Yeni Diziyi Cihangir'de Ofis Ararken Yazdım! - Son Dakika
Magazin

Yeni Diziyi Cihangir'de Ofis Ararken Yazdım!

Yeni Diziyi Cihangir\'de Ofis Ararken Yazdım!

Gülse Birsel yeni dizisini nasıl yazdığını anlattı: Cihangir'de bir ofis ararken; tanıştığım insanlar, emlakçılar, ev sahipleri falan derken, her şey bir....

03.12.2011 06:03

'Avrupa Yakası'ndan sonra ekrandan uzak kalan Gülse Birsel; yeni dizisi 'Yalan Dünya' ile yine hem senaryo yazarı hem de oyuncu olarak ekrana iddialı bir dönüş yapmaya hazırlanıyor. Cihangir'de geçen bir hikayenin anlatıldığı 'Yalan Dünya'nın hazırlıkları sürerken; dizinin müziklerini yapan Nil Karaibrahimgil, Instyle için arkadaşı Gülse Birsel ile sohbet etti.

Bir kitapta, isimlerin insanları etkilediğini okudum. Sürekli o kelimeyi duyuyorsan, kelimenin gücü seni etkiliyor... Sende isminin böyle bir etkisi var mıdır?

Evet var sanırım. Adım annemle babamın isimlerinin ilk heceleri birleşince çıkıyor ortaya; Gültekin'in 'Gül'ü, Semiha'nın 'Se'si. Son çocukta yaratıcılığımızı çalıştıralım demişler. Abim ile ablam koymuş ismimi. Ben de çok uzak değilim gülmeye.

KAZA KURŞUNUYUM!

Çocukken komik miydin?

Komik bir çocuktum ama bu en küçük çocuk olmakla da ilgili olabilir; abim benden 15 yaş, ablam 13 yaş büyük. Kaza kurşunuyum. "Hadi şimdi şunu yap, hadi şimdi şarkı söyle" derlerdi bana. Ben de çok seviyordum bunu. Bu konuda bir teori var; sanatçılar genellikle ailelerin en küçük çocuğundan çıkıyormuş.

Nişantaşı'nda bir apartmanda yaşıyorsun... Ama ülkendeki insanları çok iyi tanıyor olmalısın ki; hep sevilen, çok izlenen işlere imza atabiliyorsun...

Bana en çok sorulan şey; "Nerden tanıyorsunuz bu insanları?" Aslında hepimiz tanıyoruz bu insanları. İstanbul gibi bir yerde steril yaşama imkanın yok ki! Gazetecilik, dergicilik sadece insanları daha yakından tanımak için iyi bir fırsat oldu benim için. Bu işe yarayacağını bilmiyordum ama iyi oldu.

"Ben de bunu yapabilirim" fikri aklına ilk ne zaman geldi?

Önce Amerika'ya gittim, senaryo okudum. Orada iyi bir öğrenci olduğumu söylüyorlardı. "Ben bu işi kıvıracağım galiba" dedim orada. Sinema okuduğum için, "Belki sinema filmleri yazarım bir gün" diyordum. Sonra atv Haber'e girdim. Üç ay boyunca akşam 9, sabah 9 çalıştım. Tekrar dergilere döneyim dedim, hayatım dergilerde devam edecek zannediyordum. Tamamen tesadüf oldu.

30'UMDA OYUNCU OLDUM

Peki, nasıl bir ailen var?

Birlikte muhabbet etmeyi çok seven ama çok maceracı, yeni fikirlere açık olmayan bir aile bizimkisi. Oyunculuk fikrine sıcak bakmıyorlardı. Biraz alıştıra alıştıra ilerledim açıkçası... "Yapma demiyoruz ama hobi olarak yap" diye bakıyorlardı olan bitene. Neyse ki onların çok da karşı çıkamayacağı bir yaşa geldiğimde, 30 yaşında oyunculuk yapmaya başladım Avrupa Yakası'nda. Sonra da en çok onlar hava attı bununla.

4-5 GENÇ, BİR DE BEN

Ocak ayında 'Yalan Dünya' adlı yeni dizin başlayacak. Biraz anlatır mısın?

Bir kadın-erkek hikayesi düşünüyordum. Ne yaşarsan onu yazarsın. 4-5 yılımı hep bu taraflarda geçirdim. Belki onun için de 'Yalan Dünya'da hikayeyi; oyuncu çevresi, Cihangir oluşturuyor. O kafamdaki çifti böyle bir şeyin içine taşımak aklıma geldi. Cihangir'de bir ofis edineyim derken tanıştığım insanlar, emlakçılar, ev sahipleri falan, her şey bir araya geldi. Oturup yazıya dökmeye başladım. Oyuncular; Altan Erkekli, Füsun Demirel, Beyazıt Öztürk, Olgun Şimşek, Hasibe Eren... 4-5 genç oyuncumuz daha var, bir de ben oynuyorum.

'Avrupa Yakası' gibi başarılı bir projenin, üzerinde oluşturduğu bir baskı var mı?

Kimi 'Avrupa Yakası'nı özleyecek, kimi bunu daha çok sevecek. Mesela sokakta bana, 'Burhan Abi var mı?' diye soruyorlar. Haydi, "Engin Günaydın var mı?" deseler anlayacağım. Kaliteyle popülaritenin küçücük bir kesişim kümesi var sinemada da, tiyatroda da ve televizyonda. 'Avrupa Yakası'nda oraya ulaşmayı başardık. 'Yalan Dünya'da da hedefimiz o açıkçası.

HİÇ KİMSE GÜZELLİK SIRLARINI VERMİYOR

Bugün bir genç kız gibi odana bir poster asacak olsan, kimin posterini asardın?

Herhalde Woody Allen olurdu.

Güzellikle ilgili sırlarını sorsam...

Benden yaşı büyük olup da, çok iyi duran birkaç oyuncu arkadaşım var. Onların ağzından kerpetenle laf almaya çalışıyorum. Bu sanırım uluslararası olarak bütün kadınların yemin ettiği bir konu, kimse iki çift sır vermiyor! Ama benim kendi adıma paylaşabileceğim bir durum gerçekten yok. Ayda bir, 20 dakika düzenli sporum var. Ailenin genlerinden başka bir şey olamaz çünkü korkunç yiyorum. Tek değişikliğim benimi aldırmış olmam.

HAYAT BANA MERHAMETLİ

Her kadın alışveriş yapmayı sever ve sen de hep şık bir kadınsın...

Maalesef bu konuda da güzel cevaplar veremeyeceğim çünkü inan hiç anlamıyorum. Bir kursu olsa gideceğim, o kadar söyleyeyim. O kadar yıl moda dergisi çıkardım tek öğrendiğim şey sanırım risksiz parçaları seçiyor olmamdır. Kombin yapabilmek ayrı bir göz, ayrı bir yetenek. Bir sürü şey alırım, bir bakarım hepsi birbirinden bağımsız ve öylece dururlar dolapta.

Balık burcu dediğin zaman herkes durup, "Hııı duygusal" der ya, ben sende onu görmüyorum ama...

Kolay ağlamam, alıngan değilimdir. Hayatla baş edebilen bir insanım zaten. Hayat da bana çok merhametli davranıyor.

KOMİK OLMAK DEZAVanTAJ

Komik kadın sence nasıl bir kadın? Dikkat çeker mi, seksi olur mu o kadın?

Mesela erkekler ona aşık olur mu? Valla cazibe ve seksapelle ilgili bir avantaj olduğunu pek sanmıyorum. Erkekte değil ama kadında belki dezavantaj bile olabilir. Komiklik hatta kadının seksapelinden bile götürebilir.

Peki arkadaşlarına, "Gülse komik mi?" diye sorsak cevapları nasıl olur?

Büyük ihtimalle, "Evet" derler. Hatta birçok arkadaşım, "Televizyondan daha komiksin gerçekte" diyor.

Sabah : http://www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr

Son Dakika Magazin Yeni Diziyi Cihangir'de Ofis Ararken Yazdım! - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement