Ömür Gedik: Ben son derece samimi buldum Pınar'ın itiraflarını. Sanırım en sağlam ilişkiler de böyle plansız, ciddi bir şeyler düşünmeden, akışına bırakılıp başlayıp, yaşananlardan çıkıyor. Yaş farkı ise sadece rakam. İlişkilerin sağlamlığını belirleyecek faktörler arasında sonlarda geliyor. Pınar ve Yağmur örneğinde olduğu gibi.
Cengiz Semercioğlu: Yıllarca bu konuda Pınar Altuğ'a haksızlık yapıldığını söyledik durduk, "Bırakın bu çiftin arasındaki yaş farkını" dedik. Ama anladığım kadarıyla Pınar bundan gizliden gizliye memnunmuş. Kimse konuşmadığı zaman kendisi meseleyi gündeme getiriyor çünkü... Durup dururken neden bu konuyu kendisi açtı şimdi? Bunun üzerine "Yanınızdaki kocanız mı, çocuğunuz mu?" diye yorum yapanlara kızma hakkı kalmadı artık Pınar'ın.
Onur Baştürk: Samimi buldum. Ama eğer bunu daha eşine söylemediyse Yağmur bozulmuş olabilir tabii. 14 yıl sonra aralarına kara kedi girmesin şimdi?
Sıra dışı ama coşkuluydu
23 Nisan'ı sokağa çıkma yasağı altında kutladık. Pek çok belediye başkanı o gün marşlar eşliğinde sokak sokak gezip halkla buluştu. Akşam 21.00'de ise tüm ülke balkonlardan İstiklal Marşı'nı okuduk. Konsey üyeleri bu sıra dışı 23 Nisan'da neler yaptı, nasıl geçirdi, neler hissetti?
Ömür Gedik: Pandemi ve sokağa çıkma yasağı çocukların 23 Nisan coşkusunu doya doya yaşamalarına engel olsa da gece 21.00'de hep birlikte balkonlardan, evlerin önüne çıkarak söylediğimiz İstiklal Marşı, 100'üncü yıl kutlamalarını eşsiz ve unutulmaz kıldı. Ben o an pencerenin önünde mutluluktan ağlarken, Atatürk'e teşekkür ederken buldum kendimi. Şahane bir duygu patlamasıydı. Ağlarken yalnız olmadığıma, pek çok kişiyle aynı anda gözyaşı döktüğüme de emindim.
Onur Baştürk:
Sıra dışıydı ama çok coşkuluydu. Evlerden, balkonlardan sesler dinmek bilmedi. Heyecan vericiydi ve moral aşılayıcıydı. Her zaman hatırlanacak bir 100. yıl kutlaması oldu. Mütevazı ve samimi.
Cengiz Semercioğlu: Sokaklarda beraber olamadığımız ama birlik duygusunun yüksek olduğu bir bayramdı... O yüzden son yıllarda hak ettiği özen ve ehemmiyetle kutlanan en iyi 23 Nisan oldu bu. Çocuklarla resimler yapıp camlara astık, bayraklarla süsledik evin pencerelerini. Saat 21.00'de de pencerelerden İstiklal Marşı'mızı söyledik. Hatta hızımızı alamayıp 10. Yıl Marşı, İzmir Marşı'nı hopörlerden çalıp sokak sakinleriyle birlikte söyledik. Çocuklar çok heyecanlıydı.
İkon olmanın hakkını veriyor
Ajda Pekkan, Instagram sayfasından bahçesinde spor yaptığı pozları paylaştı. Herkesin yemek yapma görüntüleri paylaştığı ve kilo aldığı günlerde yine fit haliyle gündeme gelen Ajda Pekkan'ı Konsey yorumladı.
Onur Baştürk: Ah Ajda ya! İkon olmanın hakkını veriyor. O stil spor giyimiyle bacaklarını savura savura verdiği pozlar şahaneydi. Dediği gibi, spor yapmamanın bahanesi olmaz. İster Ajda gibi bahçeye çık, ister evinde yap.
Cengiz Semercioğlu: Ajda her zaman Ajda'dır... Karantina altında bile Ajda'dır. Kimi zaman mutfaktan bir fotoğraf koyar haftalarca kalçalarını konuşuruz, kimi zaman karantinadan spor görüntüsü koyar bütün dikkatleri üzerine çeker. Ajda sadece 20. yüzyılın değil, 21. yüzyılın da Ajda'sıdır... Ben Ajda gibi markasını bu kadar uzun süre doğru yöneten bir isim daha görmedim.
Ömür Gedik: Ajda süperstar imajına uygun bir pozla geldi. Kendini salmış bir Ajda beklemiyorduk zaten. Bu zamana kadar disiplinli hayat tarzıyla formunu koruduğunu bir kez daha anlamış olduk. Bu arada Ajda'nın kedisi de star. Fotoğraftaki şu duruşuna bakar mısınız?
90'lar starlarına karantina yaramadı
Serdar Ortaç, "30 milyon TL'lik evimi çalışanlarıma bırakacağım. 10-15 senedir bana onlar bakıyor. Paranın bir önemi yok artık. Sağlığım olsun. Para ile yapacağım her şeyi yaptım" dedi. Üstüne de "Sıkıntı çekince her şeyin farkına varıyorsun. Kredimi dün taksitlendirdim. İhtiyacım olmasa o taksitlendirmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu bilemeyecektim" açıklamasını yaptı. Konsey, ünlü şarkıcının bu açıklamalarını değerlendirdi.
Onur Baştürk: Serdar Ortaç'ın karantina boyunca maddi durumunu gündeme getirip duygu sömürüsü yapmasından sıkıldım. Aldığı kredileri, bilmem kaç milyonluk evini insanların gözüne sokmasına bu dönemde hiç gerek yok. Herkes yarın işim olacak mı acaba diye düşünürken üstelik. Bir otur evinde sakin. Yok, bu 90'lar starlarına karantina yaramadı bence...
Cengiz Semercioğlu: Serdar Ortaç 50 yaşında nasıl bu kadar erken yaşlandı anlamıyorum. Hem kendisinin hem ailesinin sağlık sorunları elbette insanı olumsuz etkiler ama Serdar sürekli motivasyonu düşük halde geziyor. Chloe'yle (Loughnan) evliyken de aynı durumdaydı, Seçil Gür'le sevgiliyken de... Şimdi de mirasını dağıtıyor. Ne oluyoruz Serdar silkelen ve kendine gel lütfen. Sen şarkılarınla bu ülkeyi en çok eğlendirmiş adamsın, bu kadar melankoli yakışmıyor sana.
Ömür Gedik: Serdar, konserlerin olmadığı ve evde yalnız kaldığı şu günlerde hayli duygusallaştı. Çalışanlarına vefa hissetmesi güzel ama ölümü falan düşünmesin bence, Allah geçinden versin. Maddi sıkıntılar nedeniyle kredilendirme yapması ve zorlukların farkına varması onu farklı bir bilinç düzeyine getirmiş. Her yeni olay ve tecrübeyle olgunlaşmanın, büyümenin keyfini yaşıyor.
Bu ikiliden test sürüşü çıkar
Kerem Bürsin ve Demet Özdemir'in aşk yaşadığı iddia edildi. Kerem'in D harfli kupası bu aşkın itirafı olabilir mi? Bu ikiliden aşk çıkar mı?
Onur Baştürk: Ünlülerin kendi kümeleri içinde daldan dala atlayarak ilişki denemeleri yapmaları ve bunun adına "aşk" denilmesi sinirimi bozuyor. Bu ikiliden test sürüşü çıkar, ötesi olmaz bana göre. Biraz acımasız oldu ama öyle. Umarım yanılırım.
Cengiz Semercioğlu: Yakıştırdılar mı, gerçek mi emin olamadım bu aşktan. Şüphemin en büyük nedeni ise karantina günlerinde görüntülü bir aşkın ciddiyete nasıl döküldüğünü anlayamam. Eğer doğru çıkar da karantina günlerinden sonra bu çifti el ele görürsek magazin tarihinin ilk görüntülü aşkı olacak bu.
Ömür Gedik: Bu aşk iddiası nereden çıktı bilmiyorum, tek kanıt Kerem'in elindeki kupa değildir herhalde! Ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz sözünü de hatırlatmak istiyorum. Yani dedikodusu varsa, aşk da olabilir pekala.
Erkekler, kadınları daha iyi anladı
Ozan Güven "Evde temizlik yapıyorum. Bitmeyen bir ev işi var. Ev kadınlarını da alkışlamalıyız" dedi. Kerem Bürsin ise "Ev işleri terapi gibi. Bulaşıkları elde yıkıyorum, yerleri sirkeli suyla siliyorum. En zorlandığım ise gömlek ütülemek" açıklamasını yaptı. Konsey, ünlü erkeklerin ev işleriyle imtihanını değerlendirdi.
Ömür Gedik: Sadece erkekler değil iş hayatına dalıp evden uzak kalan pek çok kadın da kendini mutfakta yemek ve evde iş yaparken buldu. Kerem'de olduğu gibi ev işlerinin terapi gibi geldiği insan sayısı hayli fazla. Bazılarında ise farkındalıklar oluştu. Ozan'ın "ev kadınlarını alkışlamalıyız" cümlesini de hayli yerinde buldum. Umarım her erkek karantina sırasında kadınlarla bu tarz empatiler yapmayı başarıyordur.
Onur Baştürk: Ben de temizlik yapıyorum, bulaşık yıkıyorum. Hatta bir ara camları bile sildim. Çünkü evde olunca insanın bir noktada gözü takılıyor. Rahat edemiyor. O yüzden ünlü erkeklerin de eve işlerine sarmasını gayet iyi anlayabiliyorum. Ama nereye kadar yapacağız bunu, bilemiyorum valla. Cengiz Semercioğlu: Ünlü ya da ünsüz fark etmez bütün erkekler ev işlerini orasından burasından yapmayı öğrendi. Ozan gibi empati yapanlar da ev kadınlarının hakkını teslim etti. Evi çekip çevirmeyi, çocuk yetiştirmeyi kolay bir iş sanıyordu erkekler. Şimdi iş başa düşünce zorluklarını anlamaya başladılar. Bu karantina süreci bütün erkeklerin kadınları daha iyi anladığı bir dönem olur inşallah.
Son Dakika › Magazin › Yağmur Atacan, Pınar Altuğ'un bu itirafa bozulabilir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?