12 Eylül Davası - Son Dakika
Politika

12 Eylül Davası

12 Eylül Davası

12 Eylül askeri darbesine ilişkin davada söz alan Avukat Hasan İlter, 12 Eylül sonrasında Mamak Askeri Cezaevi'nde askerlik görevini yaparken bazı tutuklulara işkencede bulunduğunu itiraf eden müvekkili Doğan Eşlik adına müdahillik talep etti.

11.05.2012 19:56

12 Eylül askeri darbesine ilişkin davada söz alan Avukat Hasan İlter, 12 Eylül sonrasında Mamak Askeri Cezaevi'nde askerlik görevini yaparken bazı tutuklulara işkencede bulunduğunu itiraf eden müvekkili Doğan Eşlik adına müdahillik talep etti. İlter, "Doğan Eşlik, vatani görevini yapmak için askere gitmiş, ancak gardiyan yapılmıştır. Kendisi de işkence görmüştür. Daha fazla işkence görmemek için emir üzerine tutuklulara işkence yapmıştır. Ben de onun adına katılma talebinde bulunuyorum" dedi.

12 Eylül askeri darbesine ilişkin Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın dördüncü celsesi sona erdi. Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, müdahillik talebinde bulunanların beyanları alındı.

Abdi İpekçi, Doğan Öz ve Cavit Orhan Tütengil'in yakınlarının avukatı Hasan Ürel, dönemin İçişleri Bakanının, Abdi İpekçi cinayetinin darbenin hazırlıklarından biri olup olmadığını, Askeri Savcı Ahmet Koç'un ise "o dönemde niçin doğru dürüst soruşturma yapılmadığını" anlatmaları için tanık olarak dinlenmelerini istedi.

MHP'nin avukatı Yücel Bulut, mahkemeye 47 sayfalık dilekçe sundu.

Kahramanmaş, Çorum ve Sivas olaylarının 12 Eylül'e giden yapı taşları olduğunu belirten Bulut, bu konularda mahkeme dosyasına gönderilen evrakın hepsinin olaylar gerçekleştikten sonra hazırlandığını ifade etti. Araştırmalara göre, Kahramanmaraş olayından 8 ay kadar önce, parti teşkilatından genel merkeze,

"ülkenin çeşitli yerlerinde, etnik ve mezhep temelli karışıklıklar çıkarılmak istendiği" yönünde bilgi gönderildiğini dile getiren Bulut, buna ilişkin hazırlanan raporun, Alparslan Türkeş ile dönemin MHP Milletvekili İhsan Kabadayı tarafından, Kahramanmaraş olayından aylar önce Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Başbakan Bülent Ecevit, Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletildiğini belirtti.

Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün, partiye "tüm güvenlik kuruluşlarının bilgilendirildiği" yönünde yanıt verdiğini ifade eden Bulut, "12 Eylül sonrasında partimiz yağmalandığı için bu belgeye ulaşma imkanı yok. Ama Cumhurbaşkanlığı makamından bu evrak sorulabilir" dedi.

Gün Sazak cinayetinin iddianamede yalnızca bir cümle olarak geçtiğine dikkati çeken Bulut, Sazak'ın darbeden yaklaşık 4 ay önce öldürüldüğünü, cinayetten 6 gün önce de dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanı Nihat Özer tarafından MHP'li eski bakanın korumalarının geri çekildiğini ifade etti. Bulut, Sazak cinayeti dosyasının celbini ve dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanı Nihat Özer'in, korumaların neden alındığını konusunda tanık olarak dinlenmesini istedi.

Avukat Yücel, MHP Genel Merkezi ve MİSK Eğitim Merkezi'ne 30 Haziran 1979'da düzenlenen saldırıya polislerin katıldığını bildiklerini savunarak, "Gerek Gün Sazak'ın öldürülmesi, gerekse bu saldırıyla ilgili MİT, Emniyet İstihbarat ve Genelkurmay Başkanlığı'ndaki bilgilerin toplanmasını istiyoruz" diye konuştu.

Avukat Mehmet Rıfat Bacanlı da müvekkili Erdem Şenocak'ın MHP ana davasında yargılandığını, tutuklu kaldığını ve işkence gördüğünü dile getirerek, müdahillik talebinin kabul edilmesini istedi. Bacanlı, müvekkiline işkencede bulunanlardan Doğan Eşlik'in, basına, işkence yaptığı itirafında bulunduğunu anımsattı.

-İşkence itirafçısı da müdahallik talebinde bulundu-

Avukat Hasan İlter ise kendi ve bir kısım müvekkili adına katılma talebini yineledi. Avukat Bacanlı'nın bahsettiği Doğan Eşlik'in müvekkili olduğunu bildiren İlter, "Doğan Eşlik, vatani görevini yapmak için askere gitmiş ancak gardiyan yapılmıştır. Kendisi de işkence görmüştür. Daha fazla işkence görmemek için emir üzerine tutuklulara işkence yapmıştır. Ben de onun adına katılma talebinde bulunuyorum" diye konuştu.

Avukat Fahrettin Uğur da müvekkili Abdurrahman Demir'in işkence sonucu iki ayağını kaybettiğini ve bu haliyle Hakkari'den duruşmaya geldiğini belirterek,

"Müvekkilim bu haliyle geldiğine göre, sanıklar da duruşmaya gelebilir" dedi.

Abdurrahman Demir ise Hakkari Çukurca Narlı köyünden geldiğini belirterek,

"12 Eylül'ün mağduruyum. Bizi tabura alarak, işkenceye tabi tuttular. 'Ya istediğimizi yaparsın ya da sizi öldürürüz. Sizi yavaş yavaş öldüreceğiz' dediler" diye konuştu. Demir, konuşmasının sonunda oturduğu yerde ayakkabısını çorabını çıkararak, parmakları olmayan ayağını heyete gösterdi.

Avukat Şenal Sarıhan, Genelkurmay Adli Müşavirliği'nden Fatsa olayı ve Devrimci Yol gibi önemli dava dosyalarının istenmesini ve müdahillik taleplerinin bu dosyalar ele alınarak, değerlendirilmesini talep etti. Sarıhan,

"1402'liklerin (12 Eylül döneminde kamudaki işlerinden uzaklaştırılanlar) listesinin, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'ten sorulması" talebinde bulundu.

Prof. Dr. Baskın Oran'ın avukatı Oya Aydın ise askeri rejimin hedeflerinden birinin bağımsız, demokratik üniversiteler olduğunu dile getirerek, askeri rejim döneminde birçok üniversite öğretim görevlisinin görevine son verildiğini söyledi. Baskın Oran'ın da Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki görevinden alındığına ve mağdur edildiğine değinenAydın, müvekkili adına davaya katılmayı istedi.

Avukat Barış Dirik, Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) adına katılma talebinde bulundu.

Duruşmada, TBMM'ye yazılan müzekkereye cevap geldiği belirtilerek, cevapta,

"MİT Müsteşarlığı'nca darbe olacağı konusunda TBMM arşivlerinde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığının bildirildiği" kaydedildi.

- ANKARA

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement