Sanat yaşamında 30 yılı geride bırakan Emrah Erdoğan, bu kez 'Gelmeyen Bahar' isimli sinema filmiyle 8 Mart'ta hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Senaryosunu yazıp yönettiği filmde rol almamayı tercih eden ünlü sanatçı, kadına şiddet ve töre konularını ele alan filmin dublaj çalışmaları sırasında GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı.
BU KONU ABESLE İŞTİGAL!
Özcan Deniz ve Mahsun Kırmızıgül gibi, şarkıcılıktan yönetmenliğe geçen isimlerle kıyaslanıyorsunuz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Bazı insanlar beni şarkıcı kardeşlerimle aynı kategoriye koymaya çalışıyor. Ben bunların magazinin cilveleri olduğunu düşünüyorum. Bu konuda elmalarla, armutların karıştırılmaması gerekiyor. Benim adımın onlarla aynı cümlede geçmesi bile abesle iştigaldir. Kariyerime bakarsanız; şarkıcılığımla, oyunculuğumun hemen hemen aynı yıllarda başladığını görebilirsiniz. Bu kıyaslamaya gidenler, bugün üstad olarak anılan dev yönetmenlerle sayısız sinema ve televizyon filmi çekmiş biri olduğumu sanırım unutuyorlar. Ayrıca yönetmenliğin kimsenin tekelinde olmadığını düşünüyorum. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
DOYUM NOKTASINA ULAŞTIM
Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığınız bir filmde, neden başrolde oynamayı düşünmediniz? Bu bir strateji mi?
Aslında buna ihtiyaç ve doyum meselesi diyebiliriz. Benim kendi filmimde rol alarak daha da ünlü olmak, vitrinde olmak, hep önde olmak gibi bir ihtiyacım yok. Tam tersine; hiç ön plana çıkmamaya çalıştım. Bundan tam 30 yıl önce sinema setleriyle tanışan ve sayısız sinema filmi, televizyon filmi ve dizi çekmiş biri olarak ün konusunda doyum noktasına ulaştım. Aslında bu bir özgüven meselesi. Emrah, zaten uzun yıllar boyunca markasını ispatlamıştır. Bu saatten sonra neyin ispatında olabilir ki? O yüzden böyle bir şeye ne ihtiyaç duydum, ne de gerek gördüm.
Bu filmle amacınız nedir peki?
Ben ilk sinema filmimi 1984 yılında çektim. Bu saatten sonra yönetmen koltuğunda güzel bir film ortaya çıkarmak için yola çıktım. En büyük heyecanım; bu filmden yeniyıldızlar çıkmasıdır. Sadece o kadar...
Neden kadına şiddet temasını işlediniz?
Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Bana göre; cinsiyeti ve türü ne olursa olsun, şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez. Hele ki, kadına şiddet asla yaşanmaması gereken bir durumdur. Unutmamalıyız ki; kadınlar birer annedir ve herkesi bir kadın doğurmuştur. Kadınların, baştacı edilmesi gereken yerde, şiddet görmesi benim içimi acıtıyor. Bu kanayan yarayı ve aile bütünlüğünün önemini vurgulayan konuyu, sinema aracılığıyla daha iyi anlatacağıma inanıyorum.
ŞİDDETİN GÖLGESİNDE İMKANSIZ BİR AŞK
Emrah Erdoğan'ın senaryosunu Tarkan Ateşmen ile birlikte kaleme aldığı film, törenin gölgesindeki imkansız bir aşkı konu alıyor. Film; Ayten Uncuoğlu, Orhan Alkaya, Ayşe Kökçü, Turgay Tanülkü, Kerem Kupacı ve Beyza Şekerci gibi isimlerden oluşan zengin bir oyuncu kadrosuna sahip.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › 'Yönetmenlik Kimsenin Tekelinde Değil' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?