Yürüyen Bir Fotoğraf Makinesiyim

atv'de yayınlanan 'Hayat Devam Ediyor' dizisi bugün ikinci sezonuna başlıyor. Dizide 'İsmail Bakırcı' adında Güneydoğulu bir babayı canlandıran usta oyuncu Fikret Kuşkan; kendisini popüler dünyanın popülist oyuncuları arasında görmediğini söylüyor. Kuşkan ile diziyi ve hayatını konuştuk...

'Hayat Devam Ediyor'da izleyiciye gerçek yaşam hikayeleri sunuyorsunuz. Hikayenin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu sezonu da sağlıklı bir biçimde atlatacağımızı düşünüyorum çünkü elimizdeki materyal çok sağlam. Bu, ekip ruhuyla da çok ilgili; tek başına yapabileceğiniz bir şey değil tabii ki.

GARİBİM BENİM...

Dizide çocuk gelin, töre, namus, kumalık, yoksulluk, yaşam mücadelesi gibi birçok konuya değiniliyor. Siz 'İsmail Bakırcı' karakterini oynarken neler hissediyorsunuz?

İnsanların bu konulara uzaktan bakmayı tercih ettiklerini düşünmüyorum çünkü dizi bayağı bir izleyici kitlesine ulaştı. Bazı insanlara göre de farklı tabii durum. Yüzyıllardır gelenekselleşmiş şeylerin konuşulması, yanlış olanların ortaya çıkması bazı insanları celallendirir. Ne hissettiğime gelince... 'İsmail' gibi hissediyorum. Seyirci nasıl bir 'İsmail' görüyorsa, ben de öyle bir İsmail görüyorum. 'İsmail'im, garibim benim.

İlk defa Güneydoğulu bir adamı oynadığınız için rolünüzün size heyecan verdiğini söylemiştiniz...

Daha önce güzel, eli yüzü düzgün bir Güneydoğulu karakter ve doğru bir projeyle gelselerdi, oynardım. Şu anda iyi ki 'İsmail'i oynuyorum. Kentte büyümüş bir insan olarak, mesleğime çok şey kattı. Bir yıldır, çalıştığım zamanlarda 'İsmail Bakırcı', çalışmadığım zaman 'Fikret'im. Kendimi bol bol geri çağırıyorum. Yoksa başka türlü yaşanmaz; hastanelik olursunuz.

#Sayfa#

POPÜLİST DEĞİLİM

Röportajlarınızda fotoğrafınızın çekilmesini, ortalıkta olmayı sevmediğinizi söylüyorsunuz. Bunlar, tanınır olmanın gerekliliği mi?

Ben, sadece işimi yaparken fotoğraf çektiririm. Özel hayatımda da fotoğraflar çektirmekten hoşlanmam. Zaten fotoğrafçı olan insan; fotoğrafının çekilmesinden değil, fotoğraf çekmekten hoşlanır. Ben iki ayaklı, yürüyen bir fotoğraf makinesiyim. İçgüdüsel ve işgüdüsel olarak hem çekiyorum, hem de kaydediyorum.

Popüler olmanın sizi rahatsız ettiği zamanlar oluyor mu?

Ben tanınan bir oyuncuyum ama popüler dünyanın popülist oyuncularından değilim. 21 yaşında oyunculuğa adım attığım zaman da böyle olmasını istemiştim ve şu an o gün düşündüğüm yerdeyim. Ben her dakika, her yerde olmaktan haz etmem. Uzaktım, uzak kaldım ve uzak yaşıyorum. Bunu da seviyorum.

Oyuncunun gizemli bir yanı olmalı mı sizce?

Oyuncu kendisini saklamayı bilmiyorsa, giderek güçsüzleşir ve beslenemez. Beslenemediği sürece de kaliteli bir oyunculuk çıkaramaz.

'İSMAİL BAKIRCI' NASIL GÜLSÜN?

Dizi sizi hangi özelliğiyle cezbetti?

Gerçekleri çıplak olarak gözler önüne sermesi ve hikayenin hoşluğuyla. Böyle iki eşli, yedi çocuk babası bir adamı oynama şansı insanın karşısına kaç defa çıkar? Kalitesinden şüphe etmediğim için "Evet" dedim. 'İsmail'; bayağı zor, grift bir karakter. Sadece ben değil, kimse kendisini onun yerine koymak istemezdi.

'İsmail Bakırcı' karakterinin bir baba olarak yaşadıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beni gören herkes "Ah ağabey; senin ne zaman yüzün gülecek?" diyor. Ben de "Nasıl gülsün ki?" diyorum. 'İsmail' şimdiye kadar karşılaştığı bütün zorluklara çocukları için dayandı. Aslında çok güçlü bir adam.

Sabah : http://www.sabah.com.tr