"Tarkan'ın Eli Boş Dönmesi Çok Normal!"

Henüz 2.5 yaşında annesinin kucağında 'Çile Bülbülüm' şarkısını söylermiş; daha okuma yazma öğrenmeden Ankara Devlet Tiyatrosu şan ve bale bölümlerine kabul edilmiş. İlkokula başlamadan Mümtaz Zeki Taşkın'ın yazdığı 'Yıldız Ece' ve 'Karaböcek' oyunlarında rol almış. Yine okula bile başlamadan soprano olarak yetiştirilmeye başlanmış. Neş'ecan Göktürk, 5 yaşında 'Karaböcek' piyesinde İsmet İnönü'den Karaböcek soyadını almış, 'Orta Şark'ın Altın Bülbülü' olarak anılan sanatçı; henüz 7 yaşında ilk taş plağını kaydetmiş. 1968 yılında 5 milyona yakın satan 'Artık Sevmeyeceğim' 45'liği ile efsanevi şarkıcı kimliğinin ilk büyük adımını atan Neşe Karaböcek'in onlarca altın plağı ve sayısız ödülü var. 17 Ekim'de Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi'nde konser vermeye hazırlanan, yakında 'Yeşil Elmas' adlı kitabını çıkaracak olan Neşe Karaböcek; dünden bugüne hayatını anlattı.

ŞAŞIRIP BENİ CÜCE SANMIŞ

İlkokula bile başlamadan konservatuvara girmişsiniz. Anneniz sizi nerelere taşıdı?

Çok küçükken de şarkılar söylediğimi annemin anlattıklarından biliyorum ama hayal meyal hatırladıklarım da var. Annemin beni yerleri ahşap ve siyah olan çok büyük bir salona götürdüğünü hatırlıyorum. Çok uzakta bir adam piyano çalıyordu. Nazım Ülgen o zamanların senfoni şefi. Nazım Hoca; benden çıkan sese şaşırıp beni cüce sanmış.

Sınıfta akranlarınızla arkadaşlıklar kurabiliyor muydunuz?

5 yaşına girmeden konservatuvarda şan ve bale kısmına yazılmıştım, aynı zamanda Küçük Tiyatro da başlamış oldu. 'Elma Kurdu', 'Yıldız Ece', 'Karaböcek' oyunlarında hep başroldeydim. İlkokula direkt 2'nci sınıftan aldılar. İlkokulda çok fazla arkadaşım yoktu çünkü okuldan çıkınca annem beni alıp hem tiyatroya, hem konservatuvara koşturuyordu..

KIYAMETİ KOPARTTIK

Size 'Arabeskin Annesi' de demişler, 'Orta Şark'ın Altın Bülbülü' de. Siz bu yakıştırmaların en çok hangisini seviyordunuz?

'Orta Şark'ın Altın Bülbülü' hoşuma gidiyor. Adana'ya gitmiştik. Sahneye Arap sazları çıkıyordu, muganniyeleri (şarkıcı kadın) hastalanmıştı; ben sahneye çıkmak istedim. Arapça 'Alloma'yı söyledim; Adana'da dinleyenler bana ne halılar, ne altın takılar hediye ettiler anlatamam. 'Orta Şarkın Altın Bülbülü' ilk öyle yakıştırıldı.

6.5- 7 yaşlarında ilk plağınızı da kaydetmişsiniz; size kimler eşlik ediyordu?

İlk ve son taş plak kaydımdı. Colombia/ Odeon'la kaydetmiştik. Hepsi harika müzisyenlerle Arapça 'Alloma'yı kaydettik. Ahmet Yatman kanun, İsmail Şençalar kanun, Kadri Şençalar ud, Feyzi Aslangil piyano, Sadi Işılay keman, Şükrü Tunar klarnetteydi; hepsi birer virtüöz, çok zengin sazlardı.

'Artık Sevmeyeceğim' şarkısını sizden önce de 11 kişi okumuş ama şarkı sizin sesinizle meşhur olmuş...

'Artık Sevmeyeceğim'i ilk duyduğumda aklımda İspanyol bir havayla hayal ettim. "Bu şarkıyı mutlaka okumam lazım" dediğimde; Suat Sayın "Senden önce çok okuyan oldu; tutmadı" demişti ama benim içimde kaldı. Çok zaman sonra As Plak'tan Kenan Özten'i ikna ettim.

'Artık Sevmeyeceğim' 45'liği 5 milyona yakın satmış...

İlk aranjesini Cem Karaca yapmıştı. Çok pop olmuştu ve hayal ettiğim gibi değildi. Bunun üzerine çıplak sesle söyledim ve notaya aldılar. Sabahın 5'inde kaydettik. Şarkı da kıyameti kopardı.

KİTABIMI HAZIRLIYORUM

'Gazino Show' projesi nasıl başladı? Anlatır mısınız?

İzmir Fuarı'nda Seyyal Taner, Ümit Besen, Latif Doğan ve Nurhan Damcıoğlu ile Nostalji Gazinosu adı altında program yaptık. Sonra Muazzez Abacı, Seçil Heper, Emel Sayın'la konserlerimiz de oldu Böylece Gazino Show'a başlamış olduk. 'Gazino Show' devam ediyor. Ayrıca solo konserlerim de omacak. Bir yandan da şifalı bitkilerle ilgili kitabımı tamamlamaya çalışıyorum.

Söz kitabınıza gelmişken, 'Yeşil Elmas' adlı kitabınızı anlatır mısınız?

Kitap fikri Amerika'da Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı makaleleri takip ederken; kendim de araştırmaya başlayınca ortaya çıktı. Nasıl kömür, kara elmas ise; doğada bitkiler de yeşil elmas ve öyle büyük faydaları var ki, araştırdıkça büyüleniyorum. Kitaba çiçeklerle ilgili şiirlerimi de serpiştiriyorum; kendi hayatımdan alıntılar da olacak.

CECELİ'NİN SESİ KALBE DOKUNUYOR

'Kemancı'yı Almanca kaydettiğimiz dönemde; prodüktör Kurt Heidenreich "Bir Türk dünya starı olmaz; izin vermezler" dedi. Yabancı prodüktörlerin bakış açısı bu. Bu yüzden Tarkan da Amerika'dan eli boş döndü. Bu çark böyle işliyor.

Genç lerden Mustafa Ceceli'yi beğeniyorum. 'Yağmur Ağlıyor' şarkımı söylemişti. Çok duygusal ve yumuşak okuyor; sesi kalbe dokunuyor.

"ŞANINI DUYDUM DA GELDİM"

'Karaböcek' piyesini sizin hayatınızda önemli bir oyun. Kimler vardı?

'Karaböcek' piyesinde şimdi hep bildiğiniz tiyatromuzun çok değerli isimleri vardı. Henüz 5 yaşındaydım. Yıldız Kenter annem rolündeydi. Kadroda Müşfik Kenter, Agah Ün, Tekin Akmansoy da vardı.

Konusu nasıldı?

İki ailenin hikayesiydi; bir ailenin çocuğu olmuyor, diğer aileyi beni dünyaya getirdiklerinde çok kıskanıyorlar, çocuğu kaçırıp ormana bırakıyorlar... Beni ormanda bulan türlü türlü canlılar ne olduğu anlamaya çalışıp orman kraliçesi ilan ediyorlar ve 'Karaböcek' ismini veriyorlardı. Allah rahmet eylesin Müşfik Kenter kütük rolündeydi. Piyes çok meşhur olmuştu, akın akın okullardan öğrenciler gelip izliyordu, tam 6 ay sürdü. Bir tacım vardı, bazen taşları düşerdi, kristal avizeden taşları koparıp tacıma takardım.

Size soyadınızı 'Karaböcek' piyesini izleyen İsmet İnönü'nün verdiği söyleniyor...

Evet doğru. 'Karaböcek' oyununu sahnelerken beni izlemeye geldi. Beni dar koridorlardan geçirip yanına götürdüler. Yanında korumaları vardı. Bana "Şanını duydum da geldim, istikbalin belli" dediğini hatırlıyorum.

Sabah : http://www.sabah.com.tr