Duygu Leloğlu, A Haber'de hafta içi her gün 24.00-02.00 saatleri arası 'Gece Ajansı' adlı programı sunuyor. Brüksel merkezli çalışarak Avrupa, Ortadoğu ve Kafkaslar başta olmak üzere birçok yeri tavaf eden Leloğlu ile enine boyuna haberciliği konuştuk...
KAN ÇEKTİ, DÖNDÜM!
Çok renkli bir kariyer geçmişiniz var. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Uzmanlık alanım Avrupa siyaseti. Ankara İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nü bitirince Fransa'ya Avrupa gazeteciliği üzerine yüksek lisans yapmaya gittim. Uzun yıllar Brüksel'i merkez alarak gazetecilik yaptım. Uluslararası Euronews kanalında serbest gazeteci olarak çalıştım. Türkiye'ye dönmeden önce de Sabah gazetesinin Brüksel temsilciliğini yapıyordum. Yurt dışında kaldığım yıllar, beni Türkiye'ye daha çok yaklaştırdı. Kan çekti ve sonunda 2.5 yıl önce İstanbul'a döndüm. Bir de o tarihlerde A Haber kanalı kuruluyordu. İki yıl boyunca 'Satır Arası' adlı programı sundum, şimdi ise A Haber'in 24.00'de başlayan 'Gece Ajansı'nı hazırlayıp sunuyorum.
HER ŞEYE DEĞİNİYORUZ
'Gece Ajansı'nın içeriğini anlatır mısınız?
'Gece Ajansı', bir haberaktüalite programı. Hem günün öne çıkan gelişmelerine ilişkin haber veriyorum, hem de o gündeme ait konukları ağırlıyorum. Sadece iç değil, dış siyasetten de bahsediyorum. Kimi zaman yurt dışından gelen siyasetçi, akademisyen, gazetecileri de stüdyoda konuk ediyorum. İkinci bölümde ise yaşama ağırlık veriyorum. Müzik, edebiyat gibi; yaşamın insanları içine çeken her alanına değiniyorum.
Türkiye'de habercilik Avrupa'ya göre daha mı zor?
Evet ama çok daha heyecanlı! Özellikle Batı Avrupa'da her alanda bir oturmuşluk var. Ancak bu oturmuş sistem, insanı bir süre sonra robot haline getiriyor. Türkiye'de ise Avrupa'nın hiçbir yerinde olmayan, her dakika değişen bir gündem ve büyük bir heyecan var. Bu kadar heyecan hem kalpten götürür, hem de her dakika yaşadığını hissettirir insana.
EKRAN ENERJİSİ ŞART
Ekran önünde güzellik önemli bir faktör müdür?
Televizyonun en önemli özelliği, görselliğin birçok şeyin önüne geçebilmesi. Ancak eğer izleyiciye güzelliğinizden başka sunabilecek bir yönünüz yoksa; o avantaj, dezavantaja dönüşebiliyor. Habercilikte iki tane olmazsa olmaz var: İzleyiciye verilen güven ve bilgi birikimi... Türkiye'de de son yıllarda, sadece güzelliğe önem veren zihniyetin değiştiğine tanık oluyoruz. Ama ekran enerjisi çok önemli.
BEN BU İŞE BAŞ KOYDUM
Hafta içi yoğun bir tempoda çalışan biri olarak hafta sonlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Hafta arası hayatımın ritminin farklı olması nedeniyle göremediğim arkadaşlarımı hafta sonu görüyorum. Bunun dışında flamenko dansı yapıyor, yüzüyor, kitap okuyorum. Uzun süre soğuk ve denizi olmayan bir yerde yaşadığımdan olsa gerek, İstanbul'da Boğaz keyfini de kaçırmamaya gayret gösteriyorum.
İlerideki hedefleriniz neler?
Ben bu işe baş koydum. Kendimi haberci kimliğimle tanımlayan bir insan olarak, televizyonculukta devam etmek istiyorum. Çünkü ekran bana adrenalin veriyor. Yani hep birbirimize söylediğimiz gibi: Durmak yok, yola devam!
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Türkiye'de Habercilik Yapmak Çok Heyecanlı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?