Senaryosunu Turgut Özakman'ın kaleme aldığı 'Çanakkale 1915', sezonun merakla beklenen filmlerinin başında geliyor. Baştan sonra Çanakkale Savaşı'nı konu alan dev bütçeli filmi, genç yönetmeni Yeşim Sezgin ile yapımcısı Serkan Balbal, GÜNAYDIN'a anlattı.
'Çanakkale 1915', nasıl bir film oldu?
YEŞİM SEZGİN: Filmimiz Turgut Özakman'ın 'Diriliş' kitabından yola çıkılarak çekildi. Filmin senaristi de Turgut Özakman. Bir milletin yeniden dirilişini anlatan bir hikaye. Aslında tam anlamıyla bir kahramanlık destanı. Biz filmde Çanakkale Savaşı'nın bir bölümünü değil tamamını anlatıyoruz. Hem dönem hem de savaş filmi yapınca, işiniz biraz zor oluyor.
Bu sezon iki Çanakkale Savaşı filmi daha vizyona girecek. Onlardan haberdar mıydınız?
SERKAN BALBAL: Filmin başlangıcı 2008'e dayanıyor. O dönem Turgut Hoca senaryo çalışmalarına başlamıştı. 2011'de hızlanan proje, bugünlere kadar gelmiş oldu. Biz sırf gerekli yerlerde çekim yapabilmek adına, 16 ay izin almak için uğraştık. Yıllar önce Çanakkale'de şehitlikleri ve cepheleri gezerken elinde He-Man oyuncağı olan bir çocuk gördüm ve "Bu kadar büyük kahramanlarımız varken, neden bunları anlatamıyoruz?" dedim. Turgut Hoca ile bu filme karar verdik.
20 FİLM ÇEKSEK AZ!
Gerçek mekanlarda çekim yapmak konusunda bu kadar hassas olmanızın nedeni nedir?
Y.S.: Bu olayın dokusu ve duygusu çok ayrı. Biz o mekanlara girdiğimizde çok etkilendik; orayı resmen yaşadık. Ben zaten oyunculardan önce gidip Çanakkale'yi gezip dolaştım. Orada Çanakkale Savaşı'nda yaşanan bütün duygu size geçiyor. Bence bir yönetmen için de, oyuncu için de, bu çok büyük bir fırsat çünkü orası canlı bir mekan. Filmde animasyon ve dekor da kullandık ama önemli olan; Çanakkale ruhunun bunlarla birleşip bir bütün halinde izleyiciye ulaşması.
Bu sezon Çanakkale Savaşı'yla ilgili iki film daha olması sizin için dezavantaj mı?
Y.S.: Bence bu tamamen bir tesadüf, ben diğer filmlerden haberdar olduğumda biz ön çalışmalara başlamıştık. Talih veya talihsizlik olduğunu film gösterime girdikten sonra anlayacağız. Bir de Çanakkale Savaşı çok geniş bir konu; şu anda ben 10 farklı Çanakkale senaryosu daha çıkarabilirim. O nedenle 20 tane daha Çanakkale filmi çeksek, yine de bu destanı tam anlamıyla anlatamayız.
Film yüksek bütçesi ve iddialı prodüksiyonuyla da çok konuşuluyor...
S.B.: Filmimiz ciddi bir bütçeyle çekildi; 11 milyon lirayı biraz aştı... Hem dönem hem de savaş filmi olması nedeniyle, bu filmin her ayrıntısı maliyetli aslında... Bir de ciddi ölçüde özel efekt kullanıldı filmde. Biz savaşın tamamını anlattığımız için, ilk defa deniz savaşı bizim filmimizde işlendi. 2 binden fazla figüran kullanıldı.
ÖLÜMLERİ ABARTMADIK ?
Çok ölüm sahnesi var mı?
Y.S.: Savaşı vahşi bir şekilde anlatmıyoruz. Elbette bir savaş filmi olduğu için ölümler var ama bunu abartmadık. Zaten savaşın kendi acısı var. O yüzden ekstra abartılı bir adam öldürme yok bizim filmimizde. Bazı vurulma sahneleri, gerçek kahramanların başlarından geçen olaylar. Yani olayın gerçeğinden daha öteye gitmedik.
Bu filmde seyircinin kahramanı kim olacak?
Y.S.: Filmin 20 kişilik ana cast'ı var ve hepsinin senaryoda ayrı önemi var. Kahraman olabilecek ise en az dört kişi var, buna seyirci karar verecek. Erlerden komutanlara kadar her biri birer kahraman... Sırtında 280 kiloluk bir top mermisi taşıyan 'Seyit Onbaşı' var; onu Ufuk Bayraktar canlandırıyor.
Siz en çok hangi sahneden etkilendiniz?
Y.S.: Çekimlerde çok duygulu anlar yaşadık; savaşın içine girdik. Ciddi ciddi dağları taşları havaya uçurduk. Birçok oyuncuyu canlı canlı toprağa gömdük! Bu film ciddi bir dramatik hikaye içeriyor; öyle komutanlar emir veriyor, herkes birbirini bombalıyor şeklinde değil! Ben en çok bir askerimizin vurulma sahnesinden etkilendim. Bir de süngü savaşına giden askerleri çektiğimiz sahne beni çok etkiledi. Hepsi ellerinde süngülü tüfeklerle, koşarak savaşa giriyor ve hepsi de öleceklerini biliyor. Çektikten sonra ekibin morali bozuldu, otele gittiğimizde hepimiz ağladık.
#Sayfa#
TEK BENZERLİĞİMİZ FİLMİMİZİN İSMİ
Y.S: Sinan Çetin'in Çanakkale Çocukları filmini izleyemedim. Tarz olarak bizim filmle çok bağdaşmadığı belli. Bu yönetmenin tercihi, saygı duymak lazım. Bizim filmle onun sadece isimleri benziyor.
SAVAŞTA KITLIK YAŞANMADI
Bu filmle izleyiciyi bilinçlendirecek misiniz?
Y.S.: Tabii ki... Çünkü insanlar eleştiriyorlar ve okuyorlar. Çanakkale Savaşı hakkında çok fazla yanlış bilgi dolaşıyor ortada. Mesela o dönem askerin çok açlık çektiği söylenir. Aslında yiyecek sıkıntısı yoktu, sadece yiyeceğin askere ulaştırılması mümkün olmuyordu çünkü düşman uçakları askerlere yiyecek taşıyan konvoyları bombalıyordu. Yani açlık ve kıtlıktan dolayı yiyeceksiz kalınmamıştı. Bir de ortada dolaşan iki asker fotoğrafı vardır; üstleri başları yırtık pırtık. Bunlar Çanakkale Savaşı'nda savaşan askerler değildir. O fotoğraf, İzmir'de havaalanında çalışan iki işçiye ait. Bu detayları araştırmak gerekir.
BUNDAN DAHA İYİSİ YAPILAMAZ
Sosyal medyada yapılan, silahların ve askeri kıyafetlerin gerçeği yansıtmadığı yönündeki eleştirilere ne diyorsunuz?
S.B.: Kullanılan aksesuvar, kıyafet ve mühimmatların eleştirilmesini kabul edemem. Bunlar tamamen bilgisizlikten kaynaklanıyor. Askerlerin üzerinde yırtık pırtık elbiseler olduğunu söylüyorlar. Araştırırlarsa öğrenirler; Enver Paşa ordunun moralini yükseltmek adına askeri kostümleri yenilemişti. Bizim filmde askeriyenin içinden danışmanlarımız vardı. Bu filmden daha iyi bir Çanakkale filmi yapılacağına inanmıyorum.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Süngü Savaşını Çekerken Çok Ağladık - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?