayla ilgili kim ne biliyorsa yargıya verirse, yargı da somut gerçeği ortaya çıkarır" dedi.
-"Şehidimizin naaşını çıkarırız"
Bakan Yılmaz, 1996'da Ege denizindeki uluslararası sularda Yunan uçağı ile angajmana girip uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot Nail Erdoğan ile ilgili soru üzerine ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda bir talimat verdiğini anımsatarak, "Ben de arkadaşlarımıza söyledim. Suriye açıklarında düzen uçağımızı bin 285 metreden aldık. Burada 400 metre. Biz 400 metreden gerek hurdayı, gerekse şehidimizin naaşının çıkarılması için kararı verdik. Belli bir süre içinde inşallah çıkaracağız. İnşallah yakın zamanda çıkarılacak" diye konuştu
Yılmaz, astsubayların özlük haklarına ilişkin çalışma yürüttüklerini, hiyararşi ve disiplini aksatmayacak şekilde çalıştıklarının altını çizdi. Yılmaz, Atak helikopterinin motoruyla ilgili bir problemin bulunmadığını bildirdi.
Bakan Yılmaz, Sivrihisar'da hazineye ait yaklaşık 7 bin 675 dönüm arazinin silahlı kuvvetlere tahsis edildiğini, silahlı kuvvetlerin bazı birliklerin bu bölgeye aktarılması yönünde bir çalışma yürüttüğünü kaydetti.
Yılmaz, bir milletvekilinin BBP'nin helikopter kazasında vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bir bilgi, belge varsa almak istediğini söylemesi üzerine, "İlave bir bilgi olsa açıklardım. Muhsin bey benim hemşehrim, benim arkadaşım. Allah rahmet eylesin" dedi. - TBMM
Son Dakika › Politika › 2014 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?