Fatih Altaylı "Aynı kıyafeti
Jennifer Lopez giyince 'mest etti' diye başlık atıyorsunuz,
Gülşen giyince 'Eleştirilerin hedefi' oluyor öyle mi!" demişti. Yeni Şafak yazarı
İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Sensin tiyatro. Gülşen'in donudur tiyatro" başlıklı yazısında,
15 Temmuz darbe girişimi için 'tiyatro' ifadesini kullananları ve isim vermeden, şarkıcı Gülşen'in bir konserde giydiği kıyafet nedeniyle eleştirilmesini köşesine taşıyan HaberTürk yazarı Fatih Altaylı'ya tepki gösterdi.
"Büyücek bir akıl hastanesine benzetiyorum bazen memleketi.
Akut halde, semptomları ortadan kaldırılamayan, her türden ilacı reddeden akıl hastalarıyla dolu büyücek bir akıl hastanesine üstelik" diyen Kılıçarslan, "Çünkü başkaca bir izah bulamıyorum zihnimde. 15 Temmuz'un yıl dönümünde toplumun hatırı sayılır bir kesiminin "15 Temmuz tiyatroydu" fikrine nasıl ikna olduğunu "akıl hastalığı" dışında izah edebilecek bir gerekçeden yoksunum çünkü" dedi.
"Teröristlerin, asker kıyafeti giymiş aşağılık teröristlerin safına geçmek, onların kara propagandasına teslim olmak hiç mi utandırmıyor seni?" diye soran Kılıçarslan, "Bak sana dahasını söyleyeyim. Bu halk, sabaha kadar kendisine ateş açan o asker kıyafeti giymiş teröristleri elleriyle paramparça etmediyse, hepsinin leşini teker teker meydana sermediyse bu sadece bu halkın büyüklüğünü, merhametini, şefkatini gösterir. Başka bir şey değil. Sabaha kadar ulan" diye sordu.
Kılıçarslan yazısına şöyle devam etti:
Sensin tiyatro. Olmadık yalanlara inanıp bu yalanlarla kendine mutlu, mesut bir hayat kurabileceğini sanıyorsun. Sahnenin büyüsüne kapılıp gidiyorsun. Oysa orası gerçek değil. Gerçeğin temsili bile değil. Gerçek başka bir yerde... Gerçek bambaşka bir yerde… Bu gerçekle, bu gerçeklerle yüzleşmek yerine 15 Temmuz'a "tiyatro" demeni öğütlüyorlar sana. Bunu öğretiyorlar.
Hadi şununla bitirmiş olayım. Sahneye donuyla çıkan Gülşen'e insanların tepki gösterdiğini düşünüp 'ne kadar gerici bir ülkemiz var' diyorsun ya. Tam orada işte tiyatro. Bir şarkıcının 'sahneye donumla çıktım diye beni mağdur ediyorlar' PR'ına, bir şarkıcının leş halkla ilişkiler kampanyasına 'yaşam tarzı savunması' atfediyorsun. Uyuma dayı, paranı çalarlar. Sahneden 'kızlar nerenizi açarsanız açın' diyerek güya kahramanlaşan
Melek Mosso, AK Partili yerel yönetimlerin finanse ettiği konserlerde para istifliyor. Dolayısıyla sensin tiyatro. Çünkü sen, sabah kalkıp işe gitmek zorunda olduğun için depresyona bile giremiyorsun. Tekrarlıyorum: Uyuma dayı, paranı çalarlar.
'Yaşam tarzı savunmak' böyle bir şey değil. 'Yaşam tarzı savunmak', müreffeh bir ülkede, hep birlikte, birbirine benzemeyen kardeşler olarak yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışmakla olur. Gülşen'in donunu savunmakla değil. 15 Temmuz'a tiyatro diyerek değil. Bu sadece aramızdaki yarığın açılmasını sağlıyor. Bir gör artık şunu da, oturup konuşacak, konuşabilecek bir zeminimiz olsun elimizde. İn şu sahneden artık. Çünkü sahne senin değil, başkasının!"
Sizin düşünceleriniz neler ?