Üç yıl önce 'The Hurt Locker' (Ölümcül Tuzak) filmiyle 'En İyi Yönetmen' Oscar'ını alan ve bu ödülü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen Kathyrn Bigelow, şimdi Usame Bin Ladin operasyonunu anlatan 'Zero Dark Thirty' ile karşımızda.
İLK SENARYO ÇÖPE GİTTİ
Ülkemizde bu hafta vizyona giren film; Usame Bin Ladin'in Amerikan özel güçleri tarafından öldürülüşünün 10 yıla yayılan öyküsünü konu ediyor. Aslında Bigelow'un niyeti; Amerikan güçlerinin Bin Ladin'i yakalayamadığı Tora Bora çatışmasını anlatmakmış. Fakat Mark Boal filmin senaryosunun büyük bölümünü tamamlamışken Bin Ladin'in ölüm haberi gelmiş... Bigelow ile Boal da senaryoyu çöpe atıp projeyi Bin Ladin'i öldürme operasyonunun öyküsü olarak kurmuşlar. Ordudan ve istihbarattan birçok kişiyle bağlantısı bulunan Boal, projenin ilk hali için yaptığı araştırmalardan bu film için de faydalanmış. Nihayetinde ortaya; 11 Eylül 2001'den, yani New York'ta İkiz Kuleler'in yıkılışından 2 Mayıs 2011'de Usame Bin Ladin'in Pakistan'da öldürülmesine uzanan filmin senaryosu çıkmış. Film; bugüne kadar birçok eleştirinin hedefi oldu. Birçok kişi filmin, insanlık dışı sorgulama tekniklerini makul gösterdiğini ve işkenceyi 'kabul edilebilir' kıldığını savunuyor. Kimileri ise senarist ve yönetmenin, Amerikan istihbaratının gizli bilgilerine nasıl ulaştığını sorguluyor.
SES GETİRDİ
Tüm bu tartışmalara rağmen 'Zero Dark Thirty'; ödül mevsiminde adı sıkça geçen bir film oldu. Altın Küre'de dört dalda aday olan fim; başrol oyuncusu Jessica Chastain'e 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü getirdi. Film, Oscar'da ise 'En İyi Film' dahil beş dalda aday gösterildi ancak bunların arasında 'En İyi Yönetmen' dalı yok. Filmin oyuncu kadrosunda ise birçok önemli projede yer almış Jessica Chastain'in dışında, Jason Clarke, Jennifer Ehle, Kyle Chandler ve James Gandolfini gibi isimler var.
'CIA AJANI MAYA' ROLÜYLE ALTIN KÜRE'YE DAMGA VURDU
Amerikalı oyuncu Jessica Chastain; 'Zero Dark Thirty'de Bin Ladin'in peşindeki 'Maya' isimli bir CIA ajanını canlandırıyor. Bu rolüyle Altın Küre'de 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü kazanan oyuncu; Oscar'ın da en güçlü adayları arasında gösteriliyor. Chastain, filmdeki rolünü şöyle anlatıyor: "Maya' karakterini canlandırmaktan onur duyuyorum çünkü onun gibilerini sinemada az görüyoruz. 'Maya', çok entelektüel ve güçlü bir kadın. Onu oynamak harikaydı." İzleyicinin, kadınları farklı rollerde görmeye alışamadığını söyleyen Chastain, "Bu filmde tamamen işiyle öne çıkan bir kadını oynamak çok hoştu" diyor.
#Sayfa#
ERKEK HOLLYWOOD ARENASINDA GÜÇLÜ BİR KADIN
Kathryn Bigelow, 2010'da Oscar'da rakip olduğu eski eşi James Cameron'a ve filmi 'Avatar'a karşı elde ettiği zaferin ardından, iddialı yapımlara yöneldi. Otoriteler; Bigelow sinemasının ikiye bölünerek ele alınması gerektiğini söylüyor. Yönetmen; 2000'lere kadar olan bölümde 'Karanlık Bastığında', 'Kırılma Noktası' ve 'Tuhaf Günler' gibi görsel açıdan dikkat çekici filmler çekti. 2000'den sonra ise aktüel konuları ele alan aksiyon filmlerine yöneldi.
YALNIZCA TAKİPÇİLERİ TANIYORDU
2010'a kadar Bigelow, sadece sinemayı çok iyi takip edenlerin adını bildiği bir isimdi. Hatta birçok sinemasever bile, yönetmenin birkaç filmini izlemiş olmakla birlikte, adını duyunca hatırlamazdı. Tam anlamıyla 'klasik' denebilecek bir filmi yoktu, festivalleri gezip ödüller alan filmler de yapmıyordu. Kadın yönetmen sayısının pek fazla olmadığı Hollywood'da Bigelow; 80'li yıllarda aksiyon ve korku türündeki filmleriyle 'Erkekler arenasında bir kadın olarak' anılıyordu.
DEĞİŞİM VAKTİ
Bigelow, bu durumu şöyle özetliyordu: "Kadınların film yapmasına karşı bir direniş varsa da, ben bunu engel olarak görmüyorum. Cinsiyetimi değiştiremem ve film yapmayı bırakamam!" Ünlü yönetmen; 2000'lerle birlikte kariyerinde farklı bir yola girdi. 2000 tarihli 'Suyun Ağırlığı', ardından da Harrison Ford ve Liam Neeson'lı 'Tehlikeli Saatler' ile değişim fark edilmeye başladı. 2008'de 'Ölümcül Tuzak'la ise ana akım sinemasına geçiş yaptı. Artık karşımızda sıra dışı tür sineması yapan bir yönetmen değil, Hollywood'da 'büyük yönetmen'ler arasında ismi geçen bir sinemacıydı.
SİNEMA SERÜVENİNDE CAMERON ETKİSİ
Kathryn Bigelow'un bir yönetmen olarak serüvenindeki önemli faktörlerden biri de James Cameron. Bigelow ile Cameron; 80'li yılların sonunda evlendi ve iki yıl evli kaldı. İki sinemacının o dönemki filmleri arasında bazı benzerlikler ve kesişim noktaları görmek mümkün. İkisinin de tür sinemasına, şiddete ve aksiyona merakı biliniyor. Ünlü yönetmen Cameron'ın; Bigelow'un kariyerindeki yeni evrede küçük de olsa payı var: 2010'da 'En İyi Yönetmen' Oscar'ını getiren 'Ölümcül Tuzak'ı çekmesi konusunda Bigelow'u, Cameron teşvik etmiş. Böylece belki de kendisini 'Avatar'la aday olduğu ödülden etmiş!
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Usame Bin Ladin Operasyonuyla Oscar Yolunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?